İnşaat Mühendisi Umut Yılmaz Deveci: Doğal afetler örgütlülüğün önemini gösterdi
Depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçilerinin örgütlü olduğu KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube de depremin ardından en hızlı refleks veren sendikalardan biri oldu.
Fotoğraf: Umut Yılmaz Deveci
Umut Yılmaz DEVECİ*
İzmir
Deprem, sel vb. doğal afetlerde belediye iş kolunu diğer iş kollarından ayıran temel nokta, belediye emekçilerinin, kendileri, aileleri ve yakınları da yaşanan felaketin mağdurlarıyken, enkaz alanlarına ilk ulaşması, kurtarma ve yardım çalışmalarına başlaması gereken emekçilerin çalıştığı iş kolu olmasıdır.
Birçok belediye emekçisi yıkım alanına vardıklarında bir taraftan da kendi ailelerinin yakınlarının durumunu düşünmekte ve kaygısını duymaktaydılar. Gölcük depreminde de 15 gün görev yapan Torbalı İtfaiye Biriminde görevli Mehmet Akbulut’un yaşadıkları bu duruma en iyi örnektir. Ailesi enkaz altında kalan ve kurtuluşları hepimizi çok mutlu eden arkadaşımız Akbulut, belediye emekçilerinin iş yaşamlarının böylesi dönemlerde ne kadar zor olabileceğini bizlere bir daha hatırlattı.
İzmir’de yaşanan depremin ardından İzmir emek örgütleri de önemli bir sınav verdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçilerinin örgütlü olduğu KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube de depremin ardından en hızlı refleks veren sendikalardan biri oldu. Bir taraftan yukarıdaki olaydaki gibi kendi üyelerinin durumlarını öğrenmeye çalışan, belediye emekçilerinin can güvenliğinin sağlanması adına gerekli tedbirlerin alınması için mücadele eden sendikamız, diğer taraftan da deprem mağduru İzmir halkıyla dayanışmayı örgütlemeye çalıştı. Birçok arkadaşımız bir taraftan kendi mesaisinde depremzedelere aş evlerinde yemek pişirmiş, mesai bitiminde de enkaz alanına koşmuş, çadır kurulmasına yardım etmiş, erzak dağıtımında görev almıştır.
İzmir depremini diğer birçok depremden ayıran yönü ise depremin yarattığı hasarın lokal bir hasar olmasıdır. Şehrin neredeyse tamamında hayat biraz tedirgin ama normal rutininde devam etti. Elektrik, su, doğal gaz gibi temel hizmetler yıkım bölgesi dışında kesintiye uğramadı. Bu nedenle belediye hizmetleri de devam etti. Örneğin depremin ikinci gününde Bornova Nikah Dairesi bile hizmet vermeye devam etmekteydi.
Sendikamız bu süreçte işyerlerinin depremden hasar alıp almadığının etüt edilmesi, işyerlerinin güvenli olup olmadığının belirlenmesi için de önemli adımlar attı. Bu süreçte İBB ana binası deprem nedeniyle ağır hasar aldığı için tahliye edildi. İZSU’da ise işyeri temsilciliği depremin ikinci günü olan cumartesi günü kurum yetkilileriyle görüşmüş ve hizmet binaları sendika temsilcilerinin katılımı ile yapı hasar uzmanları tarafından etüt edilmiştir. İşyeri temsilcilerinin nezaretinde hizmet binalarının güvenli olup olmadığına dair çalışma yapılmıştır. Bu çalışma neticesinde pazartesi iş başına çağrılan belediye emekçileri güvenli olarak iş başı yapmıştır.
Ayrıca, depremden birinci derecede etkilenmiş belediye emekçilerinin idari izinli sayılmaları ve ihtiyaçlarının belirlenerek desteklenmeleri konusunda da sendikamız sürecin takipçisi olmuştur. Sendikaların afet dönemlerin de kendilerinden beklenen görevleri başarabilmesinin tek yolunun normal dönemlerde ne kadar örgütlü olduğu ve ne kadar istikrarlı bir çalışma yürüttüğüne bağlı olduğunu İzmir’de tekrar görmüş olduk. Yapılması gereken birçok iş, kadro eksikliği, üyelerin sendikal çalışmalara yeteri kadar dahil edilememiş olması, örgütlü bir yaşam ve mücadele fikrinin yeteri kadar yaygınlaştırılamaması ve yeterli ilişki ağının zamanında kurulmamış olmasından dolayı da hayata geçemedi.
Son olarak, rant ve daha fazla kâr uğruna Eşrefpaşa Belediye Hastanesinde görev yapan hemşire arkadaşımız Şaziye Demir’in kızı Buse’yi aramızdan alanlara, onlara göz yumanlara bir çift sözümüz var. Sizlerden hesabı ilk bizler, belediye emekçileri soracak ve biz o günün bir an evvel gelmesi için daha çok çalışacağız, bugün ne yapıyorsak bilin ki yarın iki katını yapacağız.
* İnşaat Mühendisi, Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube İşyeri Temsilcisi