Ankara Diş Hekimleri Odası: Salgın döneminde 40 milyon kişi diş tedavisi alamadı
Salgın döneminde 40 milyon kişinin ağız ve diş sağlığı tedavisi alamadığını belirten Ankara Diş Hekimleri Odası Başkanı Serhat Özsoy, filyasyonda görevi sebebiyle de iş yükünün arttığını belirtti.
Fotoğraf: Pixabay
Zemo AĞGÖZ
Diş Hekimliği Günü olarak kabul edilen 22 Kasım haftası 1996’dan beri “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanıyor. Ancak toplumun, pandemiyle birlikte ağız ve diş sağlığı hizmeti almakta sıkıntı yaşadığı gibi, meslek tanımları dışında filyasyonda görevlendirilen diş hekimlerinin yaşadığı sıkıntılar da artmış durumda.
Pandemi koşullarında halkın diş ve ağız sağlığı hizmetinde yaşadıkları sıkıntıları ve diş hekimlerinin sorunlarını Ankara Diş Hekimleri Odası (ADO) Başkanı Dr. Serhat Özsoy değerlendirdi.
Kamu hastanelerinde şu an hangi ağız ve diş sağlığı hizmeti veriliyor?
Pandemi koşullarında toplumun ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ulaşımı konusunda biz de özellikle yetkilileri bilgilendirmeye çalıştık, ama ne yazık ki özellikle kamuda yeterince ağız ve diş sağlığı hizmeti alınamıyor. Bunun temel sebebi de içinde bulunduğumuz Kovid-19 salgını sırasında ağız ve diş sağlığı merkezlerinin hem fiziki kapasitesinin çalışma şartlarına uygun olmaması hem de bu merkezlerde çalışan meslektaşlarımızın filyasyonda görevlendirilmiş olmaları aktif çalışmalarına engel oluyor. Şuan elektif işlemler yapılıyor. Bunlar diş çekimi ve ağrı giderici birtakım yaklaşımlar. Ağrısını gidermek üzerine veya yemek yiyebilmesini sağlamak adına örneğin protezin yapıştırılması dışında bir işlem yapılmıyor.
Pandemi döneminde ne kadar insan ağız ve diş sağlığı hizmeti alamadı?
Yıllık ağız diş sağlığı merkezlerine başvuru sayısı 55-60 milyon. Bu dosya açanların sayısında tekrarlar da vardır. Buradan yola çıkarak ortalama 40 milyon kişi bir şekilde ağız ve diş sağlığı merkezlerinin kapısından mutlaka girmiş oluyor. Bu kadar işin bir yılda yapılmadığını düşünecek olursak, bu dönem 40 milyon kişi ağız ve diş sağlığı hizmeti alamadı diyebiliriz.
Pandemi koşullarında ‘Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası’ kapsamında neler yapabildiniz?
Her yıl, bu hafta kapsamında okullara, mahallelere giderek bu konuda daha yaygın bilgilendirme yapmaya çalışıyorduk. Bu sene sadece metro istasyonlarında afişlerimizi asabildik. Görsel olarak bilgilendirmeye çalışıyoruz. Daha önceki yıllarda alışveriş merkezlerinde ve insanların topluca oluşabileceği yerlerde hem ideal diş fırçalamayı hem de ağız bakımının nasıl yapılması gerektiğini anlatıyorduk.
Ağız ve diş sağlığı konusunda devletin neler yapması gerekir?
Ülkemizde koruyucu sağlık hizmetine verilen önem çok fazla değil. Bu nedenle biz hastamızı, çocuğumuzu koruyamıyoruz. Daha çok görünür sağlık hizmetine önem veriliyor. ‘Vatandaş protezini yaptırsın’ deniliyor. Hayır, vatandaş protezini yaptırmadan önce biz o dişi koruyalım. Kendi dişini kullansın. Diş hekimlerinin asıl istediği bu. Buna gebe annelik eğitimiyle başlarsınız, sonra kreş öğretmenlerini, ilk okul öğretmenlerine eğitimler verirsiniz. Çocukları risk grubuna göre düzenli olarak 6 ayda bir ya da yılda bir kontrolden geçirirsiniz. Dişlerini kuvvetlendirecek birtakım önlemler alırsınız ama bunların hiçbiri yapılmıyor.
Diş sağlığında koruyucu tedavinin önemi nedir?
Çürük diş sayısında Avrupa ortalamasının en yüksek ülkesiyiz. Koruyucu sağlık hizmetiyle 6 yaş dişi dediğimiz birinci azı dişini koruduğumuz taktirde domino taşı etkisinden kurtuluruz. Çünkü o çürüyor, çekiliyor bu sefer dişlerin bozuk ve farklı çıkmasına sebep oluyor. Enfekte olmuş bir diş vücut direncini mutlaka düşürüyor. Bu etkilere uzun dönemde bakarsanız aslında bir dişi korumak ülkenin bütçesine de çok büyük kazanç sağlar. 10-15 yıllık planlamalar yaparsanız çürük sayısını bir anda düşürebilirsiniz. Sadece televizyonda ‘dişlerinizi fırçalayın’ diyerek ya da diş macunu firmalarının reklamlarını izleyerek, çok bir yere gidemiyoruz.
Salgın koşullarında ağız ve diş sağlığı hizmetinin aksamaması için neler yapılması gerekir?
Yurt dışında birçok yerde ağız diş sağlığı hizmetleri hiç durdurulmadı. Uygun çalışma şartlarının hazırlanması lazım. Ancak Sağlık Bakanlığı özel muayenelere uygulamış olduğu kuralları kendi hastanelerinde hiçbir zaman uygulamadı. Diş sağlığı merkezleri ve hastanelerde uygun havalandırma sistemlerinin yapılması lazım. Biz kliniklerimizde neredeyse bunu gerçekleştirebiliyoruz. Bunu çoklu çalışma merkezlerinde gerçekleştirmenin zor olduğunu tabi ki biliyoruz ama devlet her zaman bunları gerçekleştirmek için muktedir. Bu alan için yeni tedbirler alınıyor ama şeffaf olmadığı için ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak başta planlanırken bunların gerçekleştirilmesi gerekiyordu.
Diş hekimlerinin şu an çalışma şartları nasıl?
Kamuda çalışanların şartları oldukça zor. Diş hekimlerinin bir kısmı filyasyonda görevlendirildiği için ağız ve diş sağlığı merkezlerinin iş yükü inanılmaz arttı. Özelde çalışan meslektaşlarımızın ise zaman zaman iş yükü artıyor. Dövizde yaşanan oynamalar da diş hekimlerini etkiliyor. Diş hekimlerinin kullandığı malzemelerin çoğu dövize endeksli, bu da serbest çalışan hekimlerde ekonomik sıkıntılar yaşanmasına neden oluyor. Diğer yandan koruyucu ekipman temininde de sıkıntılar devam ediyor. Meslektaşlarımız da korkuyor. Bu sebeple arada kalıyoruz. Halkın sağlığını korumak için elimizden geleni yapalım ama kendimize de virüsün bulaşmaması için bütün koruma tedbirlerini alarak çalışmak istiyoruz. (Ankara/MA)