05 Kasım 2020 23:55

Askıda ekmeğe muhtaç kadınlar: Ekmek bulduğumuz güne şükreder hale geldik

Esenyalı Mahallesi’nde yaşayan kadınların anlattıkları ülkede yaşanan yoksulluğun boyutlarını ortaya koydu. Kadınların "ortak noktaları" askıya ekmeğe dahi muhtaç olmaları.

Fotoğraflar: Evrensel

Paylaş

Yasemin ÖZDURMAZ
İstanbul

Pendik’e bağlı Esenyalı Mahallesi’nde yaşananlar ülkede yoksulluğun boyutlarını ortaya koyuyor. Annesinin çalışabilmesi için okuldan alınan ve kardeşlerine bakmak zorunda olan kız çocuğu, uzaktan eğitime bile bağlanamayan yoksul çocuklar, belediyeden aldığı yardımlara mahkum aileler, işsiz yurttaşlar… Evine ekmek götürememek alışılmış bir durum mahallede. Öyle ki fırınlar zaten yıllardır ‘askıda ekmek’ uygulamasını sürdürdüklerini söylüyor. Ancak talep pandemi ile patlamış. Bu durum bile “Ekmeği olmadığı için ücretsiz ekmek almak için uğraşan yoksul emekçileri devletin görmesi için daha ne olması gerekiyor?​” dedirtiyor.

İŞSİZ KALDI, EVE ASGARİ ÜCRETLE BAKIYOR

Ekonomik krizi, artan yoksulluğu, işsizliği derinden yaşayan yoksul emekçi mahallesi Esenyalı’da kadınlar, esnaf ve Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği yöneticileri ile görüştük.

Aslı’nın okul çağında iki çocuğu var. Pandemi döneminde işsiz kalmış. Eşi asgari ücretle çalışıyor. Çoğu ihtiyaçlarını karşılayamadıkları gibi 5 aylık kira borçları da birikmiş. Uzaktan eğitime ulaşamayan milyonlarca öğrenciden ikisi Ayşe’nin çocukları. Telefonunun kapanmaması için lira yükleyebildikleri günlerde EBA’ya bağlanabilmişler… Toplam 3 ya da 4 sefer. Ayşe askıda ekmeğin çözüm olmadığını biliyor daha iyi koşullarda yaşayabilmek için iş istiyor. “Cumhurbaşkanı diyor ki, eve ekmek götüremeyen mi var? Gelsin bizim halimizi bir görsün. Ekmek bulduğumuz güne şükür eder hale geldik. ‘Bize bedava bir şeyler verin’ demiyorum. İş istiyoruz. Asgari ücretle çalışan insanları görün artık istiyorum. Aylardır askıda ekmek alıyoruz. Çoğu fırın artık mecburen bedava ekmek veriyor. Onlar da esnaf, onların da durumu kötü ama yine de veriyorlar. Ama biliyoruz ki bu askıda ekmek bizim sorunumuzu çözmez ancak devletin başındakiler sesimizi duyup çözebilir” diyor.

ÜÇ ÇOCUĞUYLA YAŞIYOR

Sinem, iki yıl önce eşinden boşanmış 3 çocuğuyla birlikte yaşıyor. Boşandığı eşinden nafaka alamamış. Geçinmekte zorlanınca fabrikada işe girmeye karar vermiş. Bunun için bir çocuğun diğer çocuklara bakması gerekmiş. Bir çocuğu bu yüzden okulu bırakmış. Fabrikaya girmiş, kıt kanaat geçinmeye çalışırken salgın ile beraber kısa çalışma ödeneğine mahkum edilmiş. Kızını okuldan aldığıyla kalmış. Kızı da kendisi de bin pişman. “Ben hayatta kalmak için bu kadar çabalarken sağ olsun devletimiz ilk bizim gelirimize göz dikti” diyor, “Kısa çalışma ödeneğiyle işçilere resmen ‘Ölün’ dedi. Kızım onu okuldan aldığım için şimdi bana hesap soruyor. ‘Ne oldu? Boşuna çabalıyorsun’ diyor.”

Askıda ekmek tartışmalarına ilişkin “Acaba bizimle dalga mı geçiyorlar diye düşünüyorum” diyor, “Ben günlük ekmeğe verecek para bulamıyorum. Binada oturan bir komşumun ‘Ya git şu fırından askıda ekmek al’ dediği günden beri askıda ekmek alıyorum.” Ve soruyor: “Ama nereye kadar böyle devam edecek?​”

İKİ ODALI GÜNEŞ GÖRMEYEN EV, ASTIMLI ÇOCUK

“Yetkililere ulaşabilseydim gerçekten ihtiyacı olanlara yardım etmelerini söylerdim. Ekmeğe muhtaç olup olmadığımızı gelsin görsünler o zaman” diyor eşi işsiz olan bir kadın. İki odalı güneş görmeyen bir eve 600 TL kira ödüyor. Doğal gaz faturasına gelen zamlardan sonra ısınmak için soba yaktığını, iki ayda bir belediyeden aldığı 200 TL yardımla geçinmeye çalıştığını söylüyor. Eşi ara sıra iş bulabilirse bulduğu işte çalışıyor. “Elimize geçen parayla kahvaltılık alsan kuru gıda alamıyorsun. Bunun elektrik, su faturası, kirası var” diyor ve devam ediyor: “Yıllardır bu yardımlarla geçinmeye çalışıyoruz. Arada merdiven temizliğine gidiyorum. Çocuğum astım hastası. O daha iyi olsun diye ben de güneş gören balkonlu bir evde oturmak isterdim. Ama iki odalı en kötü evin kirası bile 800 TL. Virüsten ötürü daha da zorlanıyoruz. Çocuklarım okula gidiyor ama böyle giderse onları okuldan alacağım. Evine 2 bin 500 TL maaş giren de askıda ekmek alıyor. 2 bin 500 TL bana göre çok ama kira faturalar kredi borcu derken o bile yetmiyor. Artık borçsuz insan yok. Aşağı mahallede fırında askıda ekmek veriliyor. Benim çocuğum küçük olduğu için evde tek bırakamıyorum fırın uzak olduğu için fazla gidemiyorum. Cumhurbaşkanımız bizi görse böyle demezdi.”

FIRINCILAR: ASKIDA EKMEĞE TALEP PATLADI

Mahallede askıda ekmek uygulaması ile ilgili fırıncılarla görüştük. Yıllardır kendi inisiyatifleriyle ihtiyaç sahiplerine ücretsiz ekmek ulaştırmışlar. Pandemi döneminde artan yoksullukla birlikte talebin arttığını ve karşılamakta zorlandıklarını aktarıyorlar.

“Askıda ekmek uygulamasını zaten kendi insiyatifimizle uzun zamandır uyguluyorduk. Pandemi dönemiyle birlikte ücretsiz ekmeğe talep arttı” diye söze giriyor fırıncı ve ekliyor: “İnsanlar fazla para verip askıda ekmek satın alıyorlardı. Mahalledeki ihtiyaç sahiplerini biz biliyorduk şimdi yoksullaşmanın artmasıyla birlikte her gün başka birileri askıda ekmek var mı? diye soruyor. Çoğu zaman askıda ekmek olmasa da bedavadan ekmek veriyorduk. Şimdi gerçekten ihtiyacı olanlar mı alıyor? Bilmiyoruz.” Esnaf olarak zor durumda olduklarını bir çuval unun 158 liraya yükseldiğini artan maliyetler yüzünden artık ücretsiz ekmek uygulamasını devam ettiremediklerini söylüyorlar

YOKSULLUĞU DEĞİL, AÇLIĞI GÖZLER ÖNÜNE SERDİ

Esenyalı Mahallesi’nde 7 yıldır faaliyet yürüten Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Yöneticisi Zahide Kiper pandemi süreci ile beraber dernek olarak ‘askıda ekmek’ uygulaması gerçekleştirdiklerini söylüyor. Kiper’e göre pandemi süreci zaten yoksul olan mahallede yoksulluğu ve kadına şiddeti keskinleştirdi.

