RSF Türkiye Temsilcisi Önderoğlu: Medyanın Albayrak suskunluğu mesleğe ihanettir
RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu medyanın Berat Albayrak istifası suskunluğunu yazdı: Okura nesnel haber ulaştırma sorumluluğu bakımından da mesleğe ihanettir.
Görsel: Pixabay
Erol ÖNDEROĞLU
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi
Binlerce dükkan kısa çalışma ödeneği ve kredi desteğine rağmen kepenk kapatıyor, insanlar iş bulma kurumları önünde umutsuzca bekliyor, depremde ailesini kurtaran emekli “Bu devlete 65 yıl vergi verdim, bir arayıp soran yok mu?!” diye haykırıyor, işçiler sanayi bölgelerinde işveren şantajıyla yüz yüze pandemi tehdidine terk ediliyor.
Gelin görün ki bu ülkede, ayrıcalıklı sermaye gruplarına bağlı medya kuruluşlarından hiçbiri, pandeminin çok öncesinde ekonomik krizin baş sorumlularından biri olarak gösterilen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı olduğu için “yeri sağlam” Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Instagram üzerinden sağlık nedenini öne sürerek istifa ettiğini duyurmaya yanaşmadı.
Çoğunluk medyasının bu sessizliği ve yurttaşı bilgilendirmekten feragati, bir toplumu tehlikeler karşısından savunmasız bırakacak en vahim tutumlardan biridir. Bu keyfiyet, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde belirtildiği üzere okura nesnel haber ulaştırma sorumluluğu bakımından da mesleğe ihanettir.
İktidarın onca kamu kaynağıyla beslediği onca medya organının ekonomik kriz, sosyal haklar, yanlış toplumsal politikalar konusunda kamuoyunu yanıltması yeni değil. Hatırlanacak olursa, gazete sayfalarına yansımayan bu meseleler, iktidara fatura olarak 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde yansımıştı.
ELEŞTİRİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KÖKÜNÜN KAZINMASI
Son 15 yıldır iktidarın “Kutlu yürüyüş” ve “milli hedefler” yolunda rıza üretmek için ele geçirdiği büyük sermayeye bağlı medya kuruluşları, her yurttaşın vergileriyle beslenen ve karşılığında kutuplaştırma takdim eden zihinlerimiz için köreltici araçlardır.
İktidar ve sözümona öz düzenleyici kurumlarının (Cumhurbaşkanlık İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu, RTÜK vs.) bu ideolojik hedeflerle, araştırmacı gazeteciliği aforoz etmesi, eleştiri özgürlüğünün kökünü kazıması ve doğruları gündeme getirme sorumluluğunun hedef almasının en doğrudan mağduru yurttaştır. Bu yapısal tahribatla, esnek tarzlarda da olsa, nesnel ve gerçek misyonunu unutmayan gazetecilik örnekleriyle mücadele edilebilir.
GERÇEKLERE VE DOĞRULARA SAYGI DUYMAK VE UYMAK
Bazen, meslekteki standartları en uygun cümlelerle gözden geçirmek ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göz atmak sanıldığından daha faydalı olabilir. Meslek etiğine göre adım atması için gazeteciye, medyadan ne beklemesi gerektiğini bilmesi için de yurttaşa yararı vardır.
Bildirge, “Gazetecinin temel görevleri ve ilkeleri” başlığı altında;
“1. Halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, gazeteci, kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorundadır.
2. Gazeteci; bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunur.
5. Gazeteci; temel bilgileri yok edemez, görmezlikten gelemez ve metinlerle belgeleri değiştiremez, tahrif edemez. Yanlış, yanıltıcı ve tahrif edilmiş yayın malzemesi kullanmaktan uzak durur.
16. Gazeteci sıfatını taşımayı hak eden herkes meslek ilkelerine en yüksek seviyede uymayı taahhüt eder. Ülkesindeki yasalara saygılı olmakla birlikte, hükümet ve benzeri kurumların müdahalelerine kapalıdır. Mesleki olarak yalnızca meslektaşlarının ve kamuoyunun değerlendirmeleri ile bağımsız yargı organlarının kararlarını dikkate alır.
17. Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politikalar konularında önyargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır. Onu mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir…” diyor.