Kadınlar 25 Kasım’da mahallelerinde sokağa çıktı
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde kadınlar mahallelerinde sokağa çıktı.
Fotoğraf: Evrensel
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde kadınlar birçok mahallede sokağa çıkarak taleplerini haykırdılar.
ESENYALI MAHALLESİ: ŞİDDETE KARŞI ÇÖZÜM ÖRGÜTLÜ MÜCADELE!
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği üyeleri, “Kadın cinayetlerine, şiddete, eşitsizliğe, güvencesizliği, karşı ses çıkarıyoruz” diyerek 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü için Esenyalı’da basın açıklaması yaptı. Pandemi döneminde kadına şiddetin hız kesmeden devam ettiğini belirten kadınlar, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Nasihat etme, şiddeti engelle”, “Bağır herkes duysun, erkek şiddeti son bulsun” gibi sloganlar attı.
‘KADINLARIN HAYATINI KABUSA ÇEVİRİYORLAR’
Basın açıklaması öncesi söz alan Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan “Çözüm getireceğiz diyenler yasayı uygulamak yerine erkeklerin sırtını sıvazlayarak kadınların hayatını kabusa çeviriyorlar” diyerek her koşulda sokaklarda olmaya ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için 25 Kasım’ı vesile ederek taleplerini yükseltmeye devam edeceklerini söyledi.
‘HAKLARIMIZ VE HAYATLARIMIZ İÇİN…’
Basın açıklaması metnini okuyan Eylem Koşar, 25 Kasım’ın tarihini ve Mirabel kardeşlerin mücadelesini hatırlatırken, Türkiye’de pandemi koşullarında kadınların yaşadıklarına dikkat çekti: “Evde, işte, sokakta yani hayatın her alanında kadınların yaşadığı şiddet, kadın cinayetleri, yoksulluk, eşitsizlik pandemiyle birlikte daha da arttı. Biz kadınlar için artık her yer şiddete uğradığımız alanlara dönüştü. 2020 yılının ilk 10 ayında 474 kadın kasım ayının ilk iki haftasında 20 kadın en yakınları tarafından katledildi. Kız kardeşlerimiz, kadın düşmanı politikalar, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun devlet tarafından tam olarak uygulanmadığı için bugün aramızda değiller. Yetkililer ‘Şiddetin azaldığı yönünde’ açıklamalar yaparak şiddeti normalleştirmeye çalışsalar da bu veriler bizim her gün yaşadığımız gerçekle örtüşmüyor. Pandemi döneminde bize ulaşan onlarca kadının yaşadıkları görünmez kılınmak isteniyor. Salgın döneminde yaşanan ekonomik kriz, geçim sıkıntısı, evde ve işyerinde kadınların maruz kaldığı şiddeti de arttırdı. Kadın işçiler, patronların ücretsiz izin ve işsizlik tehdidi karşısında, zorunlu mesailere, artan baskılara ses çıkaramaz hale getiriliyor. Bugün pandeminin başından beri işçilere emekçilere kesilen ‘acı reçetenin’ artık ‘acı ilacını’ içtiğimiz bir dönemdeyiz.”
“25 Kasım’da kadın cinayetlerine, şiddete, istismara, eşitsizliğe, ayrımcılığa, krizin ve pandeminin giderek derinleştirdiği yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı bir kez daha alanlardayız” diyen kadınlar açıklamayı şöyle sonlandırdı: “Mirabel kardeşlerden aldığımız güçle haklarımız ve hayatlarımız için ‘artık yeter’ diye haykırıyoruz! Şiddet her yerde çözüm bizim örgütlü mücadelemizde!”
YENİKENT MAHALLESİ: ŞİDDETTEN UZAK, EŞİT VE ÖZGÜR BİR YAŞAM İSTİYORUZ
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, 25 Kasım dolayısıyla Derince ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Dernek Yöneticisi Selda Arslan okudu. Mirabel kardeşlerden bugüne kadınlara yönelik şiddetin arttığını belirten Arslan “Ayşe Tuğba Aslan, Emine Bulut, Şule Çet, Fatma Şengül, Ecem Balcı ve onlarcasının dosyasını kadınlar takip etti ki kapanmasın, failler cezasız kalmasın” dedi.
2020 yılının ilk 10 ayında 397 kadının öldürüldüğünü söyleyen Arslan, “Her gün yaşadığımız psikolojik, ekonomik şiddeti saymıyoruz bile. Kadınları şiddet ve cinayet riskiyle en çok baş başa kaldıkları evlere, hiçbir devlet koruması olmadan, hiçbir acil önlem-eylem planı hazırlamadan kapatmaya çalıştılar. Acil eylem planına ihtiyaç var dedik, diyoruz. Evden çalışma uygulamasıyla ve okulların açılmamasıyla birlikte hem ücretli işi hem ev işlerini hem de çocuk bakımını üstlenen, 7/24 çalışmaya hazır makineler olmamızı beklediler bizlerden” dedi.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ!’
Pandemiden en çok kadınların etkilendiğini dile getiren Arslan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi kabul etmediklerini, bunun için mücadele ettiklerini ifade etti. Arslan şöyle devam etti: “İstanbul Sözleşmesi’nin gerçek anlamda uygulanmasını da mücadelemizle sağlayacağız. 6284 sayılı Yasa’nın, fiili olarak tüm yetkililerce uygulamama ısrarına karşı nasıl birbirimizi yalnız bırakmayıp haklarımızı savunuyorsak; her fırsatta nafaka hakkımızın tartışmaya açılmasına da öyle izin vermiyoruz. 2016’dan beri ısrarla cinsel istismarın meşrulaştırılması için yasalar çıkarılmasına nasıl izin vermediysek, bugün de erkek şiddeti ve kadın cinayeti faillerinin yargılanmadan salıverilmesine izin vermiyoruz!”
GÜVENCELİ YAŞAM İÇİN MÜCADELEYE…
Erkek şiddetinin engellenmesini ve faillerin yargılanmasını, şiddete karşı önlem ve koruma politikalarıyla devlet sorumluluğunun yerine getirilmesini istediklerini belirten Arslan “Ekonomik krizin sorumlusu biz değiliz, yükünü reddediyoruz. Ne virüs riskiyle birlikte esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerine mecbur bırakılmak ne de ev işleri ve bakım emeği yükünün altına itilmek istiyoruz! Bizler eşit ücret, güvenceli çalışma, pandemi koşullarına uygun bilimsel tedbirlerin alındığı, çocuk ve yaşlı bakımının devlet güvencesinde olduğu, sosyal haklarımıza erişebildiğimiz bir yaşam istiyoruz” diye konuştu. “Pandemiyle mücadelede en ön safta yer alan sağlık emekçilerinin büyük bir bölümünü oluşturan kadınlar alkış değil, önlem istiyor! Ucuz, esnek ve kayıt dışı şekilde en güvencesiz işlerde çalıştırılan, kimsenin yapmak istemediği bakım işlerini üstlenen, ayrımcılık ve ırkçılık nedeniyle sokakta, iş yerlerinde her daim şiddete açık bırakılan göçmen kadınlar yok sayılmak değil eşit, özgür ve insanca yaşamak istiyor!” diyen Arslan kadınların ayrımcılık, nefret ve şiddetten uzak, eşit ve özgür bir yaşam istediğini ekledi.
Türkiye’nin dört bir yanından kadınların yaşamak istediğini söyleyen Arslan “Hayatlarımızdan elinizi çekin, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın dedik, demeye devam edeceğiz. 25 Kasım bizim için daha çok mücadele daha çok dayanışma zamanıdır” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
BATIKENT: SOKAKLARDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında Ankara’da Batıkent Meydanı’nda kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi. Batıkentli kadınlar adına açıklamayı okuyan Bahar Polat, her güne kadın katliamı haberleriyle uyanıldığını ifade ederek, şiddetin AKP iktidarıyla kadınların hayatlarında bir yönetim aracı halini aldığını dile getirdi. Bu koşullarda devletin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi gündemine aldığını söyleyen Polat, “İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılır hale gelmesi kadın katillerini cesaretlendirerek kadın katliamlarının önünü açıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyor ve biz kadınlar için ne kadar hayati bir önemi olduğunu biliyoruz” dedi.
‘ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ BÜYÜTECEĞİZ’
Pandemi ile birlikte cinsiyet eşitsizliğinin ve kadına yönelik şiddetin daha da tırmandığına dikkat çeken Polat, kadınların ise tüm bu eşitsizlikler ve şiddet karşısında mücadeleden geri durmadıklarını ifade etti. Polat, kadın düşmanlığına, homofobiye, transfobiye, hayvan sömürüsüne, doğa katliamına, savaşa ve emek düşmanlığına karşı sokaklarda olmaya devam edeceklerini vurgulayarak özgürlük mücadelelerini büyüteceklerini söyledi. (HABER MERKEZİ)