02 Aralık 2020 10:37

TÜPRAŞ işçileri dayatmaları kabul etmiyor

TÜPRAŞ işçileri, vardiya saatini bir saat geri çeken dayatmayı tanımayarak, sendikanın aldığı kararla sabah servislere binmeyerek kendi olanakları ile normal işbaşı saati 08.00’de işyerine geldi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eren SARAN
Turan KARA
İzmir

Koç Holding birkaç gün önce işçilere gönderdiği mail ile 2 Aralık’tan itibaren işbaşı saatinin sabah 07.00 olacağını, servislerin de buna uygun olarak 06.00’dan itibaren kalkacağını açıkladı. İşçiler ise şirketin kararına uymadı ve sendikanın aldığı kararla sabah servislere binmeyerek kendi olanakları ile normal işbaşı saati 08.00’de işyerine geldi.

Gece henüz sabaha dönmemiş ve neredeyse alacakaranlıkken servis durağında servisler boş gitti fabrikalara. İşçiler ise gerek kendi araçları gerekse geldikleri bölgelere göre ortak araçlarla işyerine geldi. Sabah vardiyasında TÜPRAŞ girişinde uzun kuyruklar oluşurken, işçiler sendikalarının aldığı kararla saat 08.00’de toplu bir şekilde kart basarak işyerine girdi.

"SERVİS SAATLERİNİ DE 15 DAKİKA ÖNE ÇEKECEKLERİNİ SÖYLÜYORLAR"

Rafineri içerisinde işçilere seslenen Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay, önceki gün içlerinde genel müdür yardımcısı ve insan kaynakları yöneticilerinin de olduğu dört şirket yöneticisinin sendika genel merkeziyle yaptıkları görüşmeyi aktararak, “Dört tane işveren yetkilisi sendikamızın genel merkezine gelerek, yaşanan sıkıntıyı çözmek istediklerini söylüyorlar. Kendilerini adım atmış gibi bir pozisyonda göstermek istiyorlar. Merkez yönetimimiz de ‘Sizin derdiniz servislerin geç kalmasıysa biz bu konuda inisiyatif alırız. Servisleri on-on beş dakika öne çekmeyi istiyorsanız gelin bunu konuşalım’ diyor. Şirket yönetimi ‘Bizim asla öyle bir derdimiz yok, biz mesai saatlerini değiştireceğiz’ diye yanıt veriyor. Merkez yönetimimizin adımına rağmen almış oldukları kararda ısrar ediyorlar. Göndermiş oldukları mailde de vardiya saatlerini bir saat öne çekmenin haricinde servis saatlerini de on beş dakika öne çektiklerini söylüyorlar. Aslında öyle bir niyetimiz yok derken göndermiş oldukları mailde açık bir şekilde dile getiriyorlar” diye konuştu.

"TÜPRAŞ HEM YASAL HEM DE İNSANİ OLARAK SUÇ İŞLİYOR"

Sendikanın dört rafineride ortak kararla hareket ettiğini dile getiren Oktay, “Bize düşen sorumluluk işverenin yapmaya çalıştığı bu uygulamaya karşı tepkimizi koymaktır. Biz İş Kanunu’nun, yasanın ve toplu sözleşmemizin uygulanmasını istiyoruz. TÜPRAŞ işvereni şu an hem yasal hem de insani anlamda suç işliyor. Burada yaşadığımız problem, bakımcının, gündüzcünün ya da işletmenin problemi değildir. Biz ayırmadan işverenin uygulamalarının hepimizin ortak problemi olduğunu söylüyoruz. Onların bizi bölmeye çalışan bu oyunlarına gelmeyeceğiz” dedi. 

Oktay, “Onlarla asla bir aile olamayız ama biz kendi içimizde bir aile olmak zorundayız. Çünkü ne koşullarda çalıştığımızdan bihaberler. On aydır 12 saatlik çalışma sistemine devam ediyoruz. Vardiyalı çalışan arkadaşlarımız bir hafta ailesiyle vakit geçiriyor bunu da elimizden almak istiyorlar. Yedi gün 24 saat TÜPRAŞ’la yatacaksınız, TÜPRAŞ’la kalkacaksınız. Eşiniz, aileniz, çocuklarınız olmayacak. Yapmak istedikleri budur. Gücümüz yettiğince işverenin bu dayatmalarını kabul etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

PANDEMİDEN ALİ KOÇ’A DÜŞEN MALİKANE, İŞÇİYE TEŞEKKÜR!

