17 Kasım 2020 22:22

Aşık Ekberi’nin ardından: Deli gönül hangi dala konarsın

Kadir İncesu, geçtiğimiz günlerde Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren Halk Ozanı Aşık Ekberi'yi kaleme aldı.

Aşık Ekberi | Fotoğraf: Kadir İncesu

Paylaş

Kadir İNCESU

Türküleriyle adını dünyaya duyuran Arguvan, bir kültür emekçisini daha kaybetti. Aralarında “Deli Gönül”, “Arada Bir”, “Dermanım Yok”, “Bir Zaman”, “Dilimin Ucunda”, “Sevdim Seni Malatyalı”, “Arguvan’ın Düzüne”, “Aşk ve Gurbet”, “Turnam”, “Yandım” adlı türkülerinin de olduğu onlarca esere imza atan Aşık Ekberi Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.

2011’deki Arguvan Uluslararası Türkü Festivali sırasında Nâzım Hikmet Meydanında, “Aşk ve Gurbet” adlı kitabını imzaladığı stantta tanıştık Ali Ekber Gülbaş, halk arasında bilinen adıyla Ekberi’yle, geç de olsa… Benim için imzaladığı dördüncü kitabı “Aşk ve Gurbet”te konu ettiği yerler, insanlar, sorunlar, dertler bana hiç de yabancı değildi. Arguvan’ımız vardı dizelerinde… Sevda, hüzün, ayrılık, gurbet, özlem, toplumsal sorunlar, ne arasanız vardı yaşama dair.

AKLIMIZA NE GELİRSE KONUŞMUŞTUK 

Baba ocağı yıkıldığı için Rıza Parlak ve beni ablasının evinde ağırlayan Ekberi’yle, Çavuş köyünün her tarafını tepeden gören balkonda kurumaya bırakılan kayısıdan ve dalları balkona ulaşan dut ağacının dutlarından atıştırırken aklımıza ne gelirse konuştuk.

Ortaokuldayken saman yapraklı bir deftere yazdığı şiirlerini babasıyla paylaştığında, babasının “Neden karalıyorsun oğlum defteri. Hiç olmazsa askerdeki ağabeyine bir mektup yazardık,” azarından tutun da, çocukluğunu, kuzuya gidişini, oyun oynadığı sokakları, arkadaşlarını, annesini, babasını, kardeşlerini, sevdiklerini… Hem anlattı hem de eliyle gösterdi yerlerini… Titreyen sesi, hafif hafif esen yele karıştı. Bazen fark ettirmeden gözlerini sildi. Bazen daldı gitti. Bazen köyünü anlatan bir şiirini okudu, bazen de bir türküsünü.

1940 yılında Arguvan’ın Çavuş köyünde dünyaya gelen Ekberi’inin şiire olan ilgisi Aşık Bektaş Kaymaz’dan etkilenmesiyle başlar. Köyündeki ilkokulu bitirir, çobanlık yapar.  İstanbul’a göç eder, pek çok hemşerisi gibi… İstanbul ve Malatya’da çeşitli işlerde, dergilerde, gazetelerde çalışır. 1969 yılında Sulhiye Hanım ile evlenir. Mihmani (1971), Rahmani (1972), Devrim (1975), Zafer (1977) dünyaya gelir. TEKEL’den emekli olduktan sonra, Ekberi Müzik adı altında çalışmaya devam eder. 1966’da “Aşk ve Gurbet” adını taşıyan ilk şiir kitabı yayımlanan ozanımızın daha sonra 1986-2000 ve 2009’da yayımlanan şiir kitapları da aynı adı taşır. Ozanımız bu durumu “Bunca yıldır ne aşk bitti, ne de gurbet… O nedenle kitaplarımın adı aynı. Bundan sonra da aynı olacak,” şeklinde açıklar.

Ekberi’nin eserlerini Ali Ekber Çiçek, Arif Sağ, İzzet Yıldızhan, Dilber Ay, Selahattin Alpay, Müslüm-Mustafa Eke, Cemal Öztaş, Süleyman Yücedağ, Ahmet Bildirici, Aynur Doğan, Mehmet Balaman, Ali Abbas Aslantürk, Hasan Durak, Mesut Salman, Nur Ertürk, Burcu Doğan, Songül Karlı, Hıdır Göksu’nun da olduğu onlarca sanatçı yorumlar.

"BU ŞİİRLERİN KAHRAMANLARI HALK"

60. sanat yılını dostlarının, sevenlerinin katılımıyla Ataşehir Belediyesi Mustafa Saffet Kültür Merkezinde gerçekleştirilen bir etkinlikle kutlamış, “Gönül Dostları Dilinden Ekberi Türküleri” adlı albümde yer alan isimler de Ekberi’yi yalnız bırakmamıştı. Ozanımızın albümü için yaptığı değerlendirmeleri mutlaka paylaşmalıyım: “Bu albümde nefesim, sesim, hayatım var. Arguvan’ım, köyüm, anam, babam, çocuklarım, sevdiğim var. Yıkık evim, ben varım. Bugüne kadar aşıklara yaşarken değer verildiği görülmemiştir. Hep öldükten sonra hatırlanırlar. Bildiğim kadarıyla ilk kez bir aşık yaşarken onun türkülerinden oluşan bir albüm yapıldı. Büyük bir gurur. Emeği geçen herkese, sanatçılarımıza, eşime, çocuklarıma teşekkür ederim. Şiirlerimde, türkülerimde herkesin kendisinden bir parça bulmasıdır benim için önemli olan. Zaten bu şiirlerin kahramanları halk. Onlar için yazıldı bu şiirler. Her şiirimin benim için ayrı yeri vardır. Kırlardaki çiçekler gibidir. Farklı renkler, kokular verirler. Şiirlerimde bazen Karacaoğlan olur sevgiliye hitap eder, bazen Pir Sultan olur sisteme, düzene, adaletsizliğe isyan eder,”

DOPDOLU BİR DÜNYA BIRAKTI GERİDE

14 Kasım gecesi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden değerli ozanımız Ekberi hasret kaldığı, “Hani derler gurbet neyime / dönüp de gideyim kendi köyüme / değişmem sarayı baba evime / baba ocağında çulu özledim// Çavuş köyünde bir dertli/ Ekberi gözümde canlandı eski günlerim / tek özlemim sıla yemin ederim/ Sanmayın parayı pulu özledim” dizeleriyle anlattığı Malatya’nın Arguvan ilçesi Çavuş köyünde 15 Kasım günü toprağa verildi. Ekberi, şiirleriyle, türküleriyle, yaşamıyla dopdolu bir dünya bıraktı geride. Onları yaşatmak ailesi kadar bizlerin de görevi. Uzun süre ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele eden, “Bu kadar dertli türküler, şiirler yazan birisinin de ‘dertli’ olması normal...” diyen Ekberi’nin olsun son söz: “Ekberi’yi türkülerle anarsın / söylendikçe içten içe yanarsın / Deli gönül hangi dala konarsın”

ÖNCEKİ HABER

EMEP: Tarıma, çevreye ve yaşama düşman yasa geri çekilsin

SONRAKİ HABER

İngiltere’de havalimanı çalışanları maaş kesintisine grevle yanıt verecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa