Diyoruz ki “eğitime bütçe”
Parasız, bilimsel ve demokratik bir eğitim talebi bütün gençlik kesimleri içerisinde en acil ihtiyaçlardan birisi konumunda.
Fotoğraf: Pixabay
Gül Fidan AVGÖRÜR
Mehmet Tekinalp Anadolu Lisesi/Tuzla
Ülkemizde Mart ayında yayılmaya başlayan salgın eğitimi de fazlasıyla etkiledi. Öyle ki bu süreç eğitimde olan eşitsizliği daha da arttırdı ve gözler önüne serdi. Sosyoekonomik durumu iyi olmayan düşük gelirli ailelerin çocukları eğitime kolaylıkla ulaşamadı ve hala da ulaşamıyor. Örneğin köylerde ne internet ne de yeteri kadar teknolojik alet var ve bu aletlerin fiyatı ise ülkemizde değerinin çok üstünde bir paraya satılıyor. Bunlara ulaştığımızı varsayarsak bile uzaktan eğitimde alınan verim okuldaki gibi olmuyor. Bu yüzden doğru tedbirler alınıp güvenliğimiz sağlandıktan sonra okulların açılması gerektiğini düşünüyorum. Açılmasa bile tüm öğrencilerin uzaktan eğitim için ihtiyaçları adil bir şekilde karşılanmalı. Hâlbuki hükümetin vergi adı altında halkı sömürdüğü paralar bu öğrencilerin eğitimi için kullanılsaydı şu anda diğer kardeşlerimiz de eğitime kolayca erişebiliyor olacaktı. Peki, hükümet hiçbir şey yapmıyor mu? Tabii ki yapıyor. Hayırseverlerin verdiği tabletleri öğrencilere ulaştırıyor. Yani halktan alıp halka veriyor. E o zaman bizim eğitim için verdiğimiz vergiler eğitim için kullanılmıyorsa hükümetin ne anlamı kalıyor? Unutmayın ki "Halkını tüketen devletlerin kendi de tükenir." Bizler sadece öğrenci değiliz; aynı zamanda bu ülkenin gelecekte cumhurbaşkanı, bakanı, mimarı, öğretmeni, avukatı ve daha nicesiyiz. Ve bizler silahlanma için, çeşitli dini vakıflar için, rant sağlamak için kullanılan gereksiz bütçenin eğitimde ve sağlıkta ulaşılabilirlik için kullanılmasını istiyoruz. Savaşa değil eğitime bütçe diyoruz.
