SOCAR ve Koç Holding pandemiyle birlikte sömürüyü arttırıyor
PETKİM ve TÜPRAŞ’ta patronlar pandemi bahanesiyle çalışma düzenine saldırırken, Petrol-İş Aliağa Şubesi işçilere dönük artan sömürüye karşı açıklama yaptı.
Fotoğraf: DHA
LÜKSE HARCANAN PARALAR İŞÇİDEN KESİLEN 15 DAKİKALIK MOLADAN
Turan KARA
İzmir
Koç Holding Başkan Vekili Ali Koç Amerika Los Angeles’ta Hollywood yakınlarında 14.5 milyon dolara satın aldığı ev ile gündeme geldi. Koç ailesini 8 milyar dolarla Türkiye’nin en zengin ailesi, Ali Koç’u ise 2 milyar dolarlık servetiyle Türkiye’nin en zengin kişisi olarak tanıtan Amerika’daki dergiler ve gazetelerde evin ayrıntılı tanıtımı yapılırken lüks ve şatafatı da vurgulandı.
Koç Holding Türkiye’de ise geçen hafta TÜPRAŞ’ın Kocaeli rafinerisinde yapacağı, 1 milyar 300 milyon liralık ‘modernizasyon’ ve kapasite genişletme projesi için aldığı teşviklerle gündeme gelmişti. Buna göre Koç Holding yüzde 50 vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, yatırıma yüzde 15 katkı elde etmişti. Koç bir yandan da Ford fabrikasında olduğu gibi TÜPRAŞ’ta da işçilere ‘performans ve verimlilik’ adı altında yapılan baskısıyla gündemde.
TÜPRAŞ İŞÇİLERİ İTİRAZ EDİYOR
TÜPRAŞ işçilerine üç koldan saldıran Koç Holding çok sayıda işçinin zorunlu karantina veya dinlenme süresine girdiğini iddia ederek çözümü az sayıda işçiyi uzun süre ve yoğun çalıştırmakta arıyor. Vardiya saatleri değişikliği yaparak, verimlilik ve performans artışı iddiasıyla dinlenme saatlerini kaldırarak işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarını da tehlikeye atıyor.
1- Koç Holding sabah 08.00 olan mesai başlangıcını 07.00’ye çekmeye çalışıyor.
İşçiler itiraz ediyor: Mesai saatini bir saat geri çektim demek, Buca, Balçova ya da Çiğli’den gelen arkadaşlar için en erken kalkış saatini 05.30’dan 04.30’a çekmek oluyor. Gece 04.30’da kalkıp işe gelecek olmak günlük hayat düzenini değiştirmek demek, üstelik normal ve sağlıklı değil.
2- Koç Holding sabah ara dinlenmesini kaldırmak istiyor. Öğleden önce ve öğleden sonra 15 dakika olan dinlenme arasını teke düşürmeye çalışarak sabah dinlenmesini işbaşı vaktine çekmek istiyor.
İşçiler itiraz ediyor: Dinlenme arası diye bir hakkımız var, bunun adı da 15 dakika çay molası değil. Burası da araba tamir atölyesi değil. Her arkadaşımız işini rayına koyar ve müsait olduğunda çay almaya gider gelir işini sürdürür. Bu hak yönetimin zoruna gidiyor, uzun sürdüğünü falan iddia ediyor, işi böldüğünü, yavaşlattığını... Ama burası da “Hadi hadi, çabuk çabuk, daha fazla” diyecek yerler değil, belli proses süreleri var. Bir kişi de bir şey yaparken başka bir şey yapamaz, bu dayatılamaz. Yönetim buna rağmen daha önce içme suyu hakkımıza göz diktiği gibi 15 dakikalık dinlenme süremize göz dikiyor. 15 dakika gibi görünen şey işçinin hayatında önemli bir yer kaplıyor, örneğin iş kazalarını önleyici tedbirler bu sürede alınıyor. PETKİM’de ve TÜPRAŞ’ta sık sık olmaya başlanan kazalara baktığımızda ya makinelere fazla yüklenmekten ya da işçiye fazla yüklenmekten kaynaklanıyor. Bu durum işletmenin ve halkın güvenliğini de riske atıyor.
3- Koç Holding pandemi sürecinde bir hafta boyunca 12 saat çalışan işçinin hakkı olan bir hafta dinlenme süresini yıllık izinleri kullandırarak telafi etmek istiyor.
İşçinin itirazı: Bir hafta dinlenme hakkını bir hafta 12 saat çalışarak kazanıyoruz zaten. Oysa yıllık izin başkadır, haftalık dinlenme izni başka. Yıllık izinlerde prim alamıyoruz sadece maaş geçerli. Ama sadece bu da değil zararımız, aynı zamanda yılık izin bizim tasarrufumuz demek. Pandemi çalışmasında tasarrufumuzu harcamaya zorlanıyoruz. Ortada kayıp giden bir haftamız oluyor. Rafineri bünyesinde 7 bin çalışanın toplam yıllık izin süresine denk düşen 250 bin günlük yevmiyesi ve buna karşılık gelen parasal miktarı var ve Holding yönetimi bir kenarda durması gereken bu miktarı (250 bin gün çarpı 300 lira yevmiye eşittir 75 milyon) kullanmak istiyor. Yani bu bizim işten çıktığımızda ya da ayrıldığımızda ödenmesi gereken para olduğu için elde tutmalı, sermaye yapamaz. Bunu kullanmak istiyor. Kimisi diyor ki, koca Koç, işten ayrılsak emekli olsak birikmiş yıllık izin paramızı mı vermeyecek canım ne var bunda? Biz de diyoruz ki, Koç’un istediği şey birikmiş yıllık iznimizin olmaması ve pandemideki çalışma düzeniyle onu tüketmek, yok etmek. Bu parayı da kendisinin kullanması.
PETROL-İŞ: YENİ FEDAKARLIKLAR İSTEMEYİN
Petrol-İş Aliağa Şubesi de Petrol-İş Genel Merkezi tarafından hazırlanan metni okuyarak bu dayatmaları protesto etti. İşvereni uyarmakla yetinen Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay, Koç Holdingin işçinin onay ve rızasını almadan yapacağı değişikliklerin çalışma barışını bozucu nitelikte olduğunu ve işçilerin sağlıklı ve güvende çalışma imkanlarını elinden almaya çalıştığını söyledi.
Mart ayından bu yana işçilerin yaptığı fedakarca çalışmaya dikkat çeken Oktay, “Sağlık risklerinin arttığı bu süreçte TÜPRAŞ işçisi, büyük bir gayret içerisinde olmuş, riskleri göze alarak gereken her türlü fedakarlığı göstermiştir. Salgın boyunca 12 saatlik mesaiyle, çift vardiya sisteminde çalışarak üretimin sürekliliğini sağlamıştır. Ancak işveren tek taraflı aldığı kararlarla, TÜPRAŞ’ta vardiya saatlerinde ve ara dinlenme uygulamalarında kalıcı değişiklikler yapmayı hedeflemektedir. Bu değişiklikler konusunda sendikanın ve çalışanların fikri alınmamış, bir dayatma içerisinde olunmuştur. ‘Ben yaptım oldu’ anlayışıyla TÜPRAŞ çalışanlarına ve sendikamıza adeta tebliğ edilen bu değişiklikleri kabul etmiyoruz. İşçiye rağmen çalışma düzeni ile oynamak, çalışma barışını bozmaktan başka bir amaca hizmet etmeyecektir” dedi.
Petrol-İş Genel Merkezi, açıklamasının sonunda ise hem pandemi boyunca fedakarca çalıştıklarını hem de buna devam etmek istediklerini belirterek, “Petrol-İş Sendikası olarak, pandemide işçiler tarafından fedakarca sürdürülen vardiya uygulamasının aynen devam ettirilmesini talep ediyoruz. Vardiya saatlerinde kalıcı ve geçici bir değişikliği kabul etmiyoruz. Ara dinlenme hakkımızın tartışmaya açılamayacağını belirtiyoruz” dedi.
