İzmir’de kadınlar şiddete karşı seslerini yükseltti
İzmir'de yapılan eylemde, "Kadına yönelik şiddete, krize, pandemiye karşı bir arada yaşamı savunuyoruz" denildi.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
İzmir Kadın Platformu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla eylem düzenledi. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Halk Bank önünde bir araya gelen kadınlar Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
“Kriz, şiddet, erkek egemen sistem, pandemi, deprem; bir aradayız yaşamı savunuyoruz” yazılı pankart açan kadınlar, “Bağır bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun”, “Krizin yükü patronlara”, “Ücretli izin hakkımız söke söke alırız” sloganları attı.
Kadınlar, şiddete, tacize, tecavüze, baskılara, sömürüye, mobbinge, haklarına dönük saldırılara karşı mücadele vurgu yaptı. Platform adına basın açıklamasını Nuray Öztürk ve Nazlıcan Özdemir okudu.
“PANDEMİDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETE ARTTI”
Türkiye’de kadınların şiddete uğramadığı, vahşice katledilmediği, evde, işyerlerinde, sokakta şiddet görmediği, çocukların istismara maruz kalmadığı tek bir gün bile olmadığı ifade edilen açıklamada, ekonomik kriz, savaş, pandemi ve deprem gibi her yeni gelişmeyle kadına yönelik şiddetin katlanarak arttığı dile getirildi. 2020 yılının 10 ayında toplam 453 kadının katledildiği hatırlatılan açıklamada, bu süreç içerisinde İzmir’de ise 19 kadın cinayeti yaşandığını belirtildi.
Açıklamada, “Mülteci ve göçmen kadınlar, uğradıkları ayrımcılık bir yana, dil bilmedikleri için, yasal haklarını arayamadıkları için öldürülüyor. LGBTQ+ bireyleri cinsel yönelimleri yüzünden şiddet görüyor, öldürülüyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen tüm suçlarda her gün karşımıza çıkan adaletsiz yargı kararları bir diğerini aratır hale geliyor. Haksız tahrik indirimleri, iyi hal indirimleri hakim inisiyatifleri failleri cesaretlendiriyor. Kadın cinayetleri artıyor, şiddet vahşileşiyor, bu şiddeti önlemek için devlet nezdinde tek bir somut adım bile atılmıyor” denilerek, İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve nafaka hakkı tartışmalarının son bulması talep edildi.
“KRİZİN VE PANDEMİNİN YÜKÜNÜ KADINLAR ÇEKİYOR”
Krizin ve pandeminin yükünü kadınların çektiği dile getirilen açıklamada, “Kadınlar ya krizin getirdiği artan işsizlik ve güvencesizlikle, aile içindeki şiddetten uzaklaşacak geçim kaynağı ve gelecek güvencesi olmadığı için erkek şiddetine mahkûm ediliyor ya da aynı işi yapmasına rağmen erkeklerden daha düşük ücret almaya, ucuz iş gücü olarak kayıt dışı güvencesiz, esnek çalışmaya zorlanıyor. Tüm bunlar yaşanırken kadınları daha çok işsizliğe, sigortasızlığa, kayıt dışı ve sendikasız çalışmaya ve ücretsiz izinlere mahkum eden istihdam paketleri açıklanıyor” ifadelerine yer verildi.
“İNSANCA YAŞAYACAĞIMIZ BİR DÜNYA KURACAĞIZ”
İzmir’de yaşanan depreme de değinilen açıklamada, “Birçoğu zaten işsiz olan kadınlar, çocuklarını bırakabilecekleri güvenli yerlerin olmaması ve açıklanan yardımların sadece evi yıkılan ve ağır hasarlı olanları kapsadığı için tüm kaygılarıyla beraber evlerine geri dönmek zorunda kaldı. Deprem mağduru İzmirlilerin tüm kayıplarını derhal karşılayın. Okulları, iş yerlerini ve devlet kurumlarına ait binaları denetleyin. Biz biliyoruz ki deprem öldürmüyor sizin kar hırsınız öldürüyor. Tıpkı depremde yıkılan binalar gibi AKP’nin iktidar, sermayenin kar hırsı yüzünden ülke, tepemize çöken bir enkaz yığını. Biz kadınlar bu enkazı kaldırıp, yerine eşit, özgür, insanca yaşayacağımız bir dünya kuracağız” denildi.
“Biz kadınlar bugün olduğu gibi mücadele etmeye devam edeceğiz. Buradan tüm İzmirli kadınları mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” denilerek talepler ise şu şekilde sıralandı:
- İstanbul Sözleşmesi’nin iptali şiddetin önünü açmaktır: Sözleşme uygulansın!
- İyi hal indirimi kaldırılsın!
- Denetimli serbestlik uygulamasından kadınlara karşı suç işlemiş olanların faydalanması engellensin!
- Kadınların korunmasının önündeki tüm bürokratik ve fiili engeller kaldırılsın!
- Yeterli sayıda ve kadınların yönetiminde olan, kamu tarafından finanse edilen kadın sığınma evi açılsın!
- Korunma ve sığınma talep edenler öncelikli olmak üzere her kadına iş ve sosyal güvence sağlansın!
- Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler acilen yapılsın!
- İşyerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın!
- Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalıştırmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilsin!
- Bütçede, eğitimde ve her türlü yasa ve uygulamada toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınsın!
- 7/24 açık, ana dilde hizmet veren kreşler açılsın, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılsın!
- Eşit işe eşit ücret sağlansın!
- Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulsun. Eşit ve özgür biçimde bir arada yaşamın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması sağlansın,
- KHK'ler iptal edilerek haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilsin!
Açıklama sonrası kisa bir konuşma yapan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Musa Orhan konusunu da hatırlatarak pandemide kadına yönelik şiddetin arttığına değindi. Kemalbay "Eşit bir yaşamı birlikte kuracağız" dedi.
(İzmir/EVRENSEL)