18 Kasım 2020 12:12

CHP: Koronavirüs nedeniyle cezaevlerindeki tüm çocuklar tahliye edilmeli

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, koronavirüs salgının yeniden tırmanışa geçtiği bu günlerde, güvenle tahliye edilebilecek tüm çocukların tahliye edilmesinin sağlanması gerektiğini savundu.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, koronavirüs salgının yeniden tırmanışa geçtiği bu günlerde, tutuklu ve hükümlü çocuklara ilişkin, kapalı kurumlara yeni çocuk kabulünün askıya alınması ve güvenle tahliye edilebilecek tüm çocukların tahliye edilmesinin sağlanması gerektiğini savundu.

Taşkın, "Çocuk Adalet Sisteminde Karşılaşılan Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri" başlığı ile hazırladığı raporu açıkladı.

Raporunda çocuklar hakkında verilen hapis cezası kararlarının yıllar içinde giderek arttığına dikkat çeken Taşkın, "Suça sürüklenen çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı ceza ve tedbirlere başvurulması en son çare olmalıdır. Ancak veriler adalet sisteminin çarpıcı bir biçimde çocuklar için daha cezalandırıcı bir hale dönüştüğünü gösteriyor." ifadesini kullandı.

Tahliye sonrasında uygun destek mekanizmalarına erişemeyen çocukların yeniden suça sürüklendiklerini belirten Taşkın, hayata zaten mağlup başlayan çocukların yeniden cezaevlerine döndükleri bu kısır döngüden kurtarılmasının sosyal devlet olmanın gereği olduğunu kaydetti.

Adli İstatistik verilerine göre, 2019 yılı içinde 117 bin 1 çocuk hakkında ceza mahkemelerinde dava açıldığını belirten Taşkın, şöyle devam etti:

"Yıllar içinde çocuklar hakkında açılan dava sayısı ve verilen mahkumiyet kararları düşmüş olmasına rağmen verilen hapis cezası kararlarının arttığı gözlenmektedir. 2019'da 29 bin 78 çocuk hakkında verilen hapis cezası kararlarının tüm mahkumiyet kararları içindeki oranı yüzde 37,4'tür ve bu son 5 yılın en yüksek oranıdır. Bu veriler, adalet sisteminin çarpıcı bir biçimde çocuklar için daha cezalandırıcı bir hale dönüştüğünün somut göstergesidir. Aynı zamanda tarafı olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile korunan çocuklar hakkında özgürlüğünden yoksun bırakıcı hapis cezası ve tedbir kararı verilmesinin son çare olması ilkesinin açık ihlalidir."

Taşkın, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde birçok duruşmanın yapılamadığını, infaz kurumlarına ziyaretlerin kısıtlandığını, cezaevlerinde bulunan çocuk tutuklu ve hükümlülerle ilgili bilgilerin sınırlı tutulduğunu, bağımsız izleme ve denetim mekanizmalarının çalıştırılamadığını aktardı.

Çocukların tahliye sürecinin, özellikle eğitim, psikolojik destek ve istihdam ayağının adım adım kurgulanması ve bu sürecin hem tutuklu hem hükümlü çocuklara kapsaması gerektiğini vurgulayan Taşkın, "Denetimli serbestlik hizmetleri, çocuğun sadece yükümlülükleri ile değil, hakları ile ilgili de bir program hazırlayıp destek sunmalıdır. İstihdamda tutuklu veya hükümlü çocuk kotası ile eğitim bursu imkanları yasal zemine kavuşturulmalıdır." açıklamasında bulundu.

Taşkın, adli sürece giren kız çocuklarına özgü politika ve hizmetlerin üretilmesi ve tahliye olan tüm kız çocuklarının 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında korunma ihtiyacının olup olmadığının değerlendirilmesi, Aile Mahkemeleri ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ihbar ve bildirimde bulunulması gerektiğini ifade etti.

 "CEZA SORUMLULUĞU YAŞI 14'E YÜKSELTİLMELİ" 

Türkiye'de ceza sorumluluğu yaşının çok düşük olduğunu savunan Taşkın, "Yasal değişiklikler yapılarak 12 olan ceza sorumluluğu yaşı BM Çocuk Hakları Komitesinin işaret ettiği gibi en az 14 yaşa yükseltilmeli." ifadesini kullandı.

Taşkın, Adalet Bakanlığının cezaevlerinde bulunan çocuklarla ilgili tüm verileri kamuoyuyla paylaşması ve ceza infaz kurumlarının bağımsız uzmanlardan ve sivil toplum temsilcilerinden oluşan kurullar tarafından izlemeye açılması gerektiğini kaydetti.

Türkiye'de 2019'da suça sürüklenme nedeni ile güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısının 168 bin 250 olduğuna işaret eden Taşkın, bu çocukların yüzde 31,7'sine yaralama, yüzde 25,6'sına hırsızlık, yüzde 8,1'ine Pasaport Kanunu'na muhalefet, yüzde 6,9'una göçmen kaçakçılığı, yüzde 4,6'sına ise uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak suçlarının isnat edildiğine dikkati çekti.

Taşkın, 2015 yılı ve 2019 yılı verileri kıyaslandığında güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısında artış olduğunu söyledi.

YAPILMASI GEREKENLER

Taşkın, raporunda kapalı kurumlarda tutulan çocukların yaşam ve sağlık hakkının korunması ve haksız tutukluluk, işkence, istismar gibi hak ihlallerine maruz kalmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

  • Salgının yeniden tırmanışa geçtiği bu günlerde öncelikle kapalı kurumlara yeni çocuk kabulünün askıya alınması ve güvenle tahliye edilebilecek tüm çocukların tahliye edilmesi ve alıkonulma hali devam eden tüm çocukların sağlık ve esenliklerinin korunması sağlanmalıdır.
  • Kapalı kurumlarda tutulan ve tahliye edilen tüm çocuklara nitelikli ruh sağlığı hizmetlerinin sağlanması, kurum kapasitelerinin bu kapsamda güçlendirilmesi gerekmektedir.
  • Pandemi sürecinde işsizliğin ve yoksulluğun artmış olması kapalı kurumlardaki çocukların ailelerinden maddi destek görmelerini güçleştirmiştir. Ailelerinden harçlık alamayan çocuklar infaz kurumlarında temiz içme suyu, ek gıda ve ek hijyen malzemelerine erişemeyebilmektedir. Bu çocuklara ayni nakdi yardım sağlanmalı, hijyen malzemeleri, gıda ürünleri ve temiz içme suyu ücretsiz olarak tedarik edilmelidir.
  • Çocuklar, ceza infaz kurumlarında yetişkinler gibi aileleri ile 3 kapalı, 1 açık görüş yapmaktadır. Çocukların sahip olduğu ziyaret hakkı bakımından, tüm görüşlerin açık görüş olarak yapılmasına dair yasal değişiklik mutlaka yapılmalıdır. Salgın döneminde maske, mesafe, temizlik kurallarına uygun şekilde açık görüş günleri düzenlenmeli, görüş yapılamayan çocukların aileleri ile düzenli bir şekilde görüntülü görüşme yapmaları sağlanmalıdır.
  • Cezası kesinleşmiş hükümlü bir çocuğun faydalandığı eğitim evinden henüz hakkında karar dahi verilmemiş tutuklu bir çocuğun yararlanamaması hukuken kabul edilemez. Bu hususta yasal değişikliğe gidilmeli ve tutuklanan çocuklar da eğitim evlerinde tutulmalıdır. Pandemi koşulları bu sürecin hızlandırılması için bir fırsat olarak ele alınmalıdır."

"ÇOCUK DOSYALARI ÖNCELİKLİ OLARAK ELE ALINMALI"

Taşkın, raporunda adli süreçle ilgili atılması gereken adımlara ilişkin şunları kaydetti:

"2019'da suça sürüklenen çocuklar hakkındaki davaların çocuk mahkemelerinde ortalama görülme süresi 261 gün, çocuk ağır ceza mahkemelerinde ise 230 gündür. Ceza soruşturmaları, 2019'da ortalama 416 günde tamamlanmıştır. Çocuklar bakımından uzun süren bu yargılamalar, Çocuk Koruma Kanunu'nda belirtilen temel ilkelerden biri olan süratli yargılamanın sağlanamadığını göstermektedir. Pandemi sürecinin getirdiği kısıtlamalar, davaların görülme süresini çok daha uzatacaktır. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında çocuk dosyaları öncelikli olarak ele alınmalı, süratli yargılama ilkesi hayata geçirilmelidir.

Yine 2019'da suça sürüklenen çocuklar hakkındaki yargılamaların yüzde 45,3'ünün çocuk mahkemesinde, yüzde 5,2'sinin çocuk ağır ceza mahkemesinde, yüzde 49,5'inin ise yetişkin yargılamalarını yapan ağır ceza ve asliye ceza mahkemesinde görüldüğü anlaşılmaktadır. Çocuk mahkemesinin tüm çocuk davalarına cevap verebilecek şekilde tüm ülke genelinde yaygınlaştırılması, tüm çocukların kendilerine özgü mahkemelerde yargılanmalarının önünün açılması gerekmektedir." (AA)

ÖNCEKİ HABER

Pfizer ve BioNTech: Kovid-19 aşısı 3. aşama denemelerde yüzde 95 etkili oldu

SONRAKİ HABER

CHP'li Antmen: Kovid-19 nedeniyle 40 bine yakın kişi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa