10 Kasım 2020 22:00

Parasız (mı) eğitim?

Günümüze geldiğimizde de eğitim hakkının erişilebilirliği oldukça tartışılır düzeydedir. Can daha fazla yanmakta, canı yananların sayısı hızla artmaktadır.

Parasız (mı) eğitim?

Fotoğraf: Pixabay

Mete Kağan YILDIRIM

Avcılar/İstanbul

Hepimiz biliriz, bir anayasada, bir kanunda veya yarım asrı devirmiş bir bildirgede “herkes, her vatandaş, kimse, bütün insanlar” ile cümle başlıyorsa devamında bir hak belirecektir. Bu hak “garanti edildiği” gibi sağlanmadığında hayatımızın önemli bir alanında can yakıcı bir mesele olarak turnusol görevi de görecektir. Canı yananlar elbette bu turnusolün bir tarafıdır.

200 yılı aşkın bir hikayesi olmasına karşılık, eğitim hakkı -belli bir dönem, belli coğrafyalar dışında- toplumların mücadelesinin bir sonucu kazanım olarak elde edilse de devletler ve hükümetler cephesinden tam anlamıyla sağlanır hale getirilmemiştir. Günümüze geldiğimizde de hakkın erişilebilirliği oldukça tartışılır düzeydedir. Can daha fazla yanmakta, canı yananların sayısı hızla artmaktadır.

ÖZELLEŞTİRMELERİN KISKACINDA EĞİTİM HAKKI

Anayasa'nın 42. maddesinde “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz”, “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır” yazarken; vatandaş ayırt etmeksizin eğitimin parasız olduğunun altını çizen, birbirini destekler gibi kullanılan ibarelere karşılık Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel eğitim kurumu sayısı bugün 12 bini aşmış ve bu kurumlarda eğitim gören öğrenci sayısı 1,5 milyona yaklaşmış durumda. Hükümetin eğitim politikaları kapsamında 2019'un ilk yarısında özel okullara 2 buçuk milyar lira kaynak aktarıldı. Mevcut verilerin, görüneni gerçek kılmadığı bir durumla birlikte; eğitim hakkının, yalnızca belirli bir müfredata bağlı derslerin farklı düzeylerdeki eğitim kurumlarında gösterilmesi olmadığının altını çizmeliyiz.

ENGELLER HER TARAFTAN

Bugün, derslerde kullanılan temel materyaller olan kitaplar, ekipmanlar, teknolojik aygıtlardaki yoksunluk milyonlarca öğrenciyi “sosyal medya çekilişlerinden” medet umar hale getirmiştir. İnsan yaşamına yakışmayan konutlar, oldukça kalabalık özel çalışma alanı dahi olmayan yurtlar öğrencilerin ve ailelerin aylık gelir ya da burslarının büyük bir çoğunluğuna tekabül etmektedir. Öğretim kurumlarında bulunan kantin ve yemekhanelerde sağlıksız gıdalara fahiş fiyatlar biçilmektedir. Ev/yurt-okul arasında kullanılan servis ve toplu taşıma tarifeleri “ulaşılamaz” hale gelmiştir. İlgi ve yeteneklerin keşfedilmesi, gelişmesinin imkanları olan sosyal-kültürel etkinlikler lüks uğraşlara dönüşmüştür. Özellikle pandemi ve ekonomik kriz koşullarının meydana getirdiği yıkım ve yükle de her geçen gün eğitim hakkı, parasız ve nitelikli olmaktan uzaklaşmaktadır.

Açlığını iki şişe su içerek bastırıp derse girenlerin, akabinde para olmadığı için okul yolundan evine dönenlerin, okumak için en ağır sömürü koşullarında çalışmak zorunda kalanların, EBA'ya bağlanmak için çıktığı çatıdan düşerek hayatını kaybedenlerin ülkesinde “en yüce” yasa dahi eğitim hakkının parasız olmasını ve erişilebilirliğini garanti altına alamamıştır.

HAKKIMIZI GASPEDENLERE KARŞI BİRLEŞELİM!

Eğitimin herhangi bir kademesinden bir öğrenci, en temel haklarından birine hiçbir engel ile karşılaşmadan erişebilmelidir. Sınırsız-dolaysız ve parasız bir eğitimin sağlanması elbette devletin ve ilgili kurumunun sorumluluğundadır.  Ancak unutmamak gerekir. Kıymetli mücadelelerin alanı olan eğitim hakkı için turnusolün tarafı olmaktan kurtulmak üzere; örgütlenme ve mücadele etme sorumluluğu da “canı yananlara” düşmektedir.

Evrensel'i Takip Et