Borçla geçinmek işçi için "acı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerekirse acı reçete uygulamaktan kaçınmayacağız” açıklamasını Denizli'de çeşitli iş kollarında çalışan işçilerle konuştuk.
Fotoğraf: Evrensel
Hilmi MIYNAT
Denizli
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasının ardından ekonomik kriz gerçeğinin tek adam yönetimi tarafından da daha fazla kabul gördüğü bir süreç yaşanıyor. İstifanın ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerekirse acı reçete uygulamaktan kaçınmayacağız” ifadelerini kullanırken, Denizlili işçiler de borçla geçindiklerini ifade ederek iktidara tepki gösteriyor.
Cam fabrikasında çalıştığını söyleyen Hüseyin, ekonomideki kötü gidişattan şikayetçi. Hüseyin, “Ekonomi iyi diyen var, nesi iyi? Hangimiz doya doya yaşayabiliyoruz, et yiyen kurbandan kurbana… Kendilerine 3 bin lira zam yapıyorlar işçiye 300 lira zam yapılacak diye ödleri kopuyor. Acı reçetenin faturası da işçiye çıkacak başka kime çıkacak, ezilen hep işçi” dedi. Hüseyin bu tablonun değişip değişmeyeceğine dair düşüncelerini ise şöyle aktardı: “İşçi ses çıkaramıyor, korkuyor. İşten atılma korkusu var, borçlu, kredi çekmiş. Onu ödemeye uğraşıyor.”
"HEP ZENGİNDEN YANA İŞÇİYİ HİÇ DÜŞÜNMÜYOR"
Evde tek çalışan üç çocuk babası tekstil işçisi de acı reçeteyi işçinin kaldıramayacağını ifade ederek şunları söyledi: “İşçinin yükü yeterince ağır. Dolar aldı başını gidiyor. Yılda bir asgari ücret için toplanıp koyacakları zam diğer şeylere 1 gecede koydukları zam kadar. Zaten alt tabakadasın, daha ne kadar ezileceksin. Şubatta 2 bin lira olan cumhuriyet altınının üstüne bin lira daha gelmiş. Ekonominin nesi iyi?”
Eşi mermer fabrikasında çalışan, iki çocuk babası tekstil işçisi ise en son 2009’da kardeşinin düğününde altın aldığını söyleyerek iki ücrete rağmen birikim yapamadıklarını ifade etti. Ev kirası ödemediğini belirten bir kadın işçi de “Kira olmasa ne olacak? Tazminatından ediyor, her şeyinden ediyor, hep zenginden yana, işçiyi hiç düşünmüyor” sözleriyle iktidara tepki gösterdi. İki genç işçi de bekar oldukları için geçinebildiklerini evli olanlar için geçinebilmenin çok zor olduğunu söyledi.
"HER ŞEYİN FATURASINI BİZ ÖDÜYORUZ ZATEN"
Servis bekleyen bir grup tekstil işçisi kadın ise “Devletin bütçesini bilmiyoruz ama kendi bütçemizi çok iyi biliyoruz” dedi. İşçilerden biri, “Geçen sene 1 lira olan hiçbir şey şimdi 1 lira değil. Geçen yıl 100 liraya aldığımı bu yıl 250 liraya alıyorum. Benim maaşıma 350 lira zam koydular, her şeye de yüzde 100 zam geldi” diye konuştu.
Çiftlikte çalışan bir kadın işçi de evde iki kişi çalıştıkları halde kenara para koyamadıklarını dile getirdi. Kadın işçi, “İki çocuk var, borç harç geçinmeye çalışıyoruz. Acı reçeteyi de halk öder. Her şeyin faturasını biz ödüyoruz zaten, sürekli kesintiler olmasına rağmen 90 lira su faturası geldi” diye konuştu. “Maaşa 3 kuruş zam gelse 5 kuruş geri alıyorlar” diyen bir tekstil işçisi ise “Fakir hiçbir zaman geçinemiyor. Fakir her zaman fakir” dedi.
"GEÇİM SIKINTISI YÜZÜNDEN EŞİMDEN BOŞANDIM"
Cam fabrikasında çalışan İşçi Mehmet de “Acı reçetenin faturasını esnaf, köylü, işçiler öder. Asgari ücret yetmiyor, borçları çıkarınca bana 100 lira kalıyor” dedi. Annesi ile kaldığını söyleyen Mehmet, “Geçim sıkıntısı yüzünden 6 yıllık eşimden boşandım daha yeni. İhtiyaç kredisi çektim sıkışmışlıktan. Geçinemiyoruz” diye konuştu.
Asgari ücretin biraz üstünde ücret aldığını belirten bir kargo işçisi ise “Reçetenin acısı işçiye çıkar, patrona hiçbir zaman çıkmaz. Zengine hiçbir şey olmaz, olursa garibana olur” sözleriyle hükümete tepki gösterdi.