Çözümümüz kadın üniversiteleri değil
Kadın üniversitelerini inşa etmek yerine var olan üniversitelerdeki Cinsel Tacizi Önleme Birimleri kurulmalı/güçlendirilmeli, güvenli kampüsler yaratılmalı.
Kaynak: Vasily Koloda/Unplash
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi
Kadın üniversitesi projesi geçtiğimiz günlerde resmigazetede yayınlandı. Sadece kadınlardan oluşması planlanan bu üniversite tek adam rejiminin başına buyruk hamlelerinden birini oluşturmakla birlikte pervasızca hazırlanan raporlarla altı doldurulmaya çalışılsa da ne kadınlara ne de öğrencilere sorulmadan hazırlandığı için toplumsal anlamda ses çıkarılması gereken bir proje olarak karşımızda duruyor.
KADIN ÜNİVERSİTELERİ NEREDEN NEREYE?
Geçtiğimiz yıl Japonya’dan örnek alınan kadın üniversitelerine bir de yakından bakalım: Japonya, uzun yıllar boyunca muhafazakâr düşünce yapısının himayesinde kalmış ve günümüzde hâlâ bunu tam anlamıyla kıramamış bir ülke. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’na kadar Japonya’da üniversiteye gitmesi uygun görülmeyen kadınlar için savaş bittikten sonra oluşturulan üniversitelerin günümüze kadar devamıdır kadın üniversiteleri. Yakın tarihlerde yapılan araştırmalar* gösteriyor ki Japonya’da kadınların durumu ekonomik ve politik anlamda gelişmemiş ülkeler seviyesinde. Cinsiyet eşitliği konusunda gerici bir ülkeye öykünmek ne kadar doğrudur, tartışılır. Nitekim halk nezdinde talep görmediği için Japonya’daki kadın üniversiteleri karmalaştırılma yolunda ilerliyor.Bu bağlamda kadın üniversitelerinin salt eğitim açısından değil hükümet cephesinin çıkarları ve toplumdan götürüleriyle değerlendirilmesi gerekir.
Uzun süredir milli duygular kabartılarak İslami değerlere uygun gençlik yetiştirme uğraşında olan hükümetin kadın üniversitelerini hayata geçirme hamlesini kadınları hayatta aktif kılma, okuyan genç kadın oranını yükseltme uğraşı olarak değerlendirmektamamen “pollyannacılık” olur. Hükümet liselerin bir kısmını imam hatip liselerine çevirirken ideolojik fikirlerini gençlikte taze tutmak, yaşatmak istedi. Liselere yapılan bu durumun benzeri bugün kadın üniversiteleri yoluyla üniversitelere yapılmak isteniyor.Hali hazırda gelecek kaygısı gibi tehditlerle mevcut üniversitelerde dayatılan bireysellik kadın üniversitelerinin açılmasıyla eğitimli ve biat eden, tahakkümlere karşı sessiz kadın profilini devam ettirmeye yarayacak. Biz kadın sorununu karma eğitim sürecinde üniversitelerde sürdürdüğümüz sorgulayan, mevcut düzeni gerileten ve kadınları güçlendirdiğimiz programlarla aşabiliriz.
KADINLARIN DÜŞÜNCESİNE VE İRADESİNE ÇEKİLEN SET
Uzun vadede kadınların istediği üniversiteyi tercih edemeyeceği bir hale bürünecek olan bu üniversiteler kadınların eğitime daha çok katıldığı ve başarı yakaladığı bu dönemlerde kadınlar nezdinde özgür düşünce ve iradeye çekilen setten başka bir şey değil. Pembe otobüs minvalinde yenilikler ancak cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretimine yarar.
Kadınları ayrımcılığa maruz bırakan tüm uygulamaların üstesinden ses çıkararak, dayanışarak, birleşik bir mücadele yürüterek geleceğiz.Kadın üniversitelerini inşa etmek yerine var olan üniversitelerdeki Cinsel Tacizi ÖnlemeBirimleri kurulmalı/güçlendirilmeli, güvenli kampüsler yaratılmalı, kadınlar için eşit ve özgür bir eğitim alanı sağlanmalı. Kendi koşullarımızı yarattığımız, karar merciinde yer aldığımız bir üniversite için mücadeleye devam.
*2018 Dünya Cinsiyet Uçurumu Raporu, 2019 Cinsiyet Eşitliği Raporu ve 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu