Yüksekova'da öldürülen Şerali’nin oğlu: Babamın söylenen olayla akalası yok
Yüksekova’da askerlerin “dur” ihtarına uymadığı için öldürülen Şerali Dereli’nin oğlu: Babamın söylenen, konuşulan ve yapılan hiçbir olayla alakası yok.
Fotoğraf: MA
Yüksekova’da askerlerin “dur” ihtarına uymadığı için açılan ateş sonucu atıyla beraber hayatını kaybeden Şerali Dereli’nin oğlu Sultan Ali Dereli, “Babamı yukarıya götürmüşlerdi, sırf iftira atsınlar, kaçakçıdır diye. Zaten babamın katledildiği yerle evimiz arasında 40 metre mesafe var babamın söylenen, konuşulan ve yapılan hiçbir olayla alakası yok” diye konuştu.
Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Esendere Beldesi Avyan (Duranlar) köyünde 29 Ekim tarihinde Şerali Dereli, evine birkaç metre mesafede askerlerin “dur” ihtarına uymadığı için açılan ateş sonucu atıyla birlikte yaşamını yitirmişti. Van Valiliği konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Olay yerinde yapılan incelemede yaklaşık 10 kilogram metamfetamin maddesi ele geçirilmiştir. Olay yerinde yapılan arama tarama faaliyetinde daha önceden ‘Uyuşturucu, uyarıcı madde imalatı ve ticareti’ suçundan kaydı bulunan Ş.D’nin hayatını kaybettiği görülmüş olup, konuyla ilgili olarak gerekli soruşturmalar devam etmektedir” demişti.
Şerali Dereli’nin oğlu Sultan Ali Dereli, bu süreçte yaşadıklarını Mezopotamya Ajansından Müjdat Can ve Mazlum Engindeniz’e anlattı.
"ASKERİN YARALI OLDUĞUNU SÖYLEDİLER"
Dereli, olay günü yaşananları şöyle anlattı: “Babam gittikten sonra saat daha 18.30 olmadan silah sesleri geldi. Annem, ablam, kuzenlerim, silah seslerini duyar duymaz evden çıktık ne olmuş, diye bakalım dedik. Evden çıkmamız ve askeriyenin evin önüne gelmesi bir oldu. Biz de ne oldu hayırdır dedik, onlar da buna karşılık ‘Siz ne arıyorsunuz burada, ne işiniz var’ dedi. Biz de bu köyde yaşadığımızı, silah sesleri geldiğini belirttik. Daha sonrasında ise bize evinize girin dediler. Biz de buna karşılık ne oldu diye soru sorduk. Onlar da bize yukarıda bir olay olduğunu ve olayda bir askerin yaralı olduğunu söylediler ve gidip askerimizi getireceğiz dediler. Baktık ambulans geldi. Tabii biz de ambulansı görünce tedirgin olduk. Babam orada olduğu için ben de sizinle gelmek istiyorum, babam korkmuş olabilir silah seslerinden dolayı. Babamı çağırayım, gelsin dedim. Yok dedi ‘Baban ne arıyor orada’ dedi ve biz böyle konuşmaya devam ettik.”
"BABAMI YUKARI GÖTÜRMÜŞLER"
Dereli, devamla şunları ifade etti: “Orayı aşıp atın olduğu yere vardık ve atın öldürüldüğünü gördük ama babam orada değildi. Bizim de daha olay yeni yaşandığında silah seslerinin yeni yeni geldiğini duyduğumuz da orada bağırışları duyduk. ‘Dur, sakin ol’ diye boğuşma seslerini duyuyorduk. Biz olay yerine gittiğimizde ise babam dediğim gibi orada değildi. Baktık ki yukarı taraftan sesler gelmeye başladı. Biz de hemen diğer taraftan gittik, baktık babam vurulmuş yerde uzanıyordu. Askerler tarafından babamın etrafı sarılmıştı, izin vermediler bakalım. Babam atın katledildiği yerde vurulmuştu. Babamı yukarıya götürmüşlerdi, sırf iftira atsınlar işte kaçakçıdır diye. Zaten babamın katledildiği yerle evimiz arasında 40 metre mesafe var babamın söylenen, konuşulan ve yapılan hiçbir olayla alakası yok.”
VALİLİĞİN AÇIKLAMASINA TEPKİ
Valiliğin yaptığı açıklamaya ilişkin de konuşan Dereli, “Valilik yaptığı açıklamada babam için ‘Daha önce bu kişinin uyuşturucu ile alakası’ var denildi. O zaman biz de diyoruz, binlerce uyuşturucu işi yapan insan var, hepsini katletsinler. İnsanları geçmişleriyle mi yargılayacaklar. Söylenen olay ise zaten babam suçsuzdur. Sırf Yüksekovalıdır diye üzerine suç atıldı ama babam yine de 10 yıl boyunca cezaevinde kaldı. Valilik bırakmadı acımızı da yaşayamadık. Allah kabul etmesin” diye konuştu.
"TÜM DELİLLER YOK EDİLDİ"
Aynı yerde vurulan tayın alelacele “Hiçbir delil kalmasın” diye veterinere götürüldüğünü belirten Dereli, “Hiçbir delil bırakmadılar ne varsa toplayıp gittiler. Sabaha karşı 04.00’te veteriner getirerek kurşun yiyen tayı alıp götürdüler. Amaçları biz bu kişiyi öldürdük ama hiçbir delil ortada yok demektir” diye belirtti.
Dereli, şöyle dedi: “Bırakmadılar cenazemizi dahi alalım. Sabahın 5’inde cenazemizi ancak alabildik. Akşam saat 18.00 de babamı vurdular, öldürdüler. Cenazeyi sabahın 5’inde verdiler. Şimdi de kalkıp raporda saat 22.18’de öldüğünü söylüyorlar. Bu gereksiz ve asılsız bir şeydir. Burada babamın vurulması ve silah seslerini duymamla olay yerine gitmem arasında sadece 40 dakika var.” (HAKKARİ)