5 yıldır yasaklı olan Sur’da tarih silindi, cezaevini andıran evler inşa edildi
Diyarbakır’da, Bakanlar Kurulu kararıyla "riskli alan" ilan edilerek yüzde 70’i kepçelerle yıkılan Sur’da rant ve polisiye odaklı yapılar inşa edildi.
Diyarbakır Sur | Fotoğraf: MA
Cahit ÖZBEK
Tolga GÜNEY
Diyarbakır’ın Sur ilçesinin 6 mahallesi tam 5 yıldır yasaklı. Bakanlar Kurulu kararıyla "riskli alan" ilan edilerek yüzde 70’i kepçelerle yıkılan ilçede rant ve polisiye odaklı yapılar inşa edildi.
Diyarbakır’ın çatışmalara sahne olan Sur ilçesinin 6 mahallesine dair 2 Aralık 2015’te ilan edilen ‘sokağa çıkma yasağı’, 5 yılını doldurdu. Çevresi önce beton bloklarla, sonrasında 3 metre uzunluktaki demir saclarla kapatılan 6 mahalle, tam 1826 gündür daha önce burada yaşayanlarla birlikte tüm kent sakinlerine kapalı.
İlçede, 2015’in Eylül ayından itibaren aralıklarla uygulanan sokağa çıkma yasaklarının en uzunu Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin çatışmalarda zarar gören Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım günü öldürülmesinin ardından geldi.
İşlenen cinayetin ardından 2 Aralık 2015’te ilçenin Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu yasak 103 gün sürdü. Bu süre zarfında yaşanan çatışmalarda resmi rakamlara göre; 53 asker, 17 polis ve 1 korucu olmak üzere toplam 71 kişi yaşamını yitirdi, en az 392'si asker, 128'i polis, 3'ü korucu olmak üzere toplam 523 kişi ise yaralandı.
Aynı zaman zarfında aralarında YPS ve YPS-JÎN üyelerinin de olduğu 73 kişinin cenazesine ulaşıldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfının (TİHV) raporuna göre; hayatını kaybedenlerden 24’ü sivildi.
8 Mart 2016’da yapılan "operasyon bitti" açıklanmasının ardından YPS üyesi 57 kişinin cenazeleri, aileler tarafından aylar sonra teşhis edilebildi. Kimlikleri teşhis edilemeyen diğer 13 kişinin cenazeleri kimsesizler mezarlığına defnedildi.
Bu ölümlerin yaşandığı operasyonda tank ve top gibi ağır silahların kullanılması sonucu Kurşunlu Camii, Hacı Hamit Camii, Paşa Hamamı, Mehmet Uzun Evi, Ermeni Katolik Kilisesi ve Dört Ayaklı Minare, Saint Mary Kilisesi ve Dengbej Evi başta olmak üzere tescilli birçok tarihi yapı ağır hasar gördü. 42’si ‘korunmaya değer geleneksel yapı’ statüsünde olmak üzere toplamda 976 yapı yıkıldı.
22 BİN KİŞİ YERİNDEN EDİLDİ
Yasak uygulanan 6 mahallenin 2015 yılında, 22 bin 323 olan nüfusunun neredeyse tamamı yasakların ilan edilmesiyle birlikte yerinden edildi.
SUR ANA DAVASI
Yasaklı mahallerde çatışmaların sürdüğü sırada içerdeki sivillerin çıkarılması için o dönem sivil toplum örgütlerinin girişimiyle “yaşam koridoru” oluşturulup, 40 kişinin tahliye edilmesi sağlandı. Bu kişilerden aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun’un da olduğu 32 kişi tutuklandı.
40 kişi hakkında “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak”, “terör örgütü üyesi olmak”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “toplantı gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet”ten dava açıldı.
HAK GASBI YAŞANIYOR
Çatışmaların sürdüğü 6 mahalle, Mart 2016’da Bakanlar Kurulu kararıyla “riskli alan” ilan edildi. İlçenin yüzde 70’ine tekabül eden 6 bin 300 parsel, “acele kamulaştırma” kapsamına alındı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurduğu Uzlaşma Komisyonu mülkleri satın almaya başladı. Bakanlık tarafından başlatılan proje ile yerinden edilen mülk sahiplerine üç seçenek sunuldu. Bunlar; maddi tazminat, TOKİ’nin başka bir bölgede yaptığı binalardan daire almak ya da Sur’da inşaatı devam eden evlerden almak oldu.
İlçe sakinlerinin büyük çoğunluğu Sur’da kalmak istediklerini belirterek, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile sözleşme imzaladı. Aradan geçen zamandan sonra mülk sahipleri, Müdürlük tarafından çağrılarak evlerinin olduğu arsalara dükkan yapıldığı ve yasaklı mahallelerde yapımı devam eden inşaatlardan kendilerine ev verilmeyeceği söylendi.
