Suruç Katliamı'nın kilit ismi için ifadesi dahi alınmadan takipsizlik kararı verildi
Suruç Katliamı dava dosyasının kilit isimlerinden Abdullah Ömer Aslan hakkında ifadesi dahi alınmadan takipsizlik kararı verildi. Avukatlar tepki gösterdi: Soruşturma ciddiyetten yoksun.
Fotoğraf: MA
Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015’te Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi'nde bir araya gelen gençlere yönelik IŞİD'in bombalı saldırısı sonucu 33 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili açılan davanın 16’ncı duruşması, Urfa Adliyesi 5’inci Ağrı Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya mağdur avukatları Sezin Uçar, Serdil İzol, Urfa ve İzmir barolarına bağlı avukatlar ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Öcalan katıldı. Duruşmada, mahkeme heyetinin değiştiği görüldü.
Dava dosyanın tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
İMAMA TAKİPSİZLİK
Dava dosyasına yeni eklenen belgelerin okunmasıyla başlayan duruşmada, davanın kilit isimlerinden imam Abdullah Ömer Aslan hakkında yürütülen soruşturmaya, HTS kayıtlarında olayla ilgili bağlantısı, IŞİD üyeleriyle herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı iddiasıyla takipsizlik kararı verildiği öğrenildi.
BOŞANMA TUTANAĞI
Avukatların talebi üzerine dava dosyasına eklenen bir diğer belge ise imam Abdullah Ömer Aslan’ın eşi T.A.’nın açtığı boşanma davası oldu. Önce şikayette bulunup, daha sonra anlaşmalı olarak davadan vazgeçen Aslan’ın eşi T.A., boşanma dilekçesinde şu beyanlarda bulunmuş: “…davalı (Abdullah Ömer Aslan) kendisince gördüğü kusurlar sebebi ile herkesi Müslüman değil, kafir gibi yaftalayan, sürekli müvekkilin tanımadığı kişilerin (Ebu Hanzala takma adlı Halis Bayancuk) videolarını izleyen, evde arabada Arapça marşlar dinleyen biridir. Dinlediği vaaz videolarında müvekkil hiç karşılaşmadığı açıklamalar getirildiğini görünce rahatsız olmuş ve durumu eşinin ablası ile paylaşmıştır. Ablası davalı için ‘Ömer bu şekilde yetişti. Biraz daha evlenmezse IŞİ'e katılacaktı’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu sözler üzerine müvekkil davalı ile konuşmuş…”
KARARA TEPKİ
Duruşmada ilk söz alan mağdur avukatı Serdil İzol, imam Abdullah Ömer Aslan hakkında verilen takipsizlik kararına tepki göstererek, soruşturmanın sadece HTS kayıtları üzerinden yürütüldüğünü, dolayısıyla yürütülen soruşturmanın ciddiyetten yoksun olduğunu ifade etti. İzol, “Şahsın ifadesine dahi başvurulmamış. Suç duyurusunda bulunulan bir kişinin ifadesi dahi alınmadan, hakkında takipsizlik verilmesini kabul etmiyoruz” dedi.
"DAVUTOĞLU DİNLENSİN"
Avukat Sezin Uçar, 5 yıldır süren davada tek maddi gerçeğin imam Abdullah Ömer Aslan’ın dinlenmesi ve mahkemenin hakkında suç duyurusunda bulunması olduğunu söyledi. Uçar, verilen takipsizlik kararına mahkemenin itiraz etmesini istedi. Uçar, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamaları hatırlatarak, dinlenmesini talep etti.
TALEPLER REDDEDİLDİ
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Davutoğlu’nun dinlenmesi talebi, Yakup Şahin’in duruşma salonunda getirilmesi talebini reddetti. Heyet, bir sonraki duruşmanın Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde görülmesine karar vererek, duruşmayı 9 Şubat 2021 tarihine erteledi. (Urfa/MA)
SURUÇ AİLELERİ HULUSİ AKAR’IN IŞİD KATLİAMLARIYLA İLGİLİ SÖZLERİNE CEVAP VERDİ
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) 2021 yılı bütçesi görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, çözüm sürecinin bitirilmesini IŞİD’in yaptığı Suruç, Ankara, Antep ve İstanbul Havalimanı katliamlarına bağlamıştı.
MA’dan Ferhat Çelik’e konuşan Suruç Katliamı'nda yaşamını yitiren Vatan Budak’ın babası Murat Budak, “Suruç, Ankara ve diğer katliamları kimlerin yaptığını sadece bizler değil, bütün dünya biliyor” diye konuştu.
Suruç Katliamı’ndan yaralı olarak kurtulan Koray Türkay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Haziran seçimleri öncesi söylediği, “400 milletvekili verin ve bu iş huzur içinde çözülsün" sözlerini hatırlatarak, “Bu sözle aslında saldırıların önünü açtı. Bu katliamlardan sonra ortaya çıkan birçok bulguda, MİT mensuplarının da bu işin içerisinde olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda 2012’den beri takip edilmelerine, 85 kez soruşturma açılmasına rağmen, katliamları gerçekleştirenlere yönelik 2014 yılında yapılacak operasyon izninin reddedilmiş olması, bir yerden katliamın önünün açıldığı ve organize edildiğini açık bir şekilde gösteriyor” dedi.
AKP'nin tek başına iktidar çoğunluğunu kaybettiği 7 Haziran ile seçimin tekrar edildiği 1 Kasım 2015 sürecinde başbakan olan Ahmet Davutoğlu'nun, "Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz" sözlerini anımsatan Türkay, “O günün Başbakanı Davutoğlu bile benzer açıklamalar yaparak, ‘suçlu ben değilim, emri oradan aldım’ tarzında bir fotoğraf veriyor. Onlar da kendilerini batan gemiden kurtarmaya yönelik tek bir adresi göstererek sıyrılmaya çalışıyorlar. Bu katliamların başkaları tarafından yapıldığını ifade ederek, kendilerini temize çıkarma arayışında olabilirler, fakat yaşanan gerçekliği değiştiremeyecekler ve bunun üstünü örtemeyecekler” şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ)