15 yaşında evin tek çalışanı

Pandemide sıcacık yatağında olması gereken Sinan, sabah uyanabilmek için 5-6 kez kuruyor saati. Uzaktan eğitim çalışması için ‘fırsat’ olmuş. Gerçi eğitime ulaşmak için ne internet ne bilgisayarı var.

19 Kasım 2020 23:30
Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul 

Sinan, beş çocuklu bir ailenin dört numarası. Ailesi daha iyi bir yaşam için Siirt’ten göçmüş İstanbul’a. Tarlabaşı’da “Allah’a şükür kira değil” dediği yıkık dökük bir evde oturuyor. 12 yaşında başlamış çalışmaya. Ailesine destek olmak için, ne iş olursa yapmış. “İlk zamanlar zordu, şimdi alıştım” diyor Sinan. Daha 15’ine yeni basmış. Genellikle tekstil atölyeleri olmuş durağı. 

Sinan’ın çalıştığı mobilya tamiri ve döşeme atölyesine gidiyoruz. Saçlarını taramış, en güzel kıyafetlerini giymiş röportaj için. Ustası öyle söylüyor. Atölyede ne iş yaptığını sorarak başlıyor sohbetimiz ve Sinan anlatıyor: ”Eski koltukları yeniden kaplıyoruz. Ben gelen koltukları söküyorum, hazırlıkları yapıyorum, son kısmını ustam hazırlıyor, paketliyoruz müşteriye veriyoruz. Bu iş benim en kolay işim, daha zor işlerde çalıştım. Başka çarem mi var? Mecburum çalışmaya. Kim istemez gezmek, eğlenmek.”

"BEŞ, ALTI ALARM KURUYORUM, SABAHLARI UYANMAK ÇOK ZOR"

Sabahları çok zor uyandığını söyleyen Sinan, “Beş, altı alarm kuruyorum. Tabii yetmiyor. Biraz daha uyuyayım diyorum ama mecburum çalışmaya. Çalışmak zorundayım. Çok zor geçinmek. Sabah 9’dan akşam 7’ye kadar çalışıyorum. İşten çıkınca eve gidiyorum, öncelikle biraz televizyon izliyorum” diyor.

SALGIN DÖNEMİNDE EĞİTİME ERİŞEMEDİ

Aynı zamanda öğrenci Sinan. 9’uncu sınıfa gidiyor. Salgından önce tatil günlerinde çalıştığını söyleyen Sinan şimdi ise her gün çalıştığını anlatıyor ve ekliyor: “İnternet üzerinde olduğu için soran olmuyor, yok yazılmıyoruz. Devamsızlık sorun değil. Zaten birkaç kere denedim EBA’ya girmeyi sorun yaşadım. Ya bağlanamadım ya internet paketim bitti. İnternet fiyatları çok yüksek. Paketim olmadığı için giremediğim çok oldu.”

Sinan makina başında

"AYRI BİR ODAM YOK"

Evde ders çalışacağı ayrı bir odanın olup olmadığını soruyoruz ve şu cevabı alıyoruz Sinan’dan: “Bizim ev iki oda. Bir odada annem, babam, kardeşim ve ben kalıyoruz. Diğer odada abilerim kalıyor. Evde ders çalışacağım bir ortamım yok, ayrı bir odam yok.” 

BÜTÜN YÜK SİNAN’IN OMUZLARINDA

Evin tek çalışanı Sinan. Salgın döneminde bütün yük Sinan’ın omuzlarına binmiş...  Salgından dolayı ağabeylerinin işten çıkarıldığını söylüyor. En büyük ağabeyi de daha 20 yaşında zaten. “Her yere iş başvurusunda bulundular, geri dönüş olmadı” diyor Sinan ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Babam serbest meslek, meyve, sebze satıyordu. Salgından sonra meyve ve sebze pahalı olduğu için satamadı. Çok zarar etti. O da işsiz şu anda. Tek çalışan benim. Geçinmek çok zor. Haftalık 250 TL alıyorum. Elektrik, suyu kaç aydır ödeyemiyoruz. Ben sadece market, pazar alışverişi ödüyorum. Kendime bir şey almıyorum, öncelikle evi düşünüyorum.”  

"TATİLE HİÇ GİTMEDİM"

Sinan, “Kırmızı et alamıyoruz, genelde tavuk eti alıyoruz. Alsak da yetmez zaten. En son kırmızı eti Kurban Bayramı’nda yedim, komşular getirdi. Babam geçen sene meyve sebze sattığı için getiriyordu ama bu sene pazardan alıyoruz. Çok pahalı, sayılı alıyoruz. Mutfak harcamamız yarı yarıya azaldı. Tatile hiç gitmedim. Değil tatile, memlekete bile gidemiyorum. Küçükken birkaç defa Siirt’e gitmiştik. Maddi sıkıntılar olduğu için gidemiyoruz. Başka ülkelere gitmek isterim hayal biraz ama” diye konuştu. 

HAYALİ AŞÇI OLMAK

Sinan, hayallerini şöyle anlatıyor: “10 sene sonra çok iyi bir aşçı olmak istiyorum, Master Şef’e katılmak istiyorum. Orada birinci olmak istiyorum. Ama iş bulma konusunda ümitsizim, kendi mesleğinde iş bulma ümidim yok. İş bulamazsam da tekstil tarzı yerde çalışırım, boş durmak yerine.”

VERİLERLE TÜRKİYE'DE ÇOCUK OLMAK

Türkiye İstatistik Kurumunun Nisan 2020’de açıkladığı “İstatistiklerle Çocuk, 2019” başlıklı raporda yer alan veriler çocukların yaşadığı sorunları eksik de olsa ortaya koyuyor. Verilere Türkiye’de bulunan milyonlarca çocuk işçi dahil edilmedi. İşte öne çıkan bazı veriler:

  • 5-17 yaş grubu çocuklar arasında ekonomik faaliyete katılan çocuk işçi sayısı 720 bin. Alanda çalışma yürüten uzmanlar, verilere Suriyeli çocuk işçilerle çıraklık adı altında çalıştırılan çocuklar eklendiğinde sayının 1 milyon 160 bine çıktığını ifade ediyor.
  • Çocuk işçilerin yüzde 4.4’ünü 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturuyor.
  • Çocuk işçilerin yüzde 34.3’ü eğitim sürecine katılmıyor.
  • Çocuk işçilerin yüzde 36.2’si ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.
  • Çocuk işçilerin yüzde 10.8’inin çalıştığı yerde kimyasal madde, toz duman veya zararlı gazlara maruz kalıyor; çocukların yüzde 1.3’ü iş kazasına maruz kalıyor.
  • İSİG verilerine göre 2020 yılının ilk 8 ayında 39 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
  • Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre; 5 yaş net okullaşma oranı yüzde 75.2’de kaldı. Ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı ise yüzde 93.3 oldu. Bu veri diğer bir ifadeyle ortaokul çağındaki çocukların yüzde 6.7’sinin eğitim alanının dışında bulunduğunu ifade ediyor.
  • Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına eğitim hizmetlerinden memnuniyet oranı 2019’da önceki yıla göre gerileyerek yüzde 54.8 oldu.
  • UNICEF dünya genelinde 14 yaş altı 218 milyonu aşkın çocuk işçi bulunduğunu söylüyor.
  • Türkiye’de 2014-2017 yılları arasında 7 bin 466’sı erkek 51 bin 818’i kız çocuğu olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuk cinsel istismara maruz kaldı.
  • Bebek ölümleri istatistikleri karşılaştırmasına göre Türkiye’de ölüm oranları AB ortalamasının yaklaşık 3 katı.

CEZAEVLERİNDE BULUNAN ÇOCUKLARIN DURUMU

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı başkanlığında oluşturulan heyetin cezaevlerinde bulunan çocuklara ilişkin incelemeleri de dikkat çekici bir tabloyu ortaya koyuyor. Görüşme ve incelemelerin sonuçları özetle şöyle:

  • Çocuklara tutuklandıkları anda yeterli bilgi verilmiyor.
  • Tutukluluk süresince eğitimden yararlanamıyorlar.
  • Su ve beslenme yetersiz.
  • Eğitim desteği için televizyonu kendilerinin temin etmesi isteniyor.
  • Zorunlu eğitime rağmen eğitim sistemine hiç dahil olmamış çocuklar var.
  • Ailelerinin bulunduğu yerden farklı bir şehirde tutuklu bulunan çocuklar yasal görüş hakkından yararlanamıyor.
  • Bazı kurumlarda çocuk doktoru ve psikiyatr yok.
  • Yapılan görüşmelere göre çocuklar kötü muamele ve kapalı cezaevine sevk edilme tehdidiyle karşılaşıyor.
ÖNCEKİ HABER

Mustafa Sönmez: Uçak kazasız belasız faiz artırılarak indirildi ama uçak arızalı

SONRAKİ HABER

Aşı eşit ve adaletli dağıtılmazsa hiç bir ülke güvende olmayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa