Depremin ardından hayatlarımız
Ellerinden yaşam hakkı ihmalkârlıklar yüzünden alınan insanların hesabını soracaklar elbet var olacaktır.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Doğa GÜNDÜZ
İzmir
Bugünlerde hepimiz derin bir üzüntü içindeyiz çünkü ihmal sonucu kaybedilen hayatlar gördük hem de hemen yanı başımızda. Acı uzak olduğu zaman göze batmaz ama yanı başımızda olduğunda derinden sarsılırız. Bizler de vicdanımızı rahatlatmak ve yardıma ihtiyacı olanlar için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. İhmalkârlığın sonuçlarını her geçen gün daha sert hissediyoruz. Çadırlarda kalan depremzedeler hayatlarını bir hiç uğruna kaybetmedikleri için mutlular ancak durum bu kadar basit değil onca insanın canını hiçe sayıp sadece para kazanmayı düşünenlere derinden öfke hissediyorlar. Onlara nasılsınız dediğimizde “iyiyiz” diyorlar ancak iyi değiller. Ölümden döndüler bu hafifletilecek bir durum değildir. Depremde hayatını kaybedenlerin ailelerine verilecek bir teselli hediyesi yoktur. Toplanan milyonlar sadece evlerini geri getirir. Anneler, babalar ve çocuklar hiçbir zaman geri gelmeyecek. Deprem doğal bir afettir ancak yıkılan binalar insan eseridir ve gerekli denetimler sonucu her türlü felakete karşı insanların yaşayabileceği hale getirilmek zorundadır. Evlerimiz sadece bir beton parçasından ibaret değildir. Dışarının hengâmesinden kaçıp sığındığımız, kendimizle baş başa kaldığımız, korkunca saklandığımız hayatlarımızı devam ettirebilmemiz için sahip olmamız gereken barınma hakkımızın temel başlarındandır. İzmir de yaşanan deprem sonrası insanlar sadece evlerini kaybetmediler. Hayatlarının bir kısmını o evlerin içinde bıraktılar. Şimdi soruyorum elimizden yaşam hakkımızı, barınma hakkımızı ve hayatlarımızı alan evlerimizi başımıza yıkan sorumlular için neden bir şey yapılmıyor? Hayatlarımız rant uğruna verilecek kadar ucuz değildir. Bizler hayatlarımızı hak ettiğimiz gibi yaşamak istiyoruz!