DERİTEKS Tuzla Şube Kongresi işçinin ihtiyacına yanıt veren bir kongre olmadı
Ali Doğan, iki listeyle girilen DERİTEKS Tuzla Şube Kongresine ilişkin izlenimlerini yazdı.
Fotoğraf: DERİTEKS
Ali DOĞAN
İstanbul
Türk-İş’e bağlı DERİTEKS Sendikası Tuzla Şube Kongresinin 32. Genel Kurulu geçen hafta sonu yapıldı. İki listenin yarıştığı kongrede mevcut şube yönetiminin karşısında liste çıkaran Hikmet Numanoğlu’nun başkanlığındaki liste kazandı. İki ayı aşkın bir süredir sürdürülen kongre sürecinde, fabrikalarda başlayan delege seçimlerinden, şube kongresine kadar demokratik bir süreç işlediği söylenebilir. Ancak üzerinde durulması gereken yan ise işçi sınıfına yönelik saldırıların arttığı bir dönemde kongrenin işçi sınıfının ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı.
Örgütsüz deri ve tekstil işçilerini de dahil ettiğimizde yüz binlerce işçinin toplu iş sözleşmesi (TİS) yapamaması, yapılabilen kimi yerlerde ise son dönemlerde kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin yaptırarak patronların TİS’i uygulamama girişimleri, yetki sorununa bağlı olarak işçilerin TİS’te kazanılmış haklarını alamaması, pandemi döneminde risk altında günde 12 saat çalıştırılmaları... Deri ve tekstil işçilerin yaşadığı sorunlar son zamanlarda bu şekilde artmışken, DERİTEKS Tuzla Şube Kongresi bu sorunlara çözüm arayan bir kongre olmadı.
Zaten kongre öncesinde de iki listenin olacağı tartışması ön planda oldu. Kongre öncesi son yapılan temsilciler kurulunda temsilcilerin birkaçı hariç diğerlerinin tamamı bu süreçteki birleşmeye ihtiyacına dikkat çekerek seçime de ortak liste ile girilmesi gerektiğine dair irade beyan etti. Hatta önceki dönem şube sekreteri, aday olmayacağını açıklayıp listenin ortaklaşması gerektiğini ve bu birleşmenin olması için çabaladığını söyledi. Ancak bunlara rağmen ortaklaşma olmadı ve iki listeyle kongreye gidildi.
Peki bu iki liste nasıl oluştu? Her ne kadar son dönemlerde özellikle işçi sendikalarında pek karşılaşmasak da normalde bir sendikada iki listenin yarışması aynı zamanda sendikal çizgilerin de tartışılması anlamına gelir. Ve esas olarak iki listeli bir kongrede “13 yıldır görevde olan şube yönetiminin başta deri işçileri olmak üzere üyelerinin sorunlarını çözmediği, şube yönetiminin giderek sınıftan uzaklaştığı, sanayide sendikalı olarak çalışan tüm işçilerin birliğinin gerektiği gibi oluşturulmadığı, bundan kaynaklı yaşanan saldırılara güçlü bir yanıt verilmediği, gün geçtikçe elde edilen kazanımların azaldığı, sendikanın baraj altında kalması konusunda mevcut yönetimin eksikliği, mücadele geleneğine sahip olan bir sendikanın son zamanlarda müzakere yöntemini seçtiği” yönünde tartışmalar olması beklenir. Ama DERİTEKS Tuzla Şube Kongresinde yapılan tartışmalar böyle olmadı.
Geçen dönemki şube yönetiminin yaşanan sıkıntıları üyelerle gerektiği gibi paylaşmadığı, sanayide örgütlü işçiler içerisinde bir sınıf birliğinin oluşmasında gerekli çabayı göstermediği gibi şeyler olsa da esas olarak ayrışmanın temelinde “bölgecilik” gibi bir nedenin yattığı ortaya çıkıyor. Sendika üyesi işçilerle, seçilen delegelerle, yılardır deri iş kolunda çalışıp emekli olmuş deri işçileriyle ve işyeri temsilcileri ile yaptığımız sohbetlerde delegelerden oy istenirken, “Biz aynı yöreliyiz, fikrimiz bir, milliyetçiyiz” ya da “Solcuyuz” dendiği ve ayrışmanın buradan oluştuğu anlaşıldı. Kaldı ki bunlar kongredeki konuşmalara da yansıdı.
Bir başka dikkat çeken yön ise aslında kazanan ekibin de birleşmeye yönelik bir niyetinin olduğu ancak sendikanın dışında, bu birleşmenin olmasını istemeyen birilerinin olduğu yönündeki konuşmalar. Bu konu kürsüden de dile getirilirken delegeler arasında da sıkça konuşuluyordu.
Özetle sendikanın baraj sorunu, sınıfa yönelik saldırılar karşısında nasıl bir tutum alınacağı, toplu sözleşmeler ve nasıl bir yol alınacağı gibi konular kongrede en çok konuşulması gerekirken bu konular gerektiği gibi konuşulmadı. Umuyoruz ki yeni dönemde işçi sınıfının temel sorunları ve çözümleri etrafında bir tartışma yaratılıp yol haritası çıkarılabilir.
{{415614}}