Deprem mi öldürür yoksa dayanıksız yapılar mı?
Rasathaneler depremin büyüklüğünü AFAD’dan daha çok açıklarken, AFAD’ın 6.6’da ısrar etmesi, güncellememesi “İktidarın çeşitli yükümlülüklerden kaçmasını sağlayacak bir yol mu?” tartışmasını doğurdu.
Kaynak: pixabay
Ferhat DOĞAN
Aydın YİĞİT
Çukurova Üniversitesi
30 Ekim günü gerçekleşen 6.8 şiddetindeki* İzmir depreminde 114 kişi hayatını kaybederken yüzlerce vatandaş ise yaralı olarak kurtulabildi. Depremin ardından enkaz çalışmaları günlerce devam ederken tüm yurtta gelişmeler dikkatle takip edildi. 2020 yılı içerisinde İstanbul ve Elazığ’da depremler gerçekleşmiş olmasına rağmen son olarak İzmir’de meydana gelen deprem birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Aynı güzergahta yan yana bulunan binalardan birinin yıkılıp diğerinin sağlam kalması, yıllardır devam eden imar afları, kaçak yapılar vb. sorular hala tartışılmaya devam ediyor. Ülkede depremlerin sık yaşandığı gerçeği bilinirken yerel yönetimlerden merkez hükümete kadar alınmayan önlemler ile müteahhitleri “koruyan” yapı politikaları ise bu tartışmaların ortasında yer alıyor. Biz de Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin bu tartışmalara verdikleri cevapları derledik.
ASIL ÖNEMLİ OLAN FAY HATTINA UZAKLIK DEĞİL MÜHENDİSLİK HİZMETİ
Resul
İzmir'de gerçekleşen deprem gerçekten büyük bir depremdi. Peki gerçekten bu derece ciddi can ve mal kaybına yol açması beklenecek, ön görülememiş kadar büyük bir deprem miydi?İTÜ'nün İzmir depremi hakkındaki raporunda da belirtildiği gibi deprem sırasında oluşmuş olan ivme spektrumları, tasarım sırasında kullanılan ivme spektrumlarının altındadır. Başka bir deyişle bölgede yönetmeliğe uygun ve iyi bir mühendislik hizmeti alarak binalar tasarlanmış olsaydı bu depremden ciddi bir zarar alınmadan çıkılmış olacaktı. Deprem sonucu yıkılmış olan binaların fotoğraflarına bakıldığında da göründüğü üzere beton kaliteleri çok düşük. Binanın inşa edildiği zamanki beton kalitesinin ileri bir tarihte düşebiliyor olması hususu göz önüne alındığında beton kalitelerinin periyodik olarak kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyorum.İzmir'de gerçekleşen deprem sonrasında, bölgenin zemin kalitesinin çok kötü olduğu birçok kez söylendi. Ancak iyi bir mühendislik hizmeti alınmış olan her bina için zemin kalitesinin dikkate alınıyor olması, gerekiyorsa zemin iyileştirme yöntemlerinin kullanılıyor olması yine bu ciddi kayıp için bir bahane olmadığını göstermektedir. Sosyal medyada birçok kez dile getirilen mevcut binanın fay hattına uzaklığının öğrenilmesi ve sanki bina fay hattına ne kadar yakınsa o kadar depremden etkilenecekmiş gibi lanse edilmesi, iyi bir mühendislik hizmeti almış bir bina için geçerli değildir, binalar tasarlanırken bu durum zaten göz önüne alınmaktadır. Asıl bilinmesi gereken durum fay hattına uzaklık değil, binanın iyi bir mühendislik hizmeti alıp almadığıdır. Mühendislik hizmeti alınmış olan binalarda dahi, bir tek kolonun kesilmesi, kaçak kat çıkılması yapı için ciddi bir sorun teşkil ediyor iken hiç ya da çok az mühendislik hizmeti alınarak inşa edilmiş olan yapıların imar affı kapsamında kaçak