SOCAR’DA PANDEMİ BAHANE FAZLA ÇALIŞTIRMA ŞAHANE
Eren SARAN
İzmir
PETKİM ve Star rafinerileri pandeminin başladığı mart ayında vardiyaları dörde bölerek, bir hafta iki vardiyanın 12’şer saat çalıştığı diğer iki vardiyanın dinlendiği sisteme geçiş yapmıştı. Yaz döneminde ise PETKİM işyeri temsilcilerinin, bu sistemin pandemide işçi sağlığını korumaktan çok işverenin kârını artırmasının aracı haline geldiğini söylemesiyle birlikte normal vardiya sistemine dönülmüştü. 13 Kasım itibariyle iki rafineride de pandemi başındaki sistem geri getirildi.
İşçiler 7 gün aralıksız 12 saat çalışırken 7 gün de dinlenmeye geçtiler ve bunun ne zaman biteceği belirsiz. Üstelik bu sistem uygulanırken herhangi bir maddi kayıp olmayacağı söylenmekle yetinilmiş ancak bir protokole bağlanmamıştı. Şimdi Petrol-İş Aliağa Şube yöneticileri bu çalışma biçiminin istismar ve suistimale açık olduğunu söyleyerek buna karşı çıkıyor. İtiraz edilirken ücret ve parasal yönler değil iade biçiminin çalışma yaşamına aykırı olduğu vurgulanıyor. PETKİM’de ve Star’da bir grup ileri işçinin ve temsilcilerin uzun süredir itiraz ettiği bir konuya değinerek performans ve fazla mesaili çalışmaya karşı bir itiraz yükseltiyor.
Sendika, dinlenme grubunda olan işçilerin bakım ve çalışma bahane edilerek çalışmaya zorlandığını, bu durumda kimi işçilerin üst üste 3 hafta çalışmak zorunda kaldığını söylüyor. Bu hesaba göre aylık 225 saatle sınırlanan çalışma süresinin hayli üstüne çıkılıyor.
‘SOCAR ÇALIŞMA DÜZENİNİ İHLAL EDİYOR’
Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay, “13 Kasım’dan itibaren tekrar 12’şer saatlik çalışma sistemine geçtik. Burada bizim birinci önceliğimiz tüm çalışanlarımızın sağlığı. Dolayısıyla iki vardiya çalışırken iki vardiya izolede. Yedişer günlük çalışma düzenine geçtik” dedi.
Ücret konusunda işveren ile mutabakata varıldığını söyleyen Oktay, “SOCAR yönetimi, yeni çalışma düzeninde yedi gün on iki saat çalışma düzenini ihlal ederek bir işçinin karşılayamayacağı bir düzen yaratmaya çalışıyor. İşveren lokal olarak 20 gün 22 gün aralıksız 12 saat çalışmayı hayata geçirmeyi düşünüyor” diye konuştu.
Bu girişimlere karşı uyarılarda bulunan Oktay, “Burada bir insanın karşılayamayacağı bir çalışma düzenini de işveren yaratmaya çalışıyor. Yani bizim talebimiz yedi gün çalışıyorsa arkadaşlarımız 12’şer saatten, yedi gün de evde izole haklarını kullanmaları lazım. Evet pandemi dönemindeyiz. Bunun bilincindeyiz. Süreçten dolayı hareket alanımız kısıtlı olsa dahi, bunun farklı yöntemleri vardır. Böylesi bir dönemde işverenin elini kolunu sallayarak rahat hareket etmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.
TAŞERON SİSTEMİ BULAŞI ARTTIRIYOR
PETKİM ve Star rafinerilerinde taşeronda çalışan işçilerin de ikiye bölünerek çalıştırılacağının söylendiğini ancak uygulanmadığını, kovid pozitif olan işçilerin evde izole olarak geçirdikleri sürede ücretlerini tam almadıklarını belirten Oktay, “Taşeron firmalarda çalışan arkadaşların izoleye ayrıldıklarında ücretlerinin ödenmediğini de gördük. Salgına yakalandığı halde izoleye gitmek istemeyen işçiler var, ücretini alamamaktan endişe ediyorlar. Bu durum hem kendisinin hem de bulaş riskini arttırdığı için tüm işçilerin sağlığını tehlikeye atıyor. Ama burada da yine asıl sorumlu işverendir. Burada da SOCAR grubu sorumluluklarını maalesef yerine getirmiyor” şeklinde konuştu.