Pandemi aylarında da pek çok kadın sizinle iletişime geçti ve iletişim halinde oldunuz. Pandemi sürecini yoksul kadınlar açısından anlatabilir misiniz?
Pandemi öncesinde zaten bariz görünen bir yoksulluk, işsizlik ve işten atmalar vardı. Pandemi ile birlikte hem dünyada hem de ülkemizde kadına şiddet vakaları daha da artış gösterdi. Derneğimize de kadınlar yaşadığı şiddet üzerinden ulaştı. Bu 8 aylık süreçte yoksulluğun dibini gören insanlarla karşılaştık. Ekonomik olarak biraz daha iyi durumda -yani çalışacak bir işi ve ücreti- olan üyelerimiz, mahalledeki duyarlı esnaf ve bu dayanışma sürecine dahil olmak isteyenler sayesinde bir dayanışma ördük. Ekonomik krizin daha da yoksullaştırdığı emekçiler için bir nebze nefes olmaya çalıştık. Bahçeli'nin ‘askıda ekmek’ yani ücretsiz ekmek söylemini biz pandeminin başından beri bizimle dayanışma içinde olan dostlarımız sayesinde uyguluyoruz.

Pandemi dönemi görülmek istemeyen üzeri bir şekilde örtülmek istenen yoksulluk bile değil açlığı gözler önüne serdi. Örneğin, 3 çocuğu ile birlikte sosyal hizmetlerden aldığı 1000 liralık yardımla geçinmek zorunda kalan bir kadın arkadaşımız var. Küçük çocuğu olduğu için çalışamıyor. İş bulsa bile çocuğunu vereceği kreşe ödeyecek parası yok. Dört boğaza bakıyor. Evinde ne buzdolabı var ne de çocuklarının eğitim alabileceği EBA’ya bağlanabileceği bir televizyonu. Hani refah seviyemizi gösteren her evde olan(!) buzdolabı var ya, bu kadının evinde olmayan buzdolabını biz dayanışmayla çözdük.

Kadınlar artan kriz ve geçim sıkıntısı ile ilgili neler söylüyor, size yaklaşımları nasıl oluyor?
Korona sürecinde eşi ücretsiz izne çıkartılan ve ayda 1100 liraya mahkum edilen bir fabrika işçisinin eşi ekmek almaya utana sıkıla geliyor. Tersanede iş güvencesi, can güvencesi olmayan taşerona çalışan ve pandemi ile birlikte işsiz kalan emekçi geliyor. Eşi, beliyle ilgili sakatlık geçirdiği için zaten arada sırada çalıştığını, bu dönem işsiz kaldığı için kendisinin merdiven temizliğine gitmek zorunda kaldığını söyleyen emekçi kadın ekmek almaya geliyor.

Bu kadın gibi daha birçok kadın var. Askıda ekmeğin çözüm olmadığını biliyorlar. İşçiler pandemi döneminde korkarak ve çekinerek çalışıyor. Artık işsizlik korkusu ölüm korkusunu geçti. Bunu en iyi kendimizden biliyoruz. Eşim korkuyor ama bir taraftan umursamıyor. Korku bile sıradanlaştı. Eşim bana alışveriş konusunda nadiren karışırdı ama artık ekmek alırken bile halk ekmek daha ucuz şu kadar fark var, fırın ekmeği ile arasında deyip hesap yapmaya başladı. Eve gelirken bugün dernekte dağıttığımız ekmekten ben de faydalandım. Eşime, “Bak ev ekonomisi. Ekmekle bizi sınıyorlar” dedim ve gülüştük.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de son 24 saatte 81 kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

İçişleri Bakanlığı Kovid-19 önlemlerine dair yeni genelge yayımladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa