ASUD Başkanı Ensari: Depremden kurtulduk, asbeste yakalandık
Enkaz kaldırma çalışmalarına ilişkin asbest tehlikesine dikkat çeken Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, "Depremden kurtulan kişileri başka sağlık sorunları bekliyor" dedi.
İzmir depreminin ardından enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Deprem sonucu yıkılan, hasar gören binaların yaşı, yapımında ve varsa yalıtımında kullanılan malzemeler, yapı içinde kullanılan kimyasallar, aydınlatma armatürlerinin tipi gibi unsurlar yapıların yıkılması ile atmosfere yayılarak hava kirliliğine neden olabiliyor. Yapılan araştırmalar, yapı çökmelerinin ve yıkımlarının yaşandığı bölgelerde, radon, asbest, cıva, kurşun, sülfür, klor, küf, mantar, krom, kadmiyum gibi solunması sakıncalı gazların varlığını ortaya koydu.
Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, enkaz kaldırma çalışmalarına ilişkin asbest tehlikesine dikkat çekerek, çalışan ve halk sağlığına karşı uyardı. Ensari, “Ne yazık ki depremde yıkılan yapılarda asbest tespiti yapılmıyor. Afet atık çalışmalarında İzmir’de asbest tozuna maruziyet riski ile ilgili ölçümler hiç yapıldı mı? İzmir’de böyle bir çalışma maalesef yapılmadı! Ne yazık ki depremden kurtulan kişileri başka sağlık sorunları bekliyor” dedi.
Depremde yıkılan yapılarda asbest tespiti yapılmadığını belirten Ensari, “Bu konu ile ilgili Derneğimiz üyesi Asbest Söküm Uzmanları ve ASUD gönüllülerimiz aracılığıyla deprem bölgesindeki yıkımlardan veya ortama yayılan molozlardan aldırdığımız numunelerde asbeste rastlıyoruz” sözleriyle deprem enkazındaki asbest tehlikesine dikkat çekti.
Ocak 2013’te yayınlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’in afet atık yönetim planı olarak bir prosedürü kapsamadığını söyleyen Ensari, şu an yürürlükte olanın Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında Doğal Afet Atıklarının Yönetimi Madde 44 olduğunu söyledi.
Ayrıca ilgili yönetmelikte asbest ile ilgili olarak; Yıkım İşlemleri Madde 19’dan aktarımda bulunan Ensari, “Yıkım işlemleri sırasında gürültü, toz ve görüntü kirliliği ile ilgili olarak 20 ve 21’inci maddelerde belirtilen tedbirler alınır. Çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak amacıyla, asbest içeren malzemelerin kullanıldığı binaların yıkımı, sökümü, tamiratı ve tadilatı sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 26/12/2003 tarihli ve 25328 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik esaslarına uyulur. Yıkılacak binaların dış cephesi yırtılmaz ve tutucu özelliğe sahip file ve benzeri malzeme ile koruma altına alınır. Tehlikeli Atıkların Toplanması ve Bertarafı Madde 22 — İnşaat/yıkıntı atıkları içerisinde bulunan asbest, boya, floresan, cıva, asit ve benzeri tehlikeli atıklar diğer atıklardan ayrı olarak toplanır ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine göre bertaraf edilir” ifadelerini kullandı. Ensari, “Yukarıdaki yönetmeliğin yerine; yıllardır yayınlanması yılan hikayesine dönen Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayınlanacak olan ‘Yıkım Yönetmeliği’ni bekliyoruz” sözleriyle de bakanlığa yaptıkları çağrıyı yineledi.
“ASBEST SÖKÜM İŞİ UZMAN NEZARETİNDE YAPILMALI”
Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe göre öncelikle deprem sonrası ne yapılması gerektiğini sorduğumuz Ensari, mevcut yönetmelikte deprem sonrası asbest ile ilgili bir hüküm bulunmadığını ancak yeni yönetmeliğin yıllardır bakanlıkta beklediğini söyledi. Asbestli çalışmalarda Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirimin zorunlu olduğunun altını çizen Ensari, “Ancak etik çalışılmayan işlerde asbest varsa bile görmezden geliniyor, bu konu ile ilgili derneğimize çok ihbar geliyor. Asbest söküm, yıkım, tamir, bakım ve uzaklaştırma işi asbest söküm uzmanı nezaretinde asbest söküm çalışanı tarafından yapılır” dedi.
Ensari, afet atık çalışmalarında asbest risk değerlendirmesi doğrultusunda, çalışanlara ve çevreye yönelik tehlikeler karşı kesinlikle önlem alınmadığını ifade ederek şunları söyledi; “Gerek AFAD, gerek AKUT ekiplerine gönüllü olarak vereceğimiz eğitim çağrılarımıza cevap gelmedi. Ayrıca en büyük Asbest ve Tehlikeli atıklara maruziyet bölgede yaşayan halkımız ve yıkımın başındaki vatandaşlarımızdır. İzmir’de asbest tozuna marziyet riski ile ilgili ölçümler maalesef yapılmadı. Ne yazık ki depremden kurtulan kişileri başka sağlık sorunları bekliyor.”
Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.
Evrensel'i Takip Et