08 Kasım 2020 22:27

Yatılı dadılığa mecburiyet, herkes uyuyunca ders…

Çalışmak zorunda kalan YTÜ Biyomühendislik öğrencisi Destina, yaşadıklarını Evrensel'e yazdı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Destina
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencisi

Ben Destina Biyomühendislik 1. sınıf öğrencisiyim. Online eğitim sürecinde kişisel ihtiyaçlarımı karşılayabilmek için çalışma kararı aldım ve bana uygun olduğunu düşündüğüm ödev, oyun ablalığı iş ilanına başvuruda bulundum. Şu anda yatılı olarak 3. sınıfa giden bir çocuğa bakıcılık yapıyor, ödevleriyle ilgileniyorum. Yaşadığım şehirde iş bulma şansım çok az olduğu ve İstanbul’da kalmış olduğum KYK yurdu kapalı olduğundan dolayı yatılı bir iş bakmak zorundaydım. Öğrenciyken çalışmak tabii ki hayalim olan bir şey değildi ama ihtiyaçlarımı karşılamak için buna mecburum. Öğrenmekle yükümlü olduğum dersleri sağlayabilecek imkana maalesef sahip değilim. Şu anda giderim olmadığı için para biriktirip derslerimde gördüğüm bilgisayar programlarını kaldırabilecek bir bilgisayar almayı düşünüyorum. Dil eğitimim için yazın yurt dışına gitmek istiyordum fakat dolar kuru buna pek izin vermeyecek gibi. Okul açılana kadar bu işte kalmayı düşünüyorum okul açıldıktan sonra da okul saatlerime uygun bir iş bakacağım.   

Ailem maddi olarak bana yeterince destek olsa da onları zor duruma sokmamak ve kendi ayaklarımın üzerinde durmak için çalışıyorum. Çalışmak benim için çok farklı bir tecrübe bazen okul ve işi aynı anda yürütmekte çok zorlanıyorum. Ders takibim şu şekilde, ilgilendiğim çocuk da online eğitim görüyor çoğu dersimiz aynı saatlerde olduğu için birlikte derse giriyoruz. Derslerimin çok verimli geçtiğini söyleyemem. Derste olsam dahi çocuğun her türlü kişisel isteğini yerine getirmek zorundayım. Durum böyle olunca herkes uyuduktan sonra gün içindeki derslerimin kaydını izleyip ders çalışmak durumunda kalıyorum. Online eğitim çalışma konusunda bana avantaj sağlasa da öğrenme açısından hayli eksik kalıyor.  

Çalışmanın beni olgunlaştırdığını düşünüyorum fakat psikolojik olarak fazlasıyla yıpratıyor. Kendime ayırabileceğim özel zamanları elimden çalıyor. Öğrenci olarak yapmamız gereken tek şeyin öğrenmek olduğunu düşünüyorum. Donanımlı bir birey olabilmek için kullanabileceğim tek yıllar üniversite yıllarım. Maalesef ülke şartları, ekonomi, bize sağlanan imkanların kısıtlığı, gelir ve öğrenim adaletsizliği beni üniversite yıllarımda çalışmaya mecbur bırakıyor. Lüks bir hayat yaşamak istemiyorum yalnızca temel ihtiyaçlarıma sahip olmak istiyorum. Gençler olarak kültürlü bireyler olma ihtiyacımız bir kenara itiliyor. Barınma ve yemek dışında kalan her şey göz ardı edilebilir gibi bir anlayış hakim. Ben bunu kabul etmek istemiyorum. Bu ihtiyaçlarımı karşılayabilmek için de kendim çabalıyorum. Bu yaşımda maddiyat düşünmek yerine yeni yerler keşfetmek, okumak, sosyalleşmek, kendimi geliştirmek çok isterdim.  

 Son değinmek istediğim konu da ufak gözlemlerim hakkında. Maddi gücü yüksek bir ailenin yanında kaldığımdan dolayı çok farklı hayat tarzlarını gözlemleme şansı yakalıyorum. Onların çocukları benim ve çevremin gösterdiği çabanın çeyreğini bile göstermezken her türlü imkana sahipler ve bu imkanları genel olarak nasıl kullanacaklarını bile bilmiyorlar.  

Daha anlatılacak o kadar çok şey var ki... Uzun lafın kısası hayatın gerçekleriyle yüzleşiyor ve hayata bir yerlerden tutunmaya çabalıyorum.

ÖNCEKİ HABER

Havai fişek davası 6 Ocak’ta başlayacak: İstenen cezalar Soma davasındaki gibi

SONRAKİ HABER

İzmir depreminde yaşamını yitirenlerin sayısı 115'e yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa