19 Kasım 2020 23:41

İşçi mektupları: Restoranlara gidemeyiz yemekhanede dip dibeyiz

Kayserili işçiler pandemi önlemlerinde işçilerin kapsam dışı tutulmasına tepki gösteriyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Kayseri’den bir metal işçisi

Salgın karşısında kabine yeni “tedbir”ler aldı. Açıklamalara bakınca aklıma ilk gelen tedbirlerde işçinin adı bile geçmiyor oldu. Akşam 20.00 ila sabah 08.00 arası yasaklar kısıtlamalar neyi değiştirir sorusunu sordum kendime. Biz zaten o saatten sonra dışarı çıkamıyoruz. Adımını atman para demek çünkü…

Sabah erken saatlerde iş için evden çıkıyoruz. 12 saat sonra eve dönüyoruz. O yorgunlukla evden çıkmak mümkün bile olmuyor. Bu “tedbir”in ne kadar göstermelik olduğunu anlatıyor. Gün içinde fabrikalarda çalışacağız akşam mı virüsü bulaştırmayacağız? Zaten olan ne varsa fabrikalarda oluyor.

İkinci bir şey, işçiler olarak zaten sürecin en başında yasaklarda bile çalışıyorduk. Şimdi de durum aynı, değişen bir şey yok. Mesela çalıştığım metal fabrikasından örnek vereyim size. İşyerinde kovid çıkan bir işçi temaslı olduğu fabrika işçisi arkadaşını söyleyemiyor. Çünkü patronlar “İş çıksın da ne olursa olsun” diye bakıyorlar.

İşçiler işinden olmamak için temaslıları söyleyemiyor. Devlet demiyor mu “Sen şu işyerinde çalışıyorsun sonucun pozitif, nasıl çalıştığın fabrikada temasın yok?​” diye. Buradaki açıklığı patronlar kullanıyor.

Restoranlar için önlem aldığını zannediyorlar ama fabrikada işçiler kabalıkta yemek yiyor. Buna kimse bir şey demiyor. Özel izinle fabrikalarda herkes virüs içerisinde kol kola çalışıyor. Hâlâ da çalışmaya devam ediyor.


GEÇİCİ BİR SÜRE FABRİKALAR KAPATILMALI, İHTİYAÇLARI DEVLET KARŞILAMALI

İstikbal Mobilya İşçisi
Kayseri

Yaklaşık 6 yıldır İstikbal mobilya fabrikasında çalışıyorum. Açıklanan tedbirleri takip ettim. Tedbir olduğunu düşünmeyerek söze başlamak istiyorum. Fabrikada vakalar fazlaydı, hâlâ devam ediyor. Hastaneye gittiğimizde fabrika işçisiyim deyince “İstikbal’den mi geliyorsunuz?​” diye soruyordu doktorlar.

Hangi akla hizmetle bu kararları önlem diye bize sunuyorlar anlamıyorum. Virüs fabrikalardan yayılıyor en çok. Sürekli fazla mesaili çalışıyoruz. Enerji kalmıyor. Bağışıklığı güçlü tutun deniyor ama bu kadar fazla çalışmaya vücut nasıl dayanır. Zaten o yorgunlukla da akşam sekizden sonra dışarı çıkmaya mecalimiz kalmıyor. Buraya bir çözüm yoksa bir şey değişmez. Mesela biz 300 kişi aynı anda yemek yemeğe gidiyoruz. Servislerdeki mesafeli oturma meselesi de kaldırıldı. Giyinme odalarında aynı anda hareket ediyoruz. Hepsini bir kenara bırakalım aynı anda ağır bir parçayı altı kişi kaldırıyoruz. Burun buruna anlayacağınız. Nasıl mesafeye dikkat edelim?

Babam tekstil işçisi, hâlâ çalışıyor. O virüse yakalandı. Ben de daha dikkatli olmaya başladım. Başımıza gelmeyince anlaşılmıyor süreç. Şimdi fark ediyorum ki hiçbir önlem bizim için alınmıyor. Çözüm için ise fabrikalar en az birkaç ay kapatılmalı. O aylarda devlet ihtiyaçları karşılamalı.

ÖNCEKİ HABER

Borçla geçinmek işçi için "acı"

SONRAKİ HABER

TEMSA işçileri: En az 14 gün karantina ve ücretli izin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa