Kemal Kurkut davası öncesi konuşan ağabey Ercan Kurkut: Bu tiyatro bitsin

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Diyarbakır’da 2017 Newroz’unda polis kurşunuyla yaşamını yitiren Üniversite Öğrencisi Kemal Kurkut’un ölümüne ilişkin Polis Memuru Y.Ş’nin yargılandığı dava, karar aşamasına geldi. Yargılanan Polis Memuru Y.Ş. hakkında 2 ile 6 yıl arasında ceza talebinde bulunuldu. Yarın (17 Kasım Salı günü) Diyarbakır 7’inci Ağır Ceza Mahkemesinde karar verilmesi beklenilen duruşma öncesi Kemal Kurkut’un ağabeyi Ercan Kurkut, Evrensel’e konuştu. Davadan bir beklentilerinin olmadığını söyleyen Kurkut, Kemal’in yaşadığının Türkiye’deki Kürtlerin fotoğrafı olduğunu belirterek, “Bu tiyatro bitsin” dedi.

"TÜRKİYE’DEKİ KÜRTLERİN YAŞADIKLARININ FOTOĞRAFI"

Bölge’de kolluk kuvvetleri tarafından işlenen cinayetlerin görüldüğü davalarda cezasızlık politikasında ısrar edildiğini ifade eden Kurkut, kardeşi Kemal Kurkut’un duruşmasında da aynı cezasızlığın uygulanacağını belirtti. Kurkut, “Aslında dava baştan yanlış başladı. Dava sadece bir sanık üzerinden yürüdü. Aslında çok sanık var. Kemal vurulduktan sonra görüntülere el koyan emniyet görevlileri ve yalan söyleyen Valilik hakkında soruşturma açılmadı. Malatya Valiliğine de soruşturma açılmadı, çünkü cenazeye işkence yapıldı. Ama bu tür davalarda herkes bizimle aynı şeyi yaşıyor. Kemal katledildikten sonra bir yıl sonra dava açılmaya başladı. Bu polisi 3 ay sonra göreve verdiler. 3 ay sonra adli kontrol şartı kaldırıldı. Devlet bir yıl boyunca bir senaryo hazırlama peşindeydi. Dava sürecini nasıl işleyebiliriz. Devletin iç yüzünü gösteren bir dava. Kemal, Türkiye’deki Kürtlerin yaşadıklarının fotoğrafı aslında” dedi.

"KÜRT’ÜN CANININ 19 BİN TL OLDUĞU YARGIDAN BAHSEDİYORUZ"

Müebbetle yargılanan sanığa 2 ile 6 yıl arasında ceza istenmesine tepki gösteren Kurkut, “Bu süreçte ailem ciddi sıkıntılar yaşadı. Panzerin ezdiği iki çocuğun yaşamını yitirdiği davada 19 bin TL para cezası verildi, kolluğa. Kürt’ün canının 19 bin TL olduğu bir yargıdan bahsediyoruz. Bu yüzden biz Kemal’in davasından bir şey beklemiyoruz. Biz sadece iç hukukun bir an önce tükenmesini istiyoruz. Bizim için bir işkenceye dönüştüğü için bitsin istiyoruz. Her duruşma bir işkence, bir sonuç çıkacağını zaten düşünmüyoruz. Sanık için istenilen ceza muhtemelen para cezasına çevrilir. Bu tür davalarda kolluk kuvvetinin yeterliliği sorgulanmıyor ve davanın rengini başından belli ettiriyor. Yani ‘Siz ne yaparsanız, yapın. Biz ceza vermeyeceğiz. Senaryomuzu hazırladık’ deniliyor. Bu tiyatro bitsin. İç hukuk tükensin ki adaleti biraz da dışarıda arayalım” dedi.