Çevreye de "Varlık Fonu" geliyor: Çevre Ajansı
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Kahraman, 35 maddelik ‘Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin ‘Varlık Fonu’ benzetmesi yaptı.
Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
Meltem AKYOL
İstanbul
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, Meclis gündemine gelen Çevre Ajansı kanun teklifine ilişkin önemli uyarılar yaptı. Kahraman, kurulması öngörülen ve çevre politikaları üzerinde kamu denetimini kaldıran Ajansın çevre alanının "Varlık Fonu" olmaya aday olduğunu söyledi.
TEKLİF MECLİSTE GÖRÜŞÜLDÜ
AKP tarafından hazırlanan 35 maddelik "Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" Meclis gündemine geldi. Muhalefet partilerinin şerh koyduğu teklifi, çevre örgütleri eleştiriyor ama iktidar tam gaz devam diyor. Çevre kirliliğini önlemek, ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulması, işletilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla kurulan ajansın kadrosu, bütçesi, yetkisi çok ancak sorumluluğu yok. Üstelik denetime de kapalı. Bir de bağış toplama yetkisi var ki bu da işi iyiden iyeye içinden çıkılmaz hale getiriyor.
"ÇEVRE AJANSI NE YAPIYOR BİLMEYECEĞİZ"
ÇMO Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman Türkiye Çevre Ajansına dair değerlendirme ile başlıyor sözlerine. Çevre Ajansı ile çevre politikalarının kamu denetimine kapalı hale gelmesinin risklerine dikkat çeken Kahraman, “Bakın son günlerde Varlık Fonu tarafından Katar’a verilen ihaleleri konuşuyoruz. Kaça, nasıl verildi, başka kimler teklif verdi. Hiçbirini bilmiyoruz. Şimdi bu Çevre Ajansı da çevre meselelerinin Varlık Fonu olacak, ne yaptığını bilemeyeceğiz. Yetkisi bol, bütçesi var, kadrosu var. Ama denetimden muaf. Zaten şu koşullarda bile ÇED raporlarının hazırlanmasından devam eden süreçlere kadar, çevre talanına yığınla örnek var, usulsüzlükler diz boyu. Yani denetim yapılabiliyorken bunlar oluyorsa, denetlenmediğinde ne olur siz düşünün” diyor.
"PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ DE ÇALARSA VAY HALİMİZE?"
Kanun teklifinde Çevre Ajansına dair en tartışmalı başlıklardan biri ‘Bağış toplama yetkisi’. Bağış konusunu özel olarak ele alıyor Kahraman ve soruyor: “Şimdi bu bağışlar ne anlama geliyor, nasıl kullanılacak?” Sayıştay raporlarındaki usulsüzlükleri hatırlatarak sözlerine devam eden Kahraman, “Sayıştay raporlarında bir sürü usulsüzlüğün yanında bağışların amacına uygun kullanılamadığı da var. Mesela Ajansta bu nasıl olacak, kim denetleyecek bu bağışları, kim verecek. Karşılığında ne alacak. Bağış denildiğine bakmayın. Başkent Gazın Kızılay’a yaptığı bağışı hatırlayın. Kim biliyor işin aslını. Ya da çevreyi kirleten bağış yaptığında ne olacak, muaf mı sayılacak. Ya da kirleten, bu ajansın parçası mı olacak. Yani hem çevreyi kirletip hem de Çevre Ajansının içerisinde mi yer alacak. Bu kadar rantın döndüğü bir alanda, bağış alacak ve üstelik denetime de kapalı olacak. Türkiye’de eğer paranın kaynağı sizseniz söz sahibisinizdir. Parayı veren düdüğü çalacaksa, vay halimize. Bu kelimenin tam anlamıyla çevre felaketi demek olur” diye uyarıyor.
HER ŞEY MUĞLAK AMA ÇEVRECİLERİN OLMADIĞI NET
Teklifte muğlaklık çok ama belki de net olan tek nokta Çevre Mühendisleri Odası da dahil çevre-ekoloji örgütlerinin bu ajansın bir parçası olamayacağı. İktidar ne kanun teklifi hazırlanırken ne de komisyonda görüşülürken bu alanda yetkin olan oda ve örgütlere fikrini sordu. ÇMO Genel Başkanı Kahraman bu noktayı hatırlatıyor ve ekliyor: “Yani kirletenin yer aldığı bu ajansta çevre ve doğa için mücadele edenlerin fikri dahi sorulmuyor. Bu aslında her yeri muğlak olan bu ajansın nasıl işleyeceğinin bir özeti. Dolayısıyla biz bu ajans konusunda tedirginiz, şimdiye kadarki uygulamalara bakınca da tedirgin olmakta haklıyız.”
ÇEVRE POLİTİKALARINDA KAOS OLACAK, AMA MÜCADELE DE SÜRECEK
Biz önümüzdeki dönem açısından çevre politikaları ile ilgili nasıl bir durum ile karşı karşıya kalacağız sorusuna ilk yanıtı kaos ve talan oluyor. Ancak bununla sınırlı değil yanıtı. Ekliyor son olarak: “Evet, rant ve talan uygulamaları yayıldı, pandemi sürecinde bile pek çok örneği yaşandı. Ancak kamuoyunda çevre bilinci de oluştu. Yani bu süreçte ne kadar rant ve talan adımları atılacak ise o kadar da mücadele olacak.”
"EĞİTİM SORUNSALI: SORUNLARI ÇÖZMEK BİR YANA DERİNLEŞTİRİR"
Kahraman, geçtiğimiz hafta gündeme gelen eğitim skandalına değiniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kentsel ve sanayi (endüstriyel) atık su arıtma tesislerinde görev yapacak tesis sorumluları için düzenlenecek yeterlilik eğitimini almaya hak kazanan adaylar arasında moda tasarımı, iş idaresi, açık öğretim işletme ve kamu yönetimi gibi bölümlerden mezunun yer aldığını hatırlatan Kahraman, şöyle devam ediyor: “Çalışmayan, yeterli verim sağlamayan atık su arıtma tesisleri gerekçe yapılarak böyle bir eğitim düzenlendiğini belirten Kahraman bunun sorunları çözmeyeceğini, aksine derinleştireceğini söylüyor: “Yani oradaki çalışmayan, aksayan tesiste zaten sen mühendislik formasyonu almayan birisini görevlendirdiğin için sorun yaşanıyor. Şimdi üstüne bu eğitim. Sorunları çözmek değil derinleştirmektir bu, üstelik mesleğin de altını boşaltarak. Mesela moda tasarımcısı, iş idare temsilcisi bölümü mezunları iki haftalık ve online olarak aldıkları bu eğitimle, bizim 4 yıl boyunca dershanede, laboratuvarlarda, stajlarda yüzlerce sınava girip başararak aldığımız diplomaları tescillenmiş olan mesleğimizle eş değer hale gelecekler. Bu uygulamalar mühendislik mesleğine saldırıdır.”
"38 YIL ARITMA TESİSİ İŞLETTİM, BU EĞİTİMİ ALMAZSAM BU İŞİ YAPAMIYORUM AMA MODA TASARIMCISI ALIRSA YAPIYOR"
Eğitime dair Ankara’da görüştükleri bölge (genel) müdürünün bile önce ‘Olur mu öyle şey’ türünden bir tepki verdiğini söylüyor Kahraman: “Şube müdürü meseleyi anlatınca peki çevre mühendisleri neden sınava girmekten çekiniyor” gibi bir soru sordu. Yıllarca dersliklerde; yetmez, laboratuvarlarda; yetmez, stajlarda ailesinin ve devletin sağladığı kaynaklarla emek vererek, yüzlerce sınavdan geçip, aldığı diploması ile tescilli ve mesleği bir kenara itiliyor ve bu sınava girmezse bunlar yok sayılıyor. Ben mesele, 38 yıldır atık su arıtma tesisi işletiyorum. 12 yıl Silivri’den Ağva’ya, oradan Gebze’ye kadar İstanbul’un tüm atık su arıtma tesislerini ben işlettim. Ben şimdi bu sınava girmezsem bu tesisi işletemem. Ama moda tasarımcısı bu eğitime girerse işletebiliyor. Düşünebiliyor musunuz?” diye soruyor.
BİNLERCE ÇEVRE MÜHENDİSİ İŞ BEKLİYOR
Binlerce çevre mühendisinin istihdam beklediğini de sözlerine ekleyen Kahraman, “Arkadaşlarımızın yarısı işsiz. Özellikle kamuda çok uzun yıllardır bir atama bile yok. Ve biz buna her seferinde değişik kampanyalarla sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Kamuya çevre mühendisi lazım, ki bu eğitim lazım olduğunun da kanıtıdır” şeklinde konuşuyor. Çevre Mühendisleri Odası önümüzdeki süreçte yasalaşması durumunda Çevre Ajansına dair de bu eğitime dair de hukuki adımlar atmaya hazırlanıyor.