TÜPRAŞ işçilere gönderdiği mailde pandemi döneminde yaptıkları “özverili” fedakarlıklar için “Üstün gayretleriniz için sizlere ve en büyük destekçiniz olan ailelerinize bir kez daha teşekkür ediyoruz” demekle yetindi, kalıcı ve sürekli değişikliklerin de “güvenlikli, emniyetli çalışma ve sağlıklı üretim” için olduğunu iddia etti. Mailde yeni nesil uygulamalar, ekipmanlar ve organizasyonel değişikliklerle faaliyetlerin verimli olmasını hedeflediklerini vurguladı.

Servis saatlerindeki değişiklikleri, trafikte geçen zamanın ve iş başlangıcındaki kayıp zamanın azaltılması ve üretime kazandırılması, gece çalışmasında geçen zamanın ise azaltılarak gündüz daha fazla zaman kalması şeklinde açıklıyor. Dinlenme arasının iptaline ilişkin ise “Çay saatlerinin düzenlenmesi” başlığında “Kesintisiz çalışma ile emniyetli ortam sağlanması” amacı güttüklerini söylerken “Saat 10.00 ve 15.00’te verilen çay molası nedeniyle bakım çalışması kesintiye uğruyor ve ciddi zaman kayıpları oluşuyor” diyor. Koç Holding ayrıca servislerin işyerine varış saatini de 15 dakika erkene çekerek nispi artı değer, kâr oranının artışında dakika hesabı yaparak çalışma süresini uzatmaya çalışıyor.

İşçiler ise genel müdür imzasıyla dağıtılan mailde anlatılan durumların sadece şirketin bakış açısıyla anlatıldığı ve sanki işçiler de işletme araç-ekipmanıymış gibi davranıldığı için karşı çıkıyor. Bu durumun çocukların servis ve okul saatlerinden, evde geçirdikleri zamana kadar her şeyi altüst ettiğine vurgu yapıyor. Ayrıca ferman yayınlar gibi mail ile talimat gönderip “oldubitti” yapılması ve sendikanın baypas edilmesi kabul etmedikleri bir başka konu.


TÜPRAŞ İŞÇİLERİ: SİZ YÖNETİM OLARAK BİR AİLESİNİZ BİZ İSE TÜPRAŞ İŞÇİLERİ AİLESİYİZ

TÜPRAŞ işçileri ailesi

Biz işçiler için rafinerilerimiz, annemizden, babamızdan, eşimizden, çocuklarımızdan ve arkadaşlarımızdan daha fazla vakit ayırdığımız, ekmek parası kazandığımız, yaşanan her türlü kaza, deprem ve sıkıntılı süreçlerde koşa koşa geldiğimiz, kendimizden önce arkadaşlarımıza yardım ettiğimiz ikinci evlerimizdir.

Rafinerilerimizde aidiyet duygusunu abilerimizin ve ustalarımızın verdiği eğitimle alırız. Örneğin bir rafineri işçisi işe ilk başladığında servis durağında gördüğü arkadaşları ile el sıkışarak işe gelir ve vardiya değişimleri her gün el sıkışarak yapılır, neden? Çünkü bizler her gün helalleşiriz. Önce canımızı sonra rafinerimizi emanet ederiz birbirimize. Bizler bu geleneklerle ve ahlakla işimizi öğrendik ve ona sahip çıktık.

Rafinerilerimiz uzun yıllar ülkemizde faaliyet gösteren, üretim yapan, çalışma koşulları belli, tarihi olan ve ülkemizde hangi olumsuz doğa olayı yaşanırsa yaşansın 24 saat üretim yapan işyerlerimizdir. Biz çalışanlar tehlikeli ve riskli işyerlerimizde birbirimize canımızı emanet ederek çalışıyor ve üretime katkıda bulunuyoruz. Son yaşanan toplu iş sözleşmesinde abilerimizin bedel ödeyerek kazandığı birçok hakkı Yüksek Hakem Kuruluna götürerek kaybettirdiniz. Akabinde dünyayı saran pandemi sürecini öne sürerek çalışma koşullarımızı değiştirmeyi planlıyor ve bizleri makine yerine koyuyorsunuz.

Pandemi süresince ne oldu 3 vardiya sistemi, izolasyon nedeniyle 2’ye düşürüldü ve çalışma saatleri 08.00-20.00, 20.00-08.00 olarak düzenlendi. Bizler yine üretim yapmaya devam ettik. Kaldı ki bu özverili çalışma süreçlerinin karşılığını beklerken, yine bizleri makine yerine koyup kararlar alıyorsunuz.

Sevgili TÜPRAŞ yönetimi her yerde vurguladığınız biz bir aileyiz sözü, yaptığınız tek taraflı uygulamalarla havada kalıyor. Aile bireyleri kararları birlikte alır. Siz yönetim olarak bir ailesiniz biz ise sizin aldığınız kararların sonuçlarını yaşayan TÜPRAŞ işçileri ailesiyiz.

Son olarak mevcut çalışma saatlerini bir saat geri alarak 07.00-15.00, 15.00-23.00, 23.00-07.00 şeklinde düzenlemek ve bu şekilde verimliliği arttırmayı düşünüyorsunuz. Gerekçe olarak da emniyetli vardiya değişimi ve iş başlangıcı olduğunu iddia ediyorsunuz. İddia ettiğiniz gerekçeler de havada kalıyor. İşyerlerimizde yapılan bakım işleri (acil işler dışında) program dahilinde yapılıyor. Hangi gün ne yapılacağını bütün birimler 15 gün öncesinden belirliyor.

İkinci evimiz olarak gördüğümüz bunca yaşanan sıkıntılarına rağmen üretime devam ettiğimiz işyerlerimize, bizim aleyhimizde çıkardığınız çalışma koşulları ile zarar veriyorsunuz. Aldığınız bu kararları tekrar gözden geçirmenizi umuyoruz.


DAYATMALARINIZI KABUL ETMİYORUZ!

TÜPRAŞ işçisi

2019 yılı toplu iş sözleşmesinden sonra işverenin pandemi dönemindeki fırsatçı yaklaşımlardan rahatsızız. 30 yıllık bir geçmişi olan çalışma saatlerimiz ve ara dinlenmelerimizin değiştirilmesini, ayrıca 2009 yılında denenip verimsiz diye geri dönülmesine rağmen tekrar gündeme getirilmesini samimi ve doğru bulmuyoruz. Ayrıca işçi ve sendika ile müzakere edilmeden tek taraflı dayatmaları da kabul etmiyoruz. 

Mevcut sistem değişikliği ile sosyal hayatın daraldığını, sabah gün ışımadan servis alanlarında emniyetsiz durumların oluşmasından ziyade çalışanların bakmakla yükümlü olduğu anne/baba ya da sağlık sorunu yaşayan bireylerin olduğunu ve durumlarının değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Okula giden çocuğunu okul servisine bindiremediği için (Servis saatine kadar acaba kime emanet edebilirim ya da güvenebilirim kaygısı ile) yaşanacak problemleri göz ardı etmemeleri gerektiğini, hatta aile hayatında ciddi sorunları da beraberinde getireceğini düşünüyorum. Dahası “TÜPRAŞ işçisi evine misafir davet etmeyecek, misafirliğe de gitmeyecek, TÜPRAŞ kurallarına göre yaşamayı öğrenecek” anlayışını kabul etmiyor, 30 yıllık çalışma şartlarının değişmemesini ve insanca yaşamanın gerekliliğini siz yöneticilere hatırlatmak istiyor, fikirlerimiz dahi alınmadan tek taraflı dayatmalarınızı da asla kabul etmiyoruz! Eylemlerimiz devam edecek!

ÖNCEKİ HABER

AYM, Gazeteci Ahmet Altan’ın başvurusunu reddetti

SONRAKİ HABER

Özgür Özel: Genelkurmay Başkanı sıcak siyasetin içine girmiştir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa