10 Kasım 2020 23:40
Kıvılcım EFTELYA
İnönü Üniversitesi

Geçtiğimiz günlerde İzmir Seferihisar açıklarında, Kandilli verilerine göre, 6.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde 114 kişi hayatını kaybederken 1035 kişi de yaralandı.Müteahhitlerin çaldığı malzeme değil ömrümüz aslında. 25 Ocak Elazığ Sivrice depreminden Malatya da etkilenmiş, burada da7şiddetinde depremler yaşanmıştı. Malatya’daki gençler olarak İzmir’deki depremde hayatını kaybedenlere, evsiz kalanlara üzülürken; insanlara mezar inşa eden müteahhitlere karşı da büyük bir öfke duyuyoruz.

“ÜLKEMİZDE DEPREMDEN ÖLENLERİN SAYISI DİĞER ÜLKELERE GÖRE DAHA FAZLA”

İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan Azad Aktaş, “Her depremde diğer ülkelerle oranla daha çok insanın öldüğünü,yaralandığını, evlerin daha çok çöktüğünü,kısacası depremin zararının diğer ülkelere kıyasla daha çok olduğunu göz önüne aldığımızda yeteri kadar önlemin alınmadığı sonucu ortaya çıkıyor. Daha fazla para kazanmak için insan hayatını tehlikeye atmaktan çekinmeyen müteahhitlerin üstüne bir de yetkililerin rantçı politikaları eklenince maalesef ki her halükarda olan halka oluyor. Bu ikilinin ortak eserleri olan konutlarda kalmak zorundaki insanlar nüfusun büyük bir çoğunluğunu oluşturunca da muhtemel olduğu üzere can kaybı da fazla oluyor ”diyor.

“MADEN İŞÇİLERİNİN BU FEDAKÂRLIĞI, TALEPLERİNDEKİ HAKLILIKLARINI DA GÖSTERİYOR”

Direnişteki Somalı Maden İşçilerinin İzmir’deki depremde enkaz altındaki insanlara yardım etmesinin çok değerli olduğunu söyleyen Aktaş, “Depremde de kendi dertlerini, sıkıntılarını ve hatta hak arama mücadelelerini bir kenara bırakıp enkaz altındaki insanların yardımına koşmaları önemli bir fedakârlıktı. Sonuçta arama kurtarma çalışmalarına katılmak gibi bir zorunlulukları yoktu. Bu gönüllülüğü göstermeleri taleplerindeki haklılığı; polis ve askerin kendilerine karşı uyguladıkları sert müdahalelerde ne kadar yanlış yaptığını gösteriyor”diyor.

“RİSKLİ BİNALARDA OTURMAK TERCİH DEĞİL, YOKLUK-YOKSULLUK SORUNUDUR”

Çocuk Gelişimi öğrencisi olan İrem ise, “İktidar ve destekçilerinin ‘sıfır ev alın’, ‘riskli binalarda oturulmasaydı’ tarzı açıklamaları gülünç geliyor. Riskli binalarda oturmak tercih değil yokluk-yoksulluk sorunudur. Bu yapıları belirlenip gerekli önlemleri alınmamasıdır tercih edilen. Herhalde kimse riskli binalarda oturmaya can atmıyordur, öyle değil mi?​” diyor.

Afet sonraları Kızılay’ın halktan bağış istemesine tepki gösteren İrem, “Kızılay’ın görevi yardım istemek değil yardım etmek. Bağış çağrısında bulunuyorlarsa daha önce deprem nedeniyle toplanan paralar ve deprem vergileri nerede?Milyonlar toplandı, ekstra vergi koyuldu ve SMS ile bağış sistemi başlatıldı. Tüm bunlara rağmen deprem önergesi reddedildi ve hiçbir önlem alınmadı.” diyor.

Depreme karşı alınması gereken önlemlerin halkın çoğunluğunun karşılayacak durumda olmadığını söyleyen İrem, “Devlet kullandığımız uygulamadan izlediğimiz filme kadar karışmaya hak buluyorsa olası bir deprem durumunda vatandaşını korumakla da yükümlüdür”diyor.

Son olarak haklarını arayan Somalı madencilere karşı haksızlık yapıldığını dile getiren İrem, “Enkaz altındakileri kurtarınca kahraman olan madenciler; isteklerini ve haklarını eyleme dökünce suçlu, terörist muamelesi görüyorlar. Emekçiler hakları olanı istiyor. Hakları verilmelidir”diyerek sözlerini bitiriyor.

“GEÇ OLMADAN ÜLKE GENELİNDE TEDBİRLER ALINMALIDIR.”

Üniversite sınavına hazırlanan Eren Pak ise, “Depreme dayanıklı binalarda oturmak maddiyat gerektiriyor. Maddi durumu iyi olmayan insanlar maalesef depreme dayanıksız binalarda oturmak mecburiyetinde kalıyor. Bu binaların gözden geçirilmesi gereklidir. Sadece İzmir için, Elazığ için, Malatya için değil, deprem haber vermez, ülke genelinde geç olmadan  tedbirler alınmalıdır”diyor.

Evrensel'i Takip Et