Gelen tepkiler üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 6 mahallede inşa edilen cezaevi görünümlü ve kent mimarisiyle ilgisi olmayan betonarme yapıları almak isteyen arsa sahiplerine 450 bin ila 600 bin TL arasında değişen miktarlarda fiyat biçti. Yurttaşların tamamı biçilen bu rakamları ödeyemeyecek durumda olmaları nedeniyle borçlandırıldı.
TARİHSEL DOKU YOK EDİLDİ
Sur’da 5 yıldır süren yasağı değerlendiren Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Yöneticisi Selma Aslan, hukuksuz bir şekilde başlatılan sokağa çıkma yasaklarının halen devam etmesini eleştirdi. İlçenin birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını anımsatan Aslan, alanın tamamen insansızlaştırıldığını, Sur ilçesinin tarihi ve kültürel yapısının tamamen yok edildiğini ifade etti.
“Sur sermayenin rant alanına dönüştü” diyen Aslan, asıl felaketin yasağın tamamen ortadan kalktığı zaman görüleceğini belirtti. Çatışmalı süreçte tescilli yapıların çok azının hasar gördüğünü, onarılabilir durumda olduklarını anlatan Aslan, fakat altı mahalle kapsayan 73 hektarlık alanın 49 hektarının yıkıldığını söyledi.
GÜVENLİK VE RANT ODAKLI
İnşa edilen yeni evlerin Sur’da yıkılan eski yapılarla ilgisinin olmadığını, rant ve güvenlik odaklı yapılar inşa edildiğini vurgulayan Aslan, Sur’un eski ihtişamına kavuşmasının mümkün olmadığını sözlerine ekledi. Aslan, “Eski yapıların oluşturulması için yeni yapılan yapıların yıkılması gerekiyor. Bu çok zor bir olay. Ben ne yazık ki böyle dönüşümün olabileceğini düşünmüyorum” diye belirtti.
Çatışmaların yaşandığı dönemde tüm kent halkının psikolojik anlamda etkilendiğini, travmalar yaşadığını söyleyen Aslan, insanların sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlarla baş başa bırakıldığını söyledi.
MÜLKSÜZLEŞTİRME SÜRECİ
Aslan, Sur sakinlerinin geride kalan süreçte mülksüzleştirilmesi üzerinde de durdu. Aslan, bu konuda şunları kaydetti: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapılan sözleşmelerin bir nüshası bile mülk sahiplerine verilmedi. Burada büyük bir hukuksuzluk var. Yine tek taraflı çağrılıp, ‘biz bunu kabul etmiyoruz, yeniden sizlerle sözleşme yapacağız’ denilmesi hukuksuzlukların devam ettiğinin göstergesi. Alan, mülk sahiplerinin dışında elit kesime verilip, bir anlamda soylulaştırılıp, gelir düzeyi yüksek kesimin kullanımına açılacak bir bölgeye dönüştürüldü.”
TOSUN: FARKLI BİR YAŞAM MEVCUTTU
Sur'da 20 yıl boyunca yaşayan ve çatışmalar sırasında evinden çıkmayı kabul etmeyerek 96 gün boyunca ilçede kalan HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ise, Sur’un neden hedef alındığını şöyle ifade etti: “Sur'da farklı bir yaşam mevcuttu ve insanlarda birbirini sahiplenme duygusu vardı. Bu sahiplenme örgütlülüğü besliyordu. Kaldı ki iktidarın yıkmak ve ortadan kaldırmak istediği şey, bu örgütlülüktü.”
“TAŞTAN DUVARLAR YAPILDI”
Sur ilçesinde yeni inşa edilen yapılarla bölgede var olan toplumsal ilişkilerin yok edilmek istendiğine dikkati çeken Tosun, “Surda tarihsel ve toplumsal anlamda bir katliamı ortaya çıkardılar ama insanlar arasındaki dayanışmayı, ideolojik yapıyı ve felsefeyi yıkamadılar. Yıktıkları tek şey, taştan duvarlar oldu” diye konuştu.
BETON GÖRÜNMÜYOR
İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir Sur sakinini en çok üzen ise, çatışmalar sonrasında bile ayakta kalan yasaklı altı mahalledeki tarihi yapıların yıllarca yaşadığı ev ile birlikte yıkılması.
Bu yapıların restorasyonla kolayca eski hallerine getirilebileceğini ama yapılmadığını söyleyen yurttaş, tepkisini “Zaten yetkililerin bize dedikleri şey şuydu: ‘Biz Sur'un tarihi dokusunu ortaya çıkaracağız’ hani nerede? Bakın hele betondan başka bir şey var mı? Betondan başka bir şey görüyor musunuz?" sözleriyle gösterdi. (Diyarbakır/MA)