Ücretsiz izne çıkarılan Gofrette işçileri haklarını istiyor
İzmir'de vapurlardaki büfelerde çalışmak için taşeron firma tarafından iki hafta önce işe başlatılan işçiler ücretsiz izne çıkarıldı.
Fotoğraf: Evrensel
Dilek OMAKLILAR
İzmir
İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZDENİZ’de taşeron firma olan Gofrette, vapurlarda büfede çalışmak için 2 hafta önce işe başlayan işçileri süresiz ücretsiz izne çıkardı. Yaklaşık 20 günlük eğitim sürecinden geçen işçiler işbaşı yaptıktan sonra pandemi gerekçe gösterilerek işten çıkarıldıklarını belirtirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin seslerini duymasını istiyor.
İşçilerden Burak Ulu, “Günlük çalışma saatimiz 7 buçuk saat ama 10 saat çalışıyoruz iki saat fazla mesaimiz verilmiyor, belgelerimiz var” dedi. Kendilerine çalıştıkları günlerin hakları ve gemici belgesi verileceği söylenip bunun karşılığında ücretsiz izne çıkarıldıklarını belirten Ulu, “25 kişi mecburen ücretsiz izne çıktı. Bize 20 günlük eğitim verildi gemici olur belgesi için. Belgenin parası ise 2 bin 600 TL’miş. Her ay maşımızdan keseceklerdi. 13 aylık senet yapıldı, herkes işe ihtiyacı olduğu için bunu kabul etti. Bize ‘Ya senedi alın paranız silinsin istifa edin ya da ücretsiz izni kabul edin’ dediler. Pandemi bahanesiyle işten çıkarıldık ancak bizi işe alırken de bu pandemi vardı” diye konuştu.
‘YA İŞİMİZE DÖNELİM YA DA HAKLARIMIZI ALALIM’
Cemil Şahin ise “Yaklaşık 2 ay önce bu iş için görüşmeye gittik. 20 günlük kurs gördük, kurs ücretine 2 bin 600 TL dediler, biz her şeye rağmen kabul ettik. Bir gün dahi devamsızlık yapmadık, her gün gittik. Kurs boyunca bütün yol, yemek paralarını kendi cebimizden harcadık. Geçtiğimiz sene benim kendi evim yandı, çocuğum da rahatsız, bu işi o yüzden kabul etmiştim, hatta şirkete girerken de söylemiştim. Her türlü desteği sağlayacaklarını söylediler. İşbaşı yaptıktan sonra yaklaşık 2 hafta çalışmamızın ardından ya istifa edeceksiniz ya da ücretsiz izne çıkacaksınız dediler. Ama 2 çocuğum var evim kira, 2 aylık kiramı ödeyemedim. Ne yapacağım? Ya işimize geri dönelim ya da haklarımızı alalım” dedi.
‘5 LİRAYA NE YİYEBİLİRİZ?’
Gülten Cengiz isimli işçi de çalışma koşullarının daha iyi olacağı inancı ile çalıştığı tekstil firmasından ayrılarak burada işe başlamış. Cengiz, “Eğitim bittikten sonra şirkete çağrılıp eğitim ücretlerinizi yemek ücretimiz olan 200 TL’den keseceklerini söyleyerek 13 aylık senet yaptılar. Sigortamız yapılmadan senet imzalandı. 10 saat çalıştık. Yemek yiyeceğimiz bir yer yok. Biz bu büfelerden 5 TL’ye ne yiyelim? Bir ayran bir simit yenir o büfeden” diye konuştu. Cengiz ayrıca kovid testi yaptırdığını ve sonuç çıkmadan işe gitmesinin istendiğini dile getirdi.
Zekiye Belek de “Başta çok güzel şeyler olacak dendi. Yemek parası var, devlet zam yapacak, üstüne de biz zam koyacağız dediler. İşbaşı yaptığımızda dedikleri gibi çıkmadığını gördüm. Çok plansız, bizi kullandılar... Hakkımı istiyorum. Kaç senelik emeğimi bırakıp geldim buraya” diye konuştu.
‘HER ŞEKİLDE HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ’
Pandeminin son iki haftada olmadığını bu bahanenin kabul edilemez olduğunu söyleyen İşçi Aysun Sezen de mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi gerektiğini söyledi. Gülşen isimli işçi de “Hayallerimiz yarım kaldı. Çocuğumuza sünnet düğünü yapacaktık. Biz masraflarımızı ona göre düşünmüştük. Neden bu soğukta çıkıp işe gidiyoruz, çocuklarımızı evde bırakıp çıkmak zorunda kalıyoruz? İhtiyacımız olmasa yapar mıydık bunları. Herkes işe dönmeli. Ya fazla işe alım yapmayacaklardı ya da bir yerlere yerleştirsinler” dedi. Şengül Çetinkaya, “Asgari ücret alacaksınız dediler, 200 TL yemek parası da senete gidince ben asgari ücretle yol yemeği mi karşılayacağım, evimin masraflarını mı” diye sordu.
Sağlık sorunlarına rağmen çalıştığını belirten Gülizar Ada ise “Kurulu düzenimi bırakıp geldim. Manisa Soma’da yaşıyordum. Bu işin belediyeye ait olduğunu birkaç ay sonra sendikaya geçeceğimizi, düzenli bir iş olacağını düşündüğümüz için 5 yıllık işimi bıraktım geldim. İş görüşmesine geldiğimde 4 aylık platinim var ayağımda, ben ayakta çalışamam eğer öyleyse hiç başlamayayım dememe rağmen hiçbir şekilde ayakta çalışmayacağımı en fazla 7 saat çalışacağımı söylediler. Ama elimizde tepki vapurda gezdik. Yemek molamızı bile kullanamadık. Her şekilde hakkımızı arayacağız” diye konuştu.
‘İŞSİZ KALMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU BİLİYORUM’
Hasan Dikilitaş da pandemi sürecinde uzunca bir süre işsiz kaldıktan sonra burada başladığını söyleyerek, “Annemle kalıyorum. Mağdur durumdayım, hiçbir şey talep etmedik bu zamana kadar ama bizi ortada bıraktılar. 44 yaşındayım. İşsizken yine bir sürü masrafa girdim. Pandemide işsiz kalmanın ne demek olduğunu biliyorum, şimdi yine mağduruz. Annemin emekli maaşı var sadece ama yetmiyor. İlgililer duysun sesimizi” dedi. İşçiler İzmir Büyükşehir Belediyesine giderek yetkililere seslerini duyurmaya çalışacaklarını söyledi.