katlarına göz yumulması, gelecek bir tarihte hepimizi tekrar üzecek olaylara gebedir. Devlet yöneticileri bunun bilinciyle hareket etmeli ve bu durumlar karşısında imar affı gibi bir ödül vermek yerine bu kişileri cezalandırılmalıdır. Özellikle toplum arasında taşıyıcı olmayan duvarların ortadan kaldırılarak 2-3 metrekare kadar kazanılacağı düşüncesi yaygın olmasına rağmen bu durum düşeyde sürekliliği bozacağı için binada yapısal göçmelere sebebiyet verebilecek bir durumdur. Üzülerek söylüyorum ki 2 kuruşa mühendislerin çalıştırılması, işsizlik ile korkutulması ülkemiz yapılarının iyi bir mühendislik hizmeti alamamasına ve binaların bir sonraki depremde yıkılarak yine can ve mal kayıplarına sebebiyet vermekten başka hiçbir işe yaramayacaktır. Biz ise yine her zaman yaptığımız gibi o kutsal sözü “Deprem değil bina öldürür” sözünü söylemeye devam edeceğiz.SORUNUN TEMELİ BASİT
İnşaat Mühendisliği Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
Depremi engelleyemezsin ama can ve mal kaybını en aza indirebilirsin. Kayıplardan sorumlu birçok kişi ve kurum var. Ama hepsinin temelinde iktidar var. Peki iktidar bunun için ne yapıyor? Ölenler yaralananlar ve onların aileleri daha sağlam, daha güvenilir bir binaya yerleşmeyi akıl mı edemedi yani? Çürük binalarda kalmak hoşlarına mı gidiyor? Mühendislerimiz sağlam bina yapmayı mı bilmiyor? Bu deprem hakkında çok da bilimsel konuşmaya gerek yok. Her önüne geleni müteahhit yaparsan, bütün ihalelerini yandaşlarına verirsen bunu acısı illaki bir yerden çıkacaktır.VATANDAŞIN HERHANGİ BİR SUÇU YOK
Doğukan
Türkiye’de cebine para giren herkes kendini müteahhit sanıyor. İki kuruş para kazanan herkes “Ben bu parayla ev yapayım, bina yapayım, daha da zengin olayım” diyerek bilgisi olmadığı bir işe, inşaata girişiyor. İnsanlar sanıyorlar ki, inşaat yapmak; çimento karıştırıp kalıba dökmek, duvar örmek. Bu kadar basit bir zihniyet ile yapılan yapılar şu an can kaybına yol açtı. Çünkü inşaatta toplumu, insanlığı düşünen mühendisler yerine “Cebime daha fazla nasıl para sokarım” diyen bilinçsiz insanlar yer alıyor. Örneğin Türkiye’de 460 bin küsur müteahhit varken Almanya’da 3 bin küsur bu sayı.Yan yana yapılmış binalardan biri sapasağlam ayakta dururken diğeri ise tuzla buz olmuşsa olay gayet net. Vatandaşların herhangi bir suçu olamaz. Vatandaş ne oturduğu binanın kalitesini bilebilir ne de zeminini. Bunları mühendis bilir. Eğer yapılan binalar denetlenmiyorsa, yetkili kişiler tarafından alınan önlem sadece deprem yönetmeliği yazıp bir köşeye bırakmaksa sorumlu olarak başta yapılan inşaatlara imar izni verenleri sonra yapıların sağlamlığı denetleyenlere sonra vatandaşa bakılmalı. İşin acı tarafı bunların konuşulması için küçücük çocukların enkaz altında mı kalması lazımdı? Anneleri babaları ölen çocukların öksüz kalması mı lazımdı? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nde bu düzenbaz insanların tespit edilmesi ve okumuş bilgili işlerini cebi ile değil beyni ile yapan genç mühendislerin değerlendirilmesi bu kadar mı zor?
* Kandilli Rasathanesi 6,8 derken, AFAD 6,6 olarak açıkladı. ABD Deprem Gözlemevi ise depremi şiddetini 7,0 olarak duyurdu.