25 Kasım 2020 02:09

Eğitimde eşitlik yoksa dayanışma var!

Dayanışmayı büyütmek için okul çıkışlarına, parklara giderek röportajlar yaptık. Dayanışmanın bildirisini dağıttık, afişlerini astık, karşılaştığımız her gence dayanışmadan bahsettik.

Görsel: Pikisuperstar/Freepik

Paylaş
Berfin TEPELİ
Sultangazi

 

Pandemi sürecinde eğitime dair atılan, bakanlarca ve iktidarca ileri olan ancak biz gençler tarafından asla öyle olmayan adımlar, belirsiz olan geleceğimizi “geleceksizlik” olarak belirginleştirmeye devam ediyor. Ayağını ileri doğru sallayıp, sanki ayağını uzattığı o “ileri”de basacak yer yokmuş, kar edebileceği, çıkarı olan bir şey bulamamış gibi tekrar tekrar “geri” adımlara dönüşen adımlar bunlar. “Bakanlarca ve iktidarca ileri” olmasının sebebi de bu adımların, eğitimin özelleştirmesine de ön ayak olan adımlar olması. Özel okullara yapılan vergi indirimleri ve çeşitli teşvikler gibi ya da en basitinden özel okullar zinciri olan birinin milli eğitim bakanı olması gibi. Online eğitimin kalıcı hale getirilmesinin düşünülmesi ve buraya dair işler yapılması gibi. Ve tüm bunların içinde sağlığımız için gerekli koşulların sağlanmaması, dağıtılan tablet vb. ekipmanların yetersiz kalması, eğitime ulaşamayan öğrencilere hala sınav yapma derdinde olunması da bizler tarafından “geri” adımlar. Pandemi öncesinde de çokça konuştuğumuz, çokça tanık olduğumuz eğitimdeki eşitsizlik, pandemiyle beraber yapılan hamleler, alınan kararlar ve atılan adımlarla çok daha derinleşti ve can yakar hale geldi. EBA’ya yüklenen onlarca içeriğe, MEB’in verdiğini iddia ettiği eğitime erişemeyen biz öğrenciler tüm bunların karşısında, tüm bu geleceksizliğimize doğru atılan adımlar karşısında ne yapıyoruz?

KENDİ GELECEĞİMİZİ OLUŞTURMAYA KARAR VERDİK

Biz Sultangazi’deki öğrenciler olarak İstanbul Emek Gençliği’nin başlattığı, “Eğitimde eşitlik yoksa dayanışma var!” şiarıyla yaptığı dayanışma kampanyasına kulak verdik. Bizim için hazırlanan “geleceksizliği” ezip geçerek, kendi geleceğimizi oluşturmaya karar verdik. En başta dayanışmayı büyütmek, daha fazla gence ulaşmak için okul çıkışlarına, parklara giderek röportajlar yaptık. Dayanışmanın bildirisini dağıttık, afişlerini astık, karşılaştığımız her gence dayanışmadan bahsettik. Bu şekilde dayanışmayı örgütledik ve aldığımız geri dönüşler böyle bir şeye gerçekten ihtiyaç olduğuna yönelikti. Ayrıca gençlerle konuştuğumuz kadarıyla semtimizde bir kütüphane ihtiyacı olduğunu ve buraya yönelik de bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. Böylelikle kampanya kapsamında bir planımız oluşmuş oldu. En acil ihtiyacımız olarak ders çalışacak alanlar yaratmalıydık kendimize, şimdilik ulaşabildiğimiz her alanda bir araya gelerek ders çalışıyoruz ancak bir sonraki adımımız semtimizde bir kütüphane talebi olacak. Özellikle kütüphane fikrini destekleyen çok fazla öğrenci var. Kolayca ulaşabileceğimiz bir kütüphanenin en acil ihtiyaçlarımızdan biri olduğunu düşünüyorlar ve bu talebimizin karşılığını almak için bir şeyler yapmaya hazırlar. Aynı zamanda kaynak kitaplara daha fazla ihtiyacımız olan bu dönemde kitapların aşırı yüksek fiyatları yüzünden ulaşılamaz oluşundan kaynaklı çok sıkıntı çekildiğini gördük. Buraya dair de kaynaklarımızı paylaşmak vs. gibi dayanışma örnekleri sergiledik. 

EN ACİL TALEPLERİMİZ İÇİN YAN YANAYIZ

Liselilerin kendi aralarında soru çözdüğü, üst sınıfların alt sınıflara yardımcı olduğu, hazırlık okuyan üniversite öğrencilerinin dil öğrencilerine yardımcı olduğu, üniversiteye hazırlananların bir araya gelip özel olarak çalıştığı ve ihtiyacımız doğrultusunda üniversite öğrencilerinin bizlere konu anlattığı bir şekilde devam ediyor şu an bizim dayanışmamız. Dayanışma kampanyası etrafında bir araya geldiğimiz ilk günlerde uzun zaman sonra tahtada soru çözerken duygulanıp gözleri dolan arkadaşlar oldu. Aylardır anlamadığı konunun sorularını çözebilmenin verdiği gururla “Bunu da yaptım be!” diyerek atılan sevinç çığlıkları, soruyu çözmek için uzun işlemler yaparken bir arkadaşın gösterdiği yöntemle kısa yoldan soruyu çözebilmenin rahatlığı, dershaneye giden arkadaşın dershaneden verilen soruları bize getirmesi, notlarımızı birbirimizle paylaşarak ve kaynak edinmekte zorlanan arkadaşlar için kaynaklarımızı paylaşarak kendi dayanışmamızı oluşturduk. Ders çalışmanın yanında sohbetlerimizde doğalında gelişen eğitim ve gündem tartışmaları da iple çektiğimiz anlardan olmaya başladı. Çünkü biliyoruz ki, yukarıda bahsettiğimiz o “geleceksizliği” ezip geçerek oluşturacağımız geleceğimizi sadece ders çalışarak oluşturamayız. Geleceğimizi kazanabilmek için derslerimizin ve notlarımızın iyi olmasının yetmeyeceğinin farkındayız, geleceğimiz için mücadele etmeliyiz ve edeceğiz, ediyoruz. 

Biz dayanışmamızı okullarımızda, semtimizde bu şekilde örgütledik, örgütlemeye devam edeceğiz. Daha da büyüyeceğini, ders çalışmak veya kütüphane talep etmekle sınırlı kalmayacağını biliyoruz. Biz gençlerin ihtiyaçları çok daha fazla ve bugün en acil ihtiyaçlarımızın karşılanmasıyla başlayan taleplerimiz, eşit, bilimsel, demokratik ve ücretsiz eğitim alana kadar; daha şimdiden geleceğimizde beliren işsizliği, sömürüyü, açlığı ve yoksulluğu geleceğimizden söküp atana kadar bitmeyecek, mücadelemiz bitmeyecek! Ve bu süreci sizlere, Genç Hayat okurlarına aktarmayı sürdüreceğiz. Dayanışmayla kalın!

 

 

ÖNCEKİ HABER

İşçi olmak dışında seçeneğimiz yok

SONRAKİ HABER

KHK ile ihraç edildikten sonra yaşamını yitiren Eğitimci Kazım Ünlü anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa