06 Kasım 2020 16:20

Kurumlardan ortak çağrı: Cezaevlerinde ihlallere son verin

Kurumlar Kovid-19 salgınında tutukluların sağlık ve tedavi hakkına ilişkin ortak yazılı açıklama yayımlayarak çözüm önerileri sundu.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Salgın sürecinde tutukluların haklarının kısıtlanmasına ilişkin ortak açıklama yapan sağlık, meslek, insan hakları ve hukuk örgütleri, durumun hukuka aykırılık taşıdığını kaydederek, ihlallere acilen son verilmesi gerektiğini belirtti.

Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD), Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Sağlık ve Sosyal Hizmet Sendikası (SES) Anadolu, Bakırköy ve Şişli Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği(MATUHAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Toplum Hukuk Araştırmaları Vakfı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), koronavirüs (Kovid-19) salgınında tutukluların sağlık ve tedavi hakkına ilişkin ortak yazılı açıklama yayınlayarak, çözüm önerileri sundu.

"TEDAVİ İÇİN AYLARCA BEKLİYORLAR"

Açıklamada, salgının tüm dünyada yüzbinlerce insanın yaşamına mal olduğu ifade edilerek, cezaevlerinin koşulları nedeniyle en riskli yerlerin başında geldiği kaydedildi. Tutukluların sağlık ve tedavi hakkının kısıtlanmasının salgınla birlikte en üst düzeye çıktığı belirtilen açıklamada, salgın öncesinde de tutukluların revir ve hastane sevklerinde ciddi eksiklikler yaşadığının ve revire çıkabilmek için ya da hastaneye gidebilmek için tutukluların bazen haftalarca bazen de aylarca beklemek zorunda kaldığın altı çizildi.

"SEVKLER GECİKİYOR"

Salgının ilk dönemlerinde acil durumlar dışında hastane ve revir çıkışların durdurulduğunun aktarıldığı açıklamada, “Yeni normale geçiş ile birlikte hastane sevkleri yeniden başlamış olmasına rağmen salgın öncesinde olduğu gibi sevkler gecikmeli olarak yapılmaktadır. Hastane dönüşleri uygulanan 14 günlük karantina koşulları da tedavi ve sağlık hakkına erişimin önündeki bir diğer engeldir. Bazı hapishanelerde mahpuslar karantina koğuşlarında 20-30 kişi bir arada kalırken, bazı hapishanelerde tek başına en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan hasta mahpuslar 14 gün boyunca tek başına kalmak zorunda bırakılmaktadır. Kalabalık karantina koğuşları uygulamasında yeni tutuklanan mahpuslar ya da sonradan yapılan sevkler ile gelen mahpuslar da toplu karantina koğuşlarına konulduklarından, mahpusların karantina süreleri her seferinde yeniden başlamakta ve mahpuslar uzun süre koğuşlarından ve kişisel eşyalarından uzak kalmaktadır” ifadelerine yer verildi.

"DEVLET HAKLARI KORUMAKLA YÜKÜMLÜDÜR"

Ayrıca, tutukluların karantina koğuşlarında radyo, televizyon, kitap, dergi, mektup gibi iletişim araçlarından da mahrum bırakıldığı ve bazı cezaevlerinde tutukluların havalandırmaya çıkarılmadığının ifade edildiği açıklamada, bazı cezaevlerinde ise tutukluların kanunda öngörülen sürelerin çok altında havalandırmaya çıkarıldığına işaret edildi. Açıklamada devamla şu ifadeler kullanıldı:

“Bu uygulamalar mahpusların hastaneye gitmek istememesine neden olmakta ve mahpusların tedavi ve sağlık hakları önünde engel teşkil etmektedir. Devlet temel hak ve özgürlükleri ihlal etmemek ve bu hak ve özgürlükleri korumak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Anayasanın 56. Maddesi’nde herkesin sağlıklı yaşam hakkına sahip olduğu belirtilerek insanların hayatlarını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmelerini sağlamak devlete bir yükümlülük olarak yüklenmiştir.”

"DEVLET TUTUKLULARIN YAŞAMINDAN SORUMLU"

Açıklamanın devamında iç ve uluslararası hukuk düzenlemeler ve kararlar kapsamında devletin tutukluların yaşamından sorumlu olduğuna işaret edilerek, “Mahpusların tedavi ve sağlık hakları önündeki engelleri kaldırarak mahpusların tedavi ve sağlık haklarına erişimini sağlamakla yükümlüdür. Bu doğrultuda; durumu acil olmayan ancak sağlık sorunları bulunan mahpuslar için revire sevkler arttırılmalı, hapishanelerde düzenli doktor bulunması sağlanmalıdır. Bu sebeple 30.04.2009 tarihli Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı Arasında Ceza İnfaz Kurumlarındaki Sağlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Protokol’ün sağlık hizmet sunumunun pandemi döneminde sürece uygun revize edilerek uygulamaya konulması gerekmektedir” denildi.

"SAĞLIK KURUMU NİTELİKLİ HALE GETİRİLSİN"

Cezaevi içinde var olan sağlık kurularının daha da nitelikli hale getirilmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, “Bunun yanında Kampüs tipi ceza infaz kurumlarında yer alan hastanelerin kullanımı arttırılmalı, devlet veya araştırma hastanelerinde bulunan imkanlar bu hastanelerde de sağlanmalıdır. Sağlık Hizmetine erişimde mahpuslara maske, eldiven, tulum gibi koruyucu malzemeler verilerek mahpusların muayene ve tedavilerini daha steril koşullarda gerçekleştirmeleri sağlanmalıdır. Hastane dönüşlerinde uygulanan 14 günlük karantina koşulları iyileştirilmelidir. Karantina hücrelerinin sayısı arttırılarak çok kalabalık ortamlar oluşturulmamalıdır” önerisine yer verildi.

"İHTAYÇLARI KARŞILAYIN"

Açıklama şöyle devam etti:

“Farklı hastanelere sevk olan mahpuslar, adliyelere sevk olan veya yeni tutuklanan mahpuslar ile aynı karantina hücrelerinde tutulmamalıdır. Karantina hücresine sürekli yeni kişiler getirilerek hali hazırda karantinada olan mahpusların karantina süreleri uzatılmamalıdır. Mahpusların normalde kaldığı hücrelerde bulunan kişisel eşyalarını ve kitaplarını karantina hücrelerine getirebilmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca karantina hücrelerinde mahpusların günlük ihtiyaçlarını karşılayacakları ve sosyal faaliyetlerine devam ettirebilecekleri su ısıtıcı, semaver, radyo, televizyon gibi eşyalar bulundurulmalıdır.”

"HAKLAR GÜVENCE ALTINA ALINSIN"

Karantina hücrelerinde kalan tutuklulara sabun, deterjan, dezenfektan gibi temizlik malzemelerinin ücretsiz olarak karşılanması gerektiği ifade edilen açıklamada, “Karantina hücreleri idare tarafından düzenli aralıklarla dezenfekte ettirilmelidir. Karantina hücrelerinde kalan mahpuslar normal hücrelerde olduğu gibi havalandırmaya çıkabilmelidir. İzolasyonun mahpuslar üzerindeki etkisini azaltmak için karantinada olmayan mahpusların belirli saatlerde ortak havalandırmalarda bir araya getirilmelidir. Bizler sağlık-meslek, insan hakları ve hukuk örgütleri olarak ihlallere son verilerek sağlık hakkına erişimin güvence altına alınmasını talep ediyoruz” diye belirtildi. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

AB iki TPAO yöneticisine yönelik yaptırım süresini 1 yıl uzattı

SONRAKİ HABER

AB, Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko'yu yaptırım listesine aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa