Ekoloji Birliği: Halkın toprakları şirketlere peşkeş çekilecek
Ekoloji Birliği komisyondan geçen kanun teklifiyle maden şirketlerinin ruhsat alanı dışında da tesis kurmalarının sağlandığına, halkın topraklarının şirketlere peşkeş çekileceğine dikkat çekti.
Fotoğraf: Evrensel
Ekoloji Birliği, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’ndan geçen ve Meclis gündemine gelmesi beklenen “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine” dair sosyal medya hesapları ile Zoom üzerinden basın toplantısı düzenledi. Teklifle enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek verildiği, kamu denetiminin ortadan kaldırıldığı, karın şirketlere dağıtılacağı ve tüm bunların karşılığında ise zararın halka yıkılması ve ekolojik yıkım sonucuyla karşılaşılacağına dikkat çekildi.
Açıklamayı okuyan Ekoloji Birliği Eş Sözcü Süheyla Doğan, iktidarın koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen doğa katliamından vazgeçmediğini vurguladı. Doğan, bu kanun teklifiyle enerji ve maden şirketleriyle daha fazla imtiyaz verildiği ve işçi ve emek sömürüsünün ise daha fazla önünün açıldığını ifade etti. Kanunun geri çekilmesi gerektiğini dile getiren Doğan, “Kanun teklifi komisyonda jet hızlıyla geçti. Önümüzdeki günlerde ise genel kurula getirilmesi bekleniyor. Ancak önemli olan hususlardan biri ise bu teklif hazırlanırken meslek ve ekoloji örgütlerinin görüşü alınmadı. Komisyona ise 13 sektör örgütü davet edildi. Ekoloji Birliği ve diğer örgütlerin katılımı ise pandemi nedeniyle engellendi” dedi.
"KAMU ALACAKLARINDAN VAZGEÇİLİYOR"
Teklif ile 21 dağıtım şirketi, 881 enerji üretim sahibi, bin 722 enerji üretim tesisi ve çok sayıda maden şirketine çeşitli imtiyazlar sağlandığının bilgisini paylaşan Doğan, “Maden şirketlerinin ruhsat alanı dışında da tesis kurmaları sağlanıyor. Maden şirketlerinden çeşitli işlemlerinde istenen ‘borcu yoktur’ yazısı istenmeyerek, kamu alacaklarının takibinden vazgeçiliyor. Havaya bir sürü kimyasal ve zehirli gaz salan, atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan ürünleri, orman ürünlerini ve çöpü yakarak elde edilen enerji ‘yenilenebilir’ sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle santrallarının önü daha da açılıyor” diye konuştu.
"DENETİM KALKACAK"
Şirketlere sermaye aktaran Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamının daha da genişletilmek istendiğini dile getiren Doğan, “YEKDEM ile Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının artışına neden olunuyor. Cumhurbaşkanı izniyle BOTAŞ, TPAO gibi kurumlar tarafından daha önce yurtdışında kurulmuş olan şirketlere, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarından muaf olmak üzere, yurtdışına yönelik çalışmak amacıyla, her türlü denetimden uzak, yurtiçinde de enerji şirketleri kurmaları sağlanıyor” diye belirtti.
"HALKIN TOPRAĞI PEŞKEŞ ÇEKİLECEK"
Kanun teklifinde kamu yararı olmaksızın istimlak olanağının da sağlandığını belirten Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkın, köylünün topraklarının sermayeye peşkeş çekilmesi süreci daha da hızlandırılıyor. Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor. Ülkemizin her yerinde köylüleri ve halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten ve HES, JES ve RES’lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor. Jeotermal alanların ihale bedellerinin taksitlendirilmesi sağlanarak JES’lerin sayıca daha fazla artmasının önü açılıyor. Bir kez daha yineliyoruz, kanun teklifinde halk yok, enerji demokrasisi yok, enerji tasarrufu yok, enerji verimliliği yok, enerji kooperatiflerine teşvik yok, ekolojik duyarlılık yok. Teklifte, enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek, daha fazla kıyak, kamu denetiminin ortadan kaldırılması, tüm yetkilerin Cumhurbaşkanı’nda toplanması, karın şirketlere, zararın halka yıkılması ve ekolojik yıkım var.”
Doğan, doğa ve yaşamı savunmaktan yana olan tüm siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, ekoloji örgütlerini ve halkı yasa teklifine tümden karşı çıkmaya çağırdı. (İstanbul/MA)