Tersane işçisinin mektubu: Görevlerini yapana kadar sormaya devam edelim
“Yakın temas ile dip dibe üstümüzü giyip çıkarıyoruz, bütün işçiler aynı su sebillerinden su içiyoruz ama kimsenin sesi çıkmıyor.”
Fotoğraf: DHA
İLGİLİ HABERLER
Tersane işçisinin gerçeği: Ölümüne risk
Tuzla'da tersane işçisi iş cinayetinde yaşamını yitirdi
Tersane işçisi
Kocaeli
Merhaba. 6 aydır içinde bulunduğum tersane ortamında alınmayan tedbirler sonucu birçok çalışanın koronavirüse yakalandığına şahit oldum. Çalışma sahasına çıkınca baret tak maske tak diyenler soyunma odasına gelince ne bir şey söylüyor ne de önlem alıyor. Dip dibe giyinip soyunduğumuz yerde havalandırma varsa da çalıştığını bir kere bile görmedim. Kovid vakalarının çoğaldığı bir dönemde, temas etmeden, şişelerle su içerken şimdi tersane yönetimi çevre kirliliğini bahane ederek bizi tekrar su sebillerine yönlendirdi. Artık herkes aynı sebillerden su almak zorunda.
Yakın temas ile dip dibe üstümüzü giyip çıkarıyoruz, bütün işçiler aynı su sebillerinden su içiyoruz ama kimsenin sesi çıkmıyor. Kışın geldiği şu dönemde bir bardak sıcak çay ise kimsenin aklına bile gelmiyor. Bunu niye mi dedim, bir dönem açık olan tersanenin çay ocağı kapatılalı çok oldu. Bahane temastan kaçınmak ama kim inanır artık! Taşeronların çoğu yemekhanede yemek yemiyor artık, dışarıda lokantalara gidiliyor. Ama nasıl gitmek, balık istifi gibi üst üste gidiyor. Benim algıladığım kimse durumun ciddiyetinin farkında değil.
Yaşanan İzmir depreminden sonra insanların aklına alınması gereken önlemler geldi, depremde tersaneler çok riskli, su yükselir mi, deprem olursa nerede korunabiliriz diye düşünüyoruz ama kimse bizlere bir cevap vermiyor. Kimsenin önlem almadığını biliyoruz. Ama devlet hâlâ vergisini alıyor. Görevi olduğu halde yapması gerekenleri lütufmuş gibi gösteren bir devletten ne beklenebilirdi ki? O yüzden biz patronlara da devlete de onlar görevlerini yapana kadar sormaya devam etmeliyiz.
Evrensel'i Takip Et