TÜPRAŞ işçileri: Siz yönetim olarak bir ailesiniz biz ise TÜPRAŞ işçileri ailesiyiz
TÜPRAŞ’ta mola sürelerini düşürüp işbaşı saatlerini erkene çekip pandemi fırsatçılığı yapmak isteyen Koç Grubuna işçi rest çekti. Erken saatte gelen servislere binmedi.
Fotoğraf: Petrol-İş Aliağa Şube
TÜPRAŞ işçileri ailesi
Biz işçiler için rafinerilerimiz, annemizden, babamızdan, eşimizden, çocuklarımızdan ve arkadaşlarımızdan daha fazla vakit ayırdığımız, ekmek parası kazandığımız, yaşanan her türlü kaza, deprem ve sıkıntılı süreçlerde koşa koşa geldiğimiz, kendimizden önce arkadaşlarımıza yardım ettiğimiz ikinci evlerimizdir.
Rafinerilerimizde aidiyet duygusunu abilerimizin ve ustalarımızın verdiği eğitimle alırız. Örneğin bir rafineri işçisi işe ilk başladığında servis durağında gördüğü arkadaşları ile el sıkışarak işe gelir ve vardiya değişimleri her gün el sıkışarak yapılır, neden? Çünkü bizler her gün helalleşiriz. Önce canımızı sonra rafinerimizi emanet ederiz birbirimize. Bizler bu geleneklerle ve ahlakla işimizi öğrendik ve ona sahip çıktık.
Rafinerilerimiz uzun yıllar ülkemizde faaliyet gösteren, üretim yapan, çalışma koşulları belli, tarihi olan ve ülkemizde hangi olumsuz doğa olayı yaşanırsa yaşansın 24 saat üretim yapan işyerlerimizdir. Biz çalışanlar tehlikeli ve riskli işyerlerimizde birbirimize canımızı emanet ederek çalışıyor ve üretime katkıda bulunuyoruz. Son yaşanan toplu iş sözleşmesinde abilerimizin bedel ödeyerek kazandığı birçok hakkı Yüksek Hakem Kuruluna götürerek kaybettirdiniz. Akabinde dünyayı saran pandemi sürecini öne sürerek çalışma koşullarımızı değiştirmeyi planlıyor ve bizleri makine yerine koyuyorsunuz.
Pandemi süresince ne oldu 3 vardiya sistemi, izolasyon nedeniyle 2’ye düşürüldü ve çalışma saatleri 08.00-20.00, 20.00-08.00 olarak düzenlendi. Bizler yine üretim yapmaya devam ettik. Kaldı ki bu özverili çalışma süreçlerinin karşılığını beklerken, yine bizleri makine yerine koyup kararlar alıyorsunuz.
Sevgili TÜPRAŞ yönetimi her yerde vurguladığınız biz bir aileyiz sözü, yaptığınız tek taraflı uygulamalarla havada kalıyor. Aile bireyleri kararları birlikte alır. Siz yönetim olarak bir ailesiniz biz ise sizin aldığınız kararların sonuçlarını yaşayan TÜPRAŞ işçileri ailesiyiz.
Son olarak mevcut çalışma saatlerini bir saat geri alarak 07.00-15.00, 15.00-23.00, 23.00-07.00 şeklinde düzenlemek ve bu şekilde verimliliği arttırmayı düşünüyorsunuz. Gerekçe olarak da emniyetli vardiya değişimi ve iş başlangıcı olduğunu iddia ediyorsunuz. İddia ettiğiniz gerekçeler de havada kalıyor. İşyerlerimizde yapılan bakım işleri (acil işler dışında) program dahilinde yapılıyor. Hangi gün ne yapılacağını bütün birimler 15 gün öncesinden belirliyor.
İkinci evimiz olarak gördüğümüz bunca yaşanan sıkıntılarına rağmen üretime devam ettiğimiz işyerlerimize, bizim aleyhimizde çıkardığınız çalışma koşulları ile zarar veriyorsunuz. Aldığınız bu kararları tekrar gözden geçirmenizi umuyoruz.
DAYATMALARINIZI KABUL ETMİYORUZ!
TÜPRAŞ işçisi
2019 yılı toplu iş sözleşmesinden sonra işverenin pandemi dönemindeki fırsatçı yaklaşımlardan rahatsızız. 30 yıllık bir geçmişi olan çalışma saatlerimiz ve ara dinlenmelerimizin değiştirilmesini, ayrıca 2009 yılında denenip verimsiz diye geri dönülmesine rağmen tekrar gündeme getirilmesini samimi ve doğru bulmuyoruz. Ayrıca işçi ve sendika ile müzakere edilmeden tek taraflı dayatmaları da kabul etmiyoruz.
Mevcut sistem değişikliği ile sosyal hayatın daraldığını, sabah gün ışımadan servis alanlarında emniyetsiz durumların oluşmasından ziyade çalışanların bakmakla yükümlü olduğu anne/baba ya da sağlık sorunu yaşayan bireylerin olduğunu ve durumlarının değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Okula giden çocuğunu okul servisine bindiremediği için (Servis saatine kadar acaba kime emanet edebilirim ya da güvenebilirim kaygısı ile) yaşanacak problemleri göz ardı etmemeleri gerektiğini, hatta aile hayatında ciddi sorunları da beraberinde getireceğini düşünüyorum. Dahası “TÜPRAŞ işçisi evine misafir davet etmeyecek, misafirliğe de gitmeyecek, TÜPRAŞ kurallarına göre yaşamayı öğrenecek” anlayışını kabul etmiyor, 30 yıllık çalışma şartlarının değişmemesini ve insanca yaşamanın gerekliliğini siz yöneticilere hatırlatmak istiyor, fikirlerimiz dahi alınmadan tek taraflı dayatmalarınızı da asla kabul etmiyoruz! Eylemlerimiz devam edecek!