24 Kasım 2020 23:00

İÜ’de dayanışmanın ruhu “SBF’li Kadınlar”

“Biz aslında hepimiz gerek kadın cinayetleri gerek toplumda ezilen bireylerin, kadınların, erkeklerin, çocukların hakları için mücadele veren insanlarız. SBF’nin ruhu bu şekilde.”

Fotoğraf: unDraw

Paylaş

Cenk Yılmaz BAYIR

İstanbul Üniversitesi

Pandemi süreci kadınların yaşadığı baskının arttığı ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye yönelik çabaların olduğu bir dönem oldu. Lakin kadınların mücadelesi sözleşmeyi korurken aynı zamanda birçok kadının farklı alanda bir araya gelmesini sağladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi de o alanlardan biri. Genç Hayat olarak bu süreçte bir araya gelen kadınların oluşturduğu “SBF’li Kadınlar” topluluğuyla, topluluğun bugününü ve yarınını konuştuk.

Siyasal Bilgiler Fakültesinde kadın dayanışması ihtiyacı nereden doğdu?

Sohbetimize ilk olarak Başak’la başladık. İstanbul Sözleşmesi'ne saldırıların olduğu bir zamanda dayanışmaya olan ihtiyacın hissedildiğini söyleyen Başak, “Haklarımızı ve hayatlarımızı ilgilendiren bu süreçte bir araya gelme ihtiyacı hissettim. Sonra, kadın arkadaşlarla bir araya geldikçe aslında yalnız olmadığımı, her birimizin söyleyecek şeyleri olduğunu ve benim gibi birçok kadınların da bu birlikteliğe ihtiyaçları olduğunu anladım” dedi.

Peki dayanışmayı örgütlü bir hale getirmeyi, diğer kadınlarla bir araya gelmeyi nasıl başardınız? Bu süreç zor oldu mu?

Tekrar sözü alan Başak, “Kovid-19 sebebiyle okulların tatil olması nedeniyle fiziksel olarak yan yana gelemezsek de birlikte bir şeyler yapabileceğimizi düşündük ve sesimizi duyurmak istedik. İlk başta daha sınırlı bir arkadaş çevremiz vardı fakat sosyal medya üzerinden fakültemizdeki diğer kadın arkadaşlarla temas ettikçe bu sayı giderek arttı” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinin kadınlar tarafından okuduğu bir video dizisi paylaşarak dayanışmayı daha görünür hale getirdiklerini belirtti ve “Gelen arkadaşlarımızın da fakültede yan yana gelerek etkinlik yapma konusunda bizi destekleyeceklerini belirtmeleri ve sorumluluk almak istediklerini söylemeleri çok umut verici oldu. Her bir kişinin katkı yaparak ilerlediği bir süreç oldu ve olmaya devam ediyor” dedi.

Toplulukta yan yana geldiğiniz kadınlar size neyi fark ettirdi? SBF’li Kadınlar için süreç nasıl geçti?

Bu süreçte yaşanılanlara değinen topluluk üyelerinden Rana, “Kadınlarla yan yana gelip bir amaç uğruna bir şeyleri gerçekleştirmek çok güzeldi. Kulüp çalışmaları yaparken hepimizin olaylara çok farklı bakış açıları vardı, farklı dünyalardan geliyorduk ama aynı amaç uğruna bir şeyler yapmaya karar verdik” dedi. Birçok kadının bu süreçte tacizle karşılaştığından ve kanıtlayamadığından bahseden Rana, “Bir sabah bir arkadaşımızın çalıştığı işyerinde işvereni tarafından tacize uğradığı haberini aldık ve hemen iletişime geçtik. Arkadaşımız bize sesini duyuramadığını anlattı ve bizden sesini duyurmamız için yardım istedi. Ardından bir sosyal medya çalışması yaptık. Sonucunda da bu çalışmamızın işe yaradığını arkadaşımızın ‘teşekkür ederim, göz altına alındı’ sözleriyle anlamış olduk. Bu aslında dayanışmaya ihtiyacımız olduğunun bir kanıtı” dedi ve kadınlara verilmeyen desteğin kadınların tırnaklarıyla kazıyarak almaya çalıştıklarını belirtti.

EZİLEN BİREYLER İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ

Ardından sözü topluluk üyesi Helin aldı. Helin, “Biz aslında hepimiz gerek kadın cinayetleri gerek toplumda ezilen bireylerin, kadınların, erkeklerin, çocukların hakları için mücadele veren insanlarız. SBF’nin ruhu bu şekilde. Hocalarımızdan da destek gördük. Birimizin bir şey yapmasıyla, ses çıkarmasıyla hepimiz motive olduk” dedi ve bu süreçte beraber hareket etmeye çok hazır bir ekip olduklarını fark ettiğini söyledi. Taciz konusuna ve pandemi sürecindeki dayanışmaya “Hiç başımıza gelmez sanıyoruz ama hepimiz taciz vakalarına maruz kalabiliyoruz. Buna karşı birbirimizden destek almak memnun etti. Pandemi sürecinde sosyalleşmeye muhtaçmışız onu anladık. Ben çok mutluyum böyle bir topluluğun içinde yer aldığım için” sözleriyle dikkat çekti.

Bu dayanışmayı bugün nasıl sağlıyorsunuz ve gelecek için neler planlıyorsunuz?

Helin bu soruyu “Belirli günlerde toplantılar alıyoruz ve planlar yapıyoruz. Bu planlardan en yakını 25 Kasım da Hukuk Fakültesinden Nil hocayla yapacağımız söyleşi. Çalışmalarımız ilerledikçe yazılı bir yayın, dergi çıkarmayı düşünüyoruz” şeklinde yanıtladı. Topluluğun ilerleyişini resmi bir alana da taşımak istediklerini vurgulayan Helin “Bunu neden kulüpleştirip bizden sonra gelenlere miras bırakmayalım diye düşündük. Böyle bir yola girdik. İletişimimizi sağlıklı tutmaya çalıştık, birbirimizden kopmamak için. Biz artık bu işin resmi bir şekilde gerçekleşmesini istiyoruz” dedi.

BÜROKRATİK ENGELLER BİR ÇİLE

Kulüp kurma aşamasında Başak’ın mesajıyla dahil olduğunu söyleyen Rana ise devlet okulunda bu sürecin işleyişini “çile” olarak tarif etti. “Bürokratik engeller silsilesi içerisinde bir şeyler yapmak istiyoruz ancak oraya varmak zor oluyor. Online süreçte belgelerin ve imzaların online toplanması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Ama kimse yılmıyor şu anda.” Kulüp sürecinde film, makale, kitap okumaları ve tartışmaları planladıklarını belirten Rana bunlara katılamayan arkadaşların haberdar olması için bu aktiviteleri yazıya dökmeyi dergiyle hedeflediklerini belirtti. SBF’li Kadınlar’ın yakın zamanda bir psikolog ile “Pandemi kadınları nasıl etkiledi” temalı bir söyleşi yapmayı planladıklarının da haberini verdi. Pandemi sürecinden sonra sosyal medyadan ziyade fiziksel açıdan bir şeyler yapmayı arzuladıklarını söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Cinsiyetçi dil ve anlayış yeni Mileva’lar üretmesin

SONRAKİ HABER

Kadınların kıtalararasından yükselen mücadelesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa