27 Kasım 2020 07:35

Örgüt içi demokrasiyi güçlendirmek için nispi temsil

Eğitim Sen olağan kongresi, 28-29 kasım tarihlerinde Ankara’da toplanacak… Bu çerçevede seçim sistemimizin örgüt içi demokrasiyi geliştirme ölçütüyle tartışmaya açılması gerekiyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Aydın TAN
Eğitim Sen Merkez Kongre Delegesi

Eğitim Sen olağan kongresi, 28-29 kasım tarihlerinde Ankara’da toplanacak. Genel kongrede, şube kongrelerinde başlatılan tartışmaların bir sonuca ulaştırılması beklenir. Tartışılan konulardan biri de sendikal demokrasinin geliştirilmesi ve bunun bir aracı olarak seçim sistemini değiştirilmesidir. Şube seçimleri öncesinde nispi temsil önerisinde bulunmuştuk, ancak şubeler böyle bir kararın genel kongrede çıkması yönünden tutum gösterdiler. Örneğin Adana Şube kendi seçimini çarşaf liste ile yaparken genel kongreye nispi temsil ile seçim yapılması önergesinin verilmesini oy birliğiyle kabul etti. Böyle kararların başka şube kongrelerinde de alındığını biliyoruz. Sendikal demokrasinin işletilmesi açısından bu şube delegelerinin kongrenin kendilerine verdiği bu görevi yerine getirmesini bekliyoruz.

Kongreler, örgütlerin kendilerini de hesaba çektikleri süreçlerdir. Bu çerçevede seçim sistemimizin örgüt içi demokrasiyi geliştirme ölçütüyle tartışmaya açılması gerekiyor.

Bizim tüzüğümüz şöyle diyor, ‘Madde 62 – Sendika Merkez, şube ve şubelere bağlı birimlerin genel kurullarında gizli oy, açık sayım ilkesine uyulur.’ Dolayısıyla burada hangi yöntemin kullanılacağına dair bağlayıcı bir hüküm yok. Ancak gelenek olarak yerleşik eğilim ‘çarşaf liste’ diye anılan yöntemle seçim yapılmasıdır. Bu yönteme göre bütün adaylar bir listeye yazılıyor ve delegeler –yönetim için- yedi kişiyi işaretliyor. Böylece delege listeye değil kişiye oy vermiş oluyor. Ancak bu görüntü gerçeği yansıtmıyor.

Eğer sendikamız grupları barındırmayan yekpare politik bir örgüt olsaydı, bu yöntem mükemmel işleyebilirdi. Ancak sendikamız, başka bütün sendikalarda da olduğu gibi, sendikal anlayış çerçevesinde oluşmuş gruplara dayanıyor. Hatta bizde üyeler çok politikleştiği için bu gruplar daha da güçlü. Bu durumda bir grup tek başına ya da yanına bir başka grubu alarak salt çoğunlukla bütün yönetimi belirleyebiliyor. Pratikte sistem çoğunluk sistemi gibi işliyor. Bunun yarattığı bir dizi sorun tabanın iradesini tersine çevirebiliyor.

Öncelikle çoğunluk sistemine dönüşen bu sistem, sendikadaki farklı anlayışların tabandaki karşılıklarına göre temsiliyetine izin vermiyor. Sonuçta her seçimde örgütün önemli bir kesimi yönetimde temsil edilmiyor. Bazı durumlarda grup sayısının fazla olduğu ancak tabandaki karşılığının yüzde elli aşmadığı bir durum ortaya çıkıyor. Özellikle şube seçimlerinde tek başına bir grup temsilcisi, grup temsiliyeti sıfatıyla olmadık taleplerde bulunabiliyor. Bunun karşılandığı zamanlarda da az değil. Bir coşku bazen de hevesle seçimlere hazırlanan tabanın bir kesimi bu grup barikatına takılıyor. Temsili gerçekleşmeyen kesim kırılıyor ve bazen de geriye çekiliyor.

Gruplar bu durumu aşmak üzere ortak listeler oluşturma yoluna gidiyor. Bu olumsuz bir durum değil. Ancak sendikal anlayış üzerinden ayrışmış gruplar yönetim temsil sayısı üzerinden birleşiyor. Herkes aksini söylemesine karşın pazarlık sayı pazarlığı olarak gerçekleşiyor. Öyle olunca bir önceki kongrede karşı karşıya gelen gruplar yeni kongrede birleşebiliyor. Gruplar anlayış farkları üzerinde üyeyle bir ilişki kuramıyor. Üye pratik olarak anlayışların farkını göremiyor. Üyeler nezdinde gruplar tutarsızlaşıyor. Bu sağlıklı bir yarış olmuyor. Oysa nispi temsil yöntemi olsa öncelikle ittifak mecburiyeti ortadan kalkacaktır. İttifaklar ise birbirine yakın anlayışlar arasında kurulacak ve anlayış birliğini yansıtacaktır. Bir başka yöntem, salt çoğunluğu sağlayan grup genellikle tek başına yönetim oluşturmak yerine yanına tabanda çok karşılılığı olmayan grupları alıyor. Yönetimin güçlü grubu tarafında yönetime taşınan bu yöneticiler de taban inisiyatifi ile değil bir grubun teveccühüyle geldikleri için bir irade gösteremiyorlar. Oysa nispi temsil  yönetimi olsa, yönetimdeki tek kişi de kendini destekleyen delegenin oyuyla seçileceği için kendini seçen delegenin iradesini yansıtacaktır.

Mevcut durumda işyerinde oluşan temsil iradesi kongrede tam karşıt bir temsil sonucuna ulaşabiliyor. Üye iş yerinde bir yönetim anlayışına tepki ile delege seçiyor. Delege de üyeden öyle oy istiyor. Ancak seçimde iş yüzde 51 matematiğine kalıyor. Üyenin yönetime gelmesini istemedikleri için kullandığı oy tersine çalışabiliyor. Üyenin oyu karşı olduğu anlayışı yönetime taşıyor.

Son aşamaya geldik. Salt çoğunluğu sağlayacak bir ittifak oluştuktan sonra grup yönetici adaylarını belirleyecek. Seçim garantiye alınmış. Artık adayın kim olacağı tamamen grubun inisiyatifine kalmıştır. Grup adaylarını kendi iç ihtiyaçlarına göre belirliyor. Bazen çok özel yetenekleri olan ama üyeyle diyaloğ kurmada zorlanan yöneticilerle karşılaşabiliyoruz. Oysa nispi temsil olsa yönetici adayları belirlenirken grup dışındaki delegenin tercihi göz önüne alınarak liste oluşturulacaktır. Çünkü liste delegeden aldığı oy oranında aday çıkaracaktır.

Bir başka olumsuz etkisi var ki bu daha da önemli. Nispi temsil yöntemi kullanılsa herhangi bir üye, delegelerin yedide birine denk düşen bir destekle: herhangi bir grupla ilişkilenmeden yönetime gelebilir. Oysa mevcut sistemde herhangi bir grupla ilişkilenmeden yönetime gelmek imkânsızdır. Bu imkânsızlık grupların dışında kalan üyelerin geriye çekilmesine, kendini ifade edecek bir platform bulamamasına neden olmaktadır. Bu yolun kapalı olması, bunu talep edenin varlığından bağımsız olarak örgüt içi demokrasiyi sakatlamaktadır.

Aslında bu uygulama şubelerden yukarıya doğru gelişebilirdi. Ancak ilginç bir şekilde şubeler bunun kongre kararına bağlanmasını bekliyorlar. Doğru olmasa da gerçek bu.

Sonuç olarak, sendikada üye inisiyatifi ve iradesini geliştirmek, herkesin kendisi olarak yönetime katılabilmesi, farklı anlayışların birbirini dengeleyen bir demokratik bir uyumla çalışma becerisi kazanması ama en önemlisi grupların dışından da üyelerin seçilebileceği bir yönetim anlayışı için bütün aşamaları kapsayacak şekilde nispi temsil seçim yöntemine geçilmelidir. Bu, örgüt içi demokrasinin gelişmesine; taban iradesinin doğru yansımasına zemin hazırlayacaktır. En önemlisi demokrasi talebinde bulunan bir örgüt olarak kendi iç demokrasimizi güçlendirecek yöntemler geliştirmek zorundayız.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Bursa'da çalışan Doktor Ömer Akalın Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

İngiltere'de üniversite öğrencileri "kira indirimi" mücadelesini kazandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa