"Karantina koğuşlarında mahpusların yaşam hakları ellerinden alınıyor"
Avukat Vedat Ece, Silivri Cezaevinde karantina koğuşlarında 30 kişi olmadan karantina sürecinin başlatılmadığını belirterek, "Karantina koğuşlarında yaşam hakkı ihlali yaşanıyor" dedi.
Fotoğraf: Pixabay
Eylem NAZLIER
İstanbul
Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Üyesi Avukat Vedat Ece, Silivri 5 ve 9 No’lu Kapalı Cezaevinde bulunan siyasi mahpusların koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yaşadıkları hak ihlallerini gazetemize aktardı. Karantina koğuşlarında mahpusların çok uzun süre kaldığına dikkat çeken Ece, “Karantina koğuşları otuz kişilik. Otuz kişi dolmadan karantina sürecini başlatmıyorlar. Otuz kişi dolduktan sonra ‘On beş gün sayacağız’ diyorlar. Mahpuslar aylarca bu koğuşta kalıyor” dedi.
"MAHPUSLAR, TEMİZLİK MALZEMELERİNİ KANTİNDEN KENDİLERİ SATIN ALIYOR"
Ece, Silivri 5. No’lu Kapalı Hapishanesinde mahpuslarla yapılan görüşmelerde, mahpusların spor, sohbet ve kültürel etkinlik kapsamındaki tüm haklarının engellendiğini aktardı. Ece, hapishane yönetiminin mahpusların dilekçelerine cevap vermediğini, mektuplarının ve kargolarının kendilerinden çok geç alınıp, kendilerine gelen mektupların ise çok geç teslim edildiğini belirterek, “Mahpusların bütün yaşam hakları ellerinden alınıyor” dedi.
Mahpuslara pandemi sürecinin başında, koğuşun temizliği için ücretsiz olarak verilen çok cüzi miktardaki dezenfektanın artık verilmediği söyleyen Ece, tüm temizlik malzemelerini artık mahpuslar kantinden kendilerinin satın aldığını anlattı. Ece, mahpusların kendi koğuşlarının dışındaki hiçbir etkinliğe izin verilmediğini, yalnızca kendi koğuşlarındaki avluya çıkarıldıklarını söyledi.
"KOĞUŞ 30 KİŞİ OLMADAN KARANTİNAYA BAŞLAMIYORLAR!"
Hapishanedeki iki koğuşun boşaltılarak karantina koğuşuna çevrildiğine dikkat çeken Ece, “Koğuşlardan bir tanesine yeni tutuklanan mahpuslar yerleştiriliyor. Yeni tutuklanan mahpuslar ilk girişlerinde bu koğuşa alınmakta. İkinci koğuş ise hapishaneden adliyeye, duruşmaya veya hastaneye giden mahpusların hapishaneye dönüşlerinde karantinada kalacakları koğuş olarak düzenlenmiş. Fakat bu koğuşlar da Kovid-19 pandemisindeki önlemlerin amacına uygun olarak kullanılmamaktadır” diye konuştu. Ece, “Karantina koğuşları otuz kişilik. Otuz kişi dolmadan karantina sürecini başlatmıyorlar. Otuz kişi dolduktan sonra ‘On beş gün sayacağız’ diyorlar. Görüşme yaptığımız bir mahpus, 18 Eylül tarihinde çıkmış olduğu duruşmasının dönüşünden bu yana 60 günü aşkın süredir karantina koğuşunda tutulduğunu ifade etti. 30 kişilik koğuşta şu an 8 kişi bulunduklarını fakat her cezaevi dışına çıkartılan mahpusun yanlarına getirildiğini ve bu nedenle dışarıyla temas halinde bulunan tüm mahpusların aynı anda aynı koğuşta ‘karantinada’ tutulduğunu söyledi” dedi.
Bu durumu cezaevi yönetimiyle görüşmek istediklerini aktaran Ece, yönetimin doğrudan kendileriyle görüşmeyi kabul etmediğini belirtti ve ekledi: “İnfaz personeli ile yapılan görüşmede ise bize Adalet Bakanlığından gelen emir aktarıldı. ‘Karantina süresi, karantina koğuşunun kapasitesinin tam dolmasından itibaren başlayacağı, 15 gün olan karantina süresinin olduğu ve mahpusların bu 15 günü bitirdikten sonra testlerinin negatif çıkmaları halinde kendi koğuşlarına sevk edileceği’ söylendi. Yani bu durumdan koğuş kapasitesi hiç dolmadığı süre boyunca mahpus 1 sene de karantina koğuşunda tutulabilir. Dışarıyla doğrudan temas halinde olan kişilerin geldiği koğuşta tutulacak anlamı çıkmaktadır. Kaldı ki 15 gün olarak en başta tüm cezaevlerinde belirlenen karantina süresi Silivri 5. No’lu cezaevinde böyle bir uygulama belirsiz, süresiz ve sağlıksız. Mahpusların doğrudan sağlığını da etkileyen riskli bir halde uygulanmaktadır. Adı karantina koğuşu olarak düzenlenen koğuş mahpusların deyimiyle adeta bir toplama merkezi olarak işlem görmekte. Mahpusların sağlığını doğrudan tehdit etmektedir” diye konuştu.
"HAPİSHANEDE ÜÇ AYDIR DİŞ DOKTORU YOK"
Mahpusların sağlığa erişim noktasında da ciddi sıkıntılar yaşadığını aktaran Ece sözlerine şöyle devam etti: “Hasta mahpuslardan çok acil olanlar hastaneye sevk ediliyor. Mahpuslar, cezaevi içindeki revire ise son 1 ayda neredeyse hiç ulaşamadıklarını, doktor yok bahaneleri ile taleplerine cevap verilmediğini belirtti. Hapishanede 3 aydır diş doktorunun bulunmadığı hiç kimsenin diş tedavisinin gerçekleştirilmediğini, diş ağrıları çeken her mahpusun antibiyotiklerle ve ağrı kesicilerle yaşamını idame etmeye çalıştığı tarafımıza aktarılmıştır. Ayrıca sıcak su kesilmekte, 3-4 günde bir sıcak su gelmektedir.”
SİLİVRİ 9 NO’LU CEZAEVİNDEN YAŞANAN HAK İHLALLERİ
Silivri 9. No’lu Hapishanesindeki mahpuslarla yapılan görüşmelerde ise yaşanan hak ihlallerini Ece şöyle özetledi:
-15 gün olan karantina süresinin test sonuçlarının gidip gelmesinin beklenmesi gerekçeleri gösterilerek 20 güne hatta 30 gene kadar çıkartıldığı ifade edildi.
-Yeni infaz yasasıyla birlikte yürürlüğe giren yasayla basın ilan kurumunca reklam almayan hiçbir yayının cezaevine kabul edilmeyeceği mahpuslara bildirilmiş.
"SALGIN DÖNEMİNDE HASTA MAHPUSLARIN TEDAVİYE ERİŞİMİ DE ENGELLENİYOR"
Ece, Metris R Tipinde ise hasta mahpusları ziyaret ettiğini söyledi. Hasta mahpusların durumuna ilişkin ise Ece şunları aktardı: “Boyundan aşağısı felç olan ATK raporunca cezaevinde kalması uygun bulunmamayan Abdullah Turan’ın mesanesinde uzun süredir kanamalar var, ağır baş dönmeleri var ve personel bu mesane problemi için bir ameliyat gerekeceğini söylemiş, fakat ne zaman ve ameliyatın riskinin ne olacağını söylememiş. Abdullah Turan bir hastane dönüşü o haliyle karantinada tutuluyor ve yaklaşık 40 gün tek başına karantinada kaldıktan sonra arkadaşlarının yanına alınıyor. Yine belden aşağısı felç olan ve ATK raporu olan Serdal Yıldırım’ın yatak yaraları, enfeksiyonları artmış ve uzun süredir antibiyotikle idare ediyor. En son hastaneye sevk talep edilmiş, ne zaman götürecekleri ise belli değil. Ergin Aktaş’ın da durumu aynı, akciğer, KOAH tüberküloz hastalıkları devam ediyor, ilaçlarını alıyor.”