06 Kasım 2020 14:35

"OHAL döneminde tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesi yaşanmıştır"

Dersim’de açıklama yapan KESK ve DİSK, 15 Temmuz'un ardından KHK ile 130 bin kamu emekçisinin ihraç edildiğini, bunun Türkiye tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesi olduğunu belirtti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Dersim’de Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenlerin durumuna dikkat çekmek için basın açıklaması düzenledi. Sanat Sokağı’nda gerçekleşen açıklamaya Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri de destek verdi. “Geri Döneceğiz Biz Kazanacağız” pankartının açıldığı açıklamayı katılanlar adına KESK Dönem Sözcüsü ve Tüm-Bel-Sen Dersim Şube Başkanı Mazlum Doğan okudu.

"EN BÜYÜK KAMU GÖREVLİSİ TASFİYESİ YAŞANDI"

Kamudan ihraç edilen on binlerce insanın durumuna değinen Mazlum Doğan, “OHAL döneminde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesi yaşanmıştır. 12 Eylül döneminde 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu kapsamında yaklaşık beş bin kişi kamu görevinden çıkarılırken 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bunun tam 26 katı, yaklaşık 130.000 kamu emekçisi ihraç edilmiştir." dedi.

İhraçlarla ‘yasama organının tasarruflarının idare tarafından değiştirilemeyeceği’ ilkesinin pervasızca ihlal edildiğini aktaran Doğan, "Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, savunma hakkı da ihlal edilerek idari tasarrufla hukuka aykırı olarak ellerinden alınmıştır. İhraç kararlarına karşı hiçbir başvuru yolunun olmamasının yarattığı hukuki kriz, önüne on binlerce başvuru gelen AİHM’in de içinde olduğu bir pazarlık süreci sonucu bir oyalama mekanizmasıyla aşılmaya çalışılmış ve 685 Sayılı KHK ile OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu kurulmuştur. OHAL İnceleme Komisyonuna bazı kanun hükümlerini geçersiz kılma yetkisi verilerek hukuksuzluk devam ettirilmiştir" dedi. 

"BİLİNÇLİ BİR GECİKTİRMEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

Aradan neredeyse 4 yıl geçmiş olmasına rağmen komisyonun hala 16.050 dosyayı karara bağlamadığını söyleyen Doğan, İhraç edilenlerin çalıştırılmaması için işverenlerin el altından tehdit edildiğini belirterek “Karara bağladığı dosyaların yüzde 88,5’ini ise reddetmiştir. Başvurusu reddedilenlerin itiraz ettiği İdare Mahkemeleri de Komisyonun hızıyla karar almakta olup yıllara yayma görevini devam ettirmektedirler. Komisyon, son resmi açıklamasını 2 Ekim 2020 tarihinde yapmıştır. Hala karara bağlanmayan 16.050 başvurunun 2.441’i KESK’lilere aittir. Oransal olarak yüzde 15’e denk gelmektedir. Tüm başvurulardan hala yüzde 13’ünün karara bağlanmadığı göz önüne alındığında kalan dosyalar içerisindeki KESK’lilerin oranının yüksekliği bilinçli bir geciktirme ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir" dedi. 

"CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"

Oyalamanın diğer hukuk dışı politikalarla da birleşerek cezalandırmaya dönüştürüldüğünü belirten Doğan, "Yurtdışında tedavi görenler pasaport yasağı nedeniyle gidememiş, hastalıkları ilerlemiş, yaşamlarının geriye kalan kısmını yatağa bağımlı halde geçirenler olmuştur. Kamu görevinden çıkarılarak anayasal ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış çalışma hakkı gasp edilmiştir. İhraç edilenlerin çalıştırılmaması için işverenler el altından tehdit edilmiş, geçen haftalarda ihraç edilenlere iş bulması için yardım edenlerin gözaltına alınması hukuk ile izah edilemeyecek bir aşamaya varmıştır. Pasaportlarına el konularak seyahat hakları, eğitim hakları, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi baskılarla medeni kanundaki temel hakları gasp edilmiştir. Seçme seçilme hakları ellerinden alınmıştır. Yüzbinlerce kişiyi fiilen vatandaşlıktan çıkarmış, sosyal ölüme terk etmeyi hedeflemiştir. Güvenlik soruşturması ve arşiv kaydı araştırması adı altında Kişisel Verilerin Korunması başta olmak üzere temel insan hakları hiçe sayılmaktadır. Mahkemelerin beraat kararı verdiği, savcıların takipsizlikle sonuçlandırdığı dosyalar dahi güvenlik soruşturmalarına konu edilmekte, nasıl ve hangi kriterlerle hazırlandığı bilinmeyen, itiraz edilemeyen istihbarat raporları esas alınmaktadır” diye konuştu.

"OHAL’DE YİNE SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜKLERİ FİİLEN ORTADAN KALDIRILDI"

Doğan, “Kamu kurumlarında mülakatla ya da açıktan atamalarla yapılan işe alımlarda donanım ve gerekli özellikler itibari ile uygun olan başvurucular arşiv kaydı araştırması ve güvenlik soruşturması yöntemiyle elenmektedir" diyerek şöyle davam etti: "Liyakatsiz, eş-dost-evlat atamaları kamusal hizmetlerin niteliğini düşürmekte, işçi cinayetlerine, kazalara yol açmakta, iş barışını bozmaktadır. Öte yandan sendika seçme hakkı ve örgütlenme özgürlüğü fiilen ortadan kaldırılmaktadır. KESK’li emekçiler olarak; bu girişimlerden vazgeçilmesi, liyakatsiz atamaların ve kadrolaşmanın temel yöntemi olarak kullanılan, arşiv kaydı araştırması, güvenlik soruşturması, fişleme gibi uygulamaların derhal sonlandırılması çağrımızı yineliyoruz." (Dersim/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de son 24 saatte 83 kişi Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi (6 Kasım Cuma)

SONRAKİ HABER

İşsiz depremzededen tepki: Türkiye’de bir kaşık yer almak kolay mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa