20 Kasım 2020 06:44
Son Güncellenme Tarihi: 20 Kasım 2020 12:37

Operasyona tepkiler: Yargı reformu gözaltılarla başladı

DTK’ye yönelik soruşturma kapsamında birçok kentte yapılan operasyonlara tepkiler geldi: Yargı reformu, avukatları ve sivil toplum örgütü temsilcilerini gözaltına almakla başladı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Demokratik Toplum Kongresine (DTK) yönelik soruşturma kapsamında birçok kentte yapılan operasyonlarda aralarında avukatların, gazetecilerin, sendika ve meslek odası temsilcilerinin de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

102 isim hakkında gözaltı kararı alındığı öğrenilen operasyona ilişkin tepkiler geldi.

DİYARBAKIR’DA GÖZALTI TEPKİSİ: BARODAN İNTİKAM ALMA OPERASYONU

Diyarbakır Barosu, Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) dönük yürütülen soruşturma kapsamında 32’si avukat 102 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Diyarbakır Adliye Sarayı önünde yapılan açıklamaya, Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, baro üyesi avukatlar ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar katıldı.

"ÖYLE Mİ ADALET BAKANI"

Eylemde ilk konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün “Asıl olan adaletin yerine gelmesi, hakim ve savcılardan beklentimiz kim ne der, ne düşünür şeklinde değil, dosya ne der, anayasa ne der şeklindedir. Esasen milyonlarca dosya gündemi meşgul ediyor. Bu konuda bir değerlendirmeye tabi tutuluyor. Asıl olan bu konuda yani güncel meselelerden uzak bir şekilde hukukun ve adaletin tesisidir” sözlerini hatırlatarak, “O zaman biz de şunu sormak istiyoruz, tıpkı madencilerin sorduğu gibi. Öyle mi adalet bakanı? Kıyamet koptu ama iktidarınızla adalet bir daha gerçekleşmedi. Bir kez daha adaletsizliğe tanık olduk” diyerek, gerçekleştirilen operasyona tepki gösterdi.

"HİKAYEYE İNANMIYORUZ"

Operasyon sırasında hukuksuz aramaların yapıldığını kaydeden Aydın, yetkililer ile görüşmelerinde kendilerine DTK’de bulunan bazı belgelerde avukatların isim, soy isim ve telefon numaralarının bulunduğundan kaynaklı avukatların gözaltına alındığının aktarıldığını belirterek, “Bütün hikaye bundan ibaret” dedi.

DTK’nin kurulduğu günden bugüne kadar devlet tarafından fiziki ve teknik takibe alındığının altını çizen Aydın, şunları söyledi: “DTK’de ele geçirilen birkaç kağıt parçası üzerinden 32 avukat hakkında gözaltı kararı verebiliyorsunuz ve bizim bu hikayeye inanmamızı istiyorsunuz öyle mi? İnanmayacağız. Neden inanmayacağız biliyor musunuz? Çünkü DTK’yle birlikte çalışan bir iktidar var ortada. Çünkü DTK’yi TBMM’ye anayasa çalışmalarına çağıran bir iktidar var. Çünkü Diyarbakır’da DTK’yle birlikte Kürt sorununa çözüm çalıştayı yapan bir iktidar var ve siyasi aktörleri var. Peki, onlara dair bir işlem yapmadan, onları tıpkı avukatlara yaptığını gibi sabahın köründe kapılarını çalıp evlerini didik didik arayıp gözaltına almazsanız, biz buna ikna olmayız, hiç kimseyi de ikna edemezseniz. Bu bir suç soruşturması değil, bu bir siyasi rövanştır. Diyarbakır Barosu’ndan intikam alma operasyonudur. Asla kabul etmiyor ve inanmıyoruz. Bizi hukuksuzlukların içine çekmeyin.”

"BARONUN IŞIKLARI YANMAYA DEVAM EDECEK"

Aydın, “Yol yakınken bu işten vazgeçin. Çünkü bu plan artık su kaldırmıyor. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; Gözaltına alınan meslektaşlarımız serbest bırakılana kadar Diyarbakır Barosu’nun ışıkları yanmaya devam edecektir" ifadesinde bulundu. 

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar ise operasyonlar ile avukatları korkutamayacaklarını belirterek, “Sessiz kalırsak, toplum nefessiz kalacak. Toplum adına direniyoruz. Zulme boyun eğmeyeceğiz” tepkisini dile getirdi.

TTB: DR. ŞEYHMUS GÖKALP SERBEST BIRAKILSIN

Türk Tabipleri Birliği, Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp'in de aralarında bulunduğu gözaltılarla ilgili açıklama yaptı. TTB açıklamasında, "Dr. Şeyhmus Gökalp ve çok sayıda kişinin açılan bir soruşturma nedeniyle gözaltına alındığı bilgisi edinilmiştir. Ev ve işyeri adresi belli olan, hekimlik değerlerinin savunucusu meslektaşımızın ifadeye çağrılmak yerine evi basılarak gözaltına alınması hukuk ve insan haklarıyla tamamen çelişmektedir. TTB Merkez Konseyi olarak, hukuksuzluğa son verilmesini ve Dr. Şeyhmus Gökalp’ın bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz" dedi.

DİYARBAKIR SAĞLIK PLATFORMU: SAĞLIKÇILARI SERBEST BIRAKIN

Diyarbakır Sağlık Platformu sağlıkçıların gözaltına alınmasına ilişkin Tabip Odası binasında basın açıklaması yaptı. TTB Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya ile birlikte sağlık örgütleri temsilcilerinin katıldığı açıklamada, Tabip Odası Başkanı Elif Turan konuştu.  

Sağlık emekçileri ve insan hakları savunucularının ifadeye çağırılmak yerine evlerinin basılarak gözaltına alınmasının hukuk ve insan haklarıyla örtüşmediğini dile getiren Turan, gözaltı operasyonlarıyla adeta salgının da görmezden gelindiğini aktardı. TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi olarak seçilen Dr. Şeyhmus Gökalp, Dr. Özgür Şahin, Hemşire Berivan Apaçık, Sosyal Hizmet Uzmanı Ümit Çetiner, Sosyal Hizmet Uzmanı Serkan Delidere'nin gözaltında bulunduğunu aktaran Turan, "İkametlerine onlarca güvenlik görevlisinin katıldığı şafak baskınları ile gözaltına alınan sağlık emekçileri ve diğer demokratik kitle örgütü temsilcileri için bulaş riski yüksektir ve kaygı vericidir. Salgın döneminde sağlıkları riske atılmış bu kişilerin yaşayacakları sağlık sorunlarından soruşturmayı yürütenlerin birincil sorumluluklarının olduğunu hatırlatırız. Pandemi döneminde gerekli tedbirler alınarak ifadeye çağrılabilirken bu biçimde toplu gözaltı yapılması enfeksiyon bulaş riski barındırmaktadır. Sağlık emekçileri olarak gözaltındaki bireylerin sağlık durumlarının tüm süreç boyunca yakın takipçisi olacağımızı belirtiriz" dedi.

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ: HUKUK VE ADALET ANLAYIŞINDA TELAFİ GİTTİKÇE İMKANSIZLAŞIYOR

Operasyonlara ilişkin açıklama yapan İHD Diyarbakır Şubesi de İHD Adıyaman Şube Başkanı Bülent Temel ile Diyarbakır Şube üyelerinin gözaltına alındığını belirterek, "Siyasi iktidarın ürettiği güvenlikçi politikaların vesayeti altında bulunan yargı kurumları, bu ve benzer soruşturmaları sürdürerek, hukuk ve adalet anlayışında telafisi gittikçe imkansızlaşan bir tahribata yol açmaktadırlar. Biz insan hakları savunucuları olarak, başta Kürt meselesi olmak üzere Türkiye’de çatışma odaklı bir çok siyasi, ekonomik ve kültürel sorunun, diyalog ve uzlaşma kültürü içerisinde çözülebileceğine inanıyoruz. Siyasi iktidarın ve yargı organlarının, güvenlikçi anlayışın ötesinde hareket etmelerinin, toplumsal barış ve demokrasinin güçlenmesine katkıda bulunacağını ifade etmek isteriz. Bu temelde, toplumsal adalet duygusunu zedeleyen bu ve benzeri soruşturmaların sona erdirilmesini ve soruşturma kapsamında gözaltında bulunanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" dedi.

Özgürlük için Hukukçular Derneği, Toplumsal Hukuk ve Demokrasi İçin Hukukçular, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Yurttaşlık Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Şubesi de gözaltılara tepki gösterdi.

HDP: YARGININ NE KADAR KEYFİ HALE GELDİĞİNİN KANITI

Operasyonlarının iktidarın reform açıklamalarının ardından geldiğine dikkat çeken HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Hukuk reformu, adalet gibi kavramları kullanmaya başlayınca hemen ardından büyük hukuksuzlukları barındıran kararlar ve uygulamalar ortaya konuluyor” dedi.

Avukatların her gün, her saat adliye koridorlarında dava takip eden, gözaltı kararı veren savcılarla görüştüğünü hatırlatan Günay, “İfadeye çağırmayıp gece yarısı evlerinin basılması ne demek? Bu örnek yargının ne kadar keyfi hale geldiğini ne kadar sopaya dönüştürüldüğünü somut olarak gösteriyor” diye belirtti.

“TOPLUMU KANDIRMAKTAN VAZGEÇİN”

Adalet Bakanlığına seslenen Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Reform ve adaletten söz edip toplumu kandırmaktan vazgeçin. Adaleti, hukuku katlediyorsunuz her gün. İşi, hukuksuzluğa uğrayan insanlara yardım etmek ve esas olarak da adaleti sağlamak olan avukatları derhal serbest bırakın. Her gün adliyede dava ve savcılıklarda gözaltı takibi yapan avukatların hasta muayene eden hekimlerin ve yine kimi kurum temsilcilerinin iktidarın talimatıyla hukuksuzca gözaltına alınmaları sonrası bir infazda yandaş medyadan geliyor. İktidarın hukuksuzluklarına, faşizan zorba uygulamalarına toplumda rıza üretmek adına hak savunucularının, muhaliflerin alıkonulmasana ‘terör operasyonu’ diyerek son dakika servis ediyorlar. Siz de aynı sizden öncekiler gibi tetikçi olarak yargılanacaksınız. Çünkü yaptığınız tek şey bu haberlerle faşizme su taşımaktır. Yargı, yandaş basın iktidarın tetikçisi olmaktan vazgeçmeli. Neyse ki özgür kalmaya kararlı basın var ve halkımıza gerçekleri duyurmaya devam ediyor.” (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Rize İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Tepe: Rize'de tehlike büyük  

SONRAKİ HABER

Avukat Aytaç Ünsal’ın tedavi gördüğü eve polis baskın düzenledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa