25 Kasım 2020 01:44

Bir araya geldikçe güçleniyoruz!

Ç.Ü. Kadın Topluluğu ise en azından olan bitene kulağını tıkamayıp, şiddete maruz kalan kadınların sesini duyurmak için çaba sarf eden bir oluşum.

Paylaş
Çukurova Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu’ndan Kadınlar

DAYATILAN KALIPLAR

İletişim Fakültesi’nden Şükran

Her gün “şiddete son" diye bağırsak da her yeni güne yeni bir şiddet haberiyle uyanıyoruz. Şiddet dediğin sadece fiziksel olarak değil; sözlü şiddet, duygusal şiddet, psikolojik şiddet de demektir. Tek temennim kadına şiddetin son bulmasıdır. Bu nasıl mı olacak?  Çok açık aslında; kadının da bu dünyada var olduğunu, yeri olduğunu, söz hakkı olduğunun bilincine vararak.

Kadınlara dayatılan kalıplaşmış yanlış düşünceler var: Kadın dediğin evinde oturur, kadın dediğin kariyer yapmaz, kadın dediğin evinde oturup kocasını bekleyip onu memnun etmeli ve yemeğini yapmalı çünkü kadının sorumluluğu, kadın dediğin ortamda konuşmaz, kadın dediğin yüksek sesle kahkaha atmaz, kadın dediğin kısa etek giymez veya dekolteli giyinmez… Okurken bile yoruldunuz değil mi? Bunu kadınlara da sordunuz mu? Yukarıda sayılan her dayatma şiddete başvuran her kimse onun için bir bahane oluyor. Şiddetin hiçbir bahanesi olamaz. “Hayatınızda bir gün bile kadın olmak ne demek olduğunu düşündünüz mü? En azından bugün düşünün!”

ÇÖZÜM DAYANIŞMADA

Hukuk Fakültesi’nden Yağmur

25 Kasım’da kadına yönelik şiddete karşı yapılacak yürüyüşler haklarımızı savunmanın ve topluma hatırlatmanın yanı sıra; kamuoyuna yaşanan bu vahşetlerin unutturulmaması açısından bence büyük önem taşıyor. Bu şiddetin bir gün herkesi bulma ihtimali olduğunun hatırlatılması ve insanların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Kamuoyunda ses getirmek için tekrarlanması gereken etkinlikler olduğunu düşünüyorum.  Kadınların şiddete karşı mücadele edebilmesi için öncelikle kadınların bir birlik oluşturması gerektiği düşüncesindeyim. Bence mücadelenin her yaş ve her cinsiyetten insanı içinde barındırabilecek bir yönü de olmalı. Bunun da ancak ülke çapında gerek ebeveynler için eğitimler, gerekse çocukluktan itibaren pedagog yardımlarıyla çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmesini sağlamaya yönelik büyük çapta çalışmalar yapılarak elde edileceğine inanıyorum. Elbet ilk mücadele bu suçları işleyenlerin gereken cezalarla ıslah edilmesi üzerine olmalı ancak hiçbir ceza tamamen caydırıcı değildir. Çukurova Kadın Topluluğu da bence kamuoyu açısından etkin bir rol oynuyor. Büyük veya küçük fark etmeksizin aynı amaç için toplanmış her topluluk kamuoyunun dikkatini çekmekte ve konunun hassasiyeti gün geçtikçe artmakta. Yaşananların unutulmaması ve cezaların caydırıcı olma konusunda bir paya sahipler.

NASIL HAREKET EDECEĞİMİZİ BİLMELİYİZ

Hukuk Fakültesi’nden Eylül

Şiddet mağdurlarına gereken eğitim desteğini vermek büyük önem arz ediyor. İnsanlar çoğu zaman çaresiz ve korkmuş hissediyor. Bunun üstesinden de mağdur olduğumuzda nasıl hareket edeceğimizi bilmemiz en azından cesaretlendirmek adına gelebilir. Aktivist eylemleri destekliyorum. Bunun yanında ben her zaman yanımdakileri bilinçlendirmeyi kendime görev edindim. Babamdan kardeşimden başlayarak arkadaşlarıma, bir şekilde iletişim kurduğum insanlara özellikle yanlış gördüğüm bir durum olduğunda yapıcı bir dille doğruyu anlatmaya çabalarım. Çukurova Kadın Topluluğu’nu sosyal medyadan takip ediyorum. Paylaşımlarını da destekliyorum.

HER GÜN KANAT ÇIRPACAĞIZ

İletişim Fakültesi’nden Tuğçe

Bu konu hakkında anlatacak çok şey var ama bir o kadar da kelimeler kifayetsiz kadının bu kadar önemsiz olduğu, kadının kadın bile önemsemediği aşağıladığı ötekileştirdiği ezdiği bir toplumda yaşıyoruz maalesef fazla söze gerek yok aslında her şey zihniyette bitiyor. Biz kadınlar hepimiz “Kelebeğiz. Unutmayalım ki kelebekler kanat çırparak yol alırlar. Yalnızca 25 kasımlarda 8 martlarda değil, gün gün, her gün kanat çırptıkça özgürleşeceğiz.”

YAN YANA GELEREK SESİMİZİ DUYURALIM

Hukuk Fakültesi’nden Erva

Kadınların gerek psikolojik gerek bedensel şiddete karşı tutumunu yenebilmesinin en önemli kuralı devlet tarafından uygulanan maddi yaptırımların yanında “kendi kendine” yetebilme gücünü her anlamda hayatında bulundurmasıdır. Bunun için de kendini her alanda aktif olabilecek şekilde yetiştirip bunu gelecek kuşaklara öğretebilmeli. Ç.Ü. Kadın Topluluğu ise en azından olan bitene kulağını tıkamayıp, şiddete maruz kalan kadınların sesini duyurmak için çaba sarf eden bir oluşum. Umarım sadece üniversite içinde değil çok daha geniş çaplı yerlere sesini duyurabilir.

 

ÖNCEKİ HABER

Mücadelenin azmi, zaferi beraberinde getirdi!

SONRAKİ HABER

Mardin Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu: Unutma, yalnız değilsin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa