Mülteciler, İzmir depremi sonrasında çadır alanında ayrımcılığa uğradı
Statüden yoksun mülteciler, İzmir depreminin ardından çadır alanlarında da ayrımcılığa maruz kaldı.

Can Tülük | Fotoğraf: MA
İLGİLİ HABERLER

Halkların Köprüsü Derneği: Mülteciler depremden etkilendiğini ispat etmeye zorlandı

Mültecilerin asıl kaygısı deprem değil işsizlik

İHD: 1 milyonun üzerinde kaydı olmayan göçmen bulunuyor
Türkiye'de 4,5 milyonun üzerinde mülteci bulunduğu ifade ediliyor. Mültecilerin büyük bölümü geçici koruma altında ancak bir milyonun üzerinde mülteci statüden yoksun durumda. Bu nedenle toplumsal yaşamın pek çok alanında istismara uğrayan mülteciler, İzmir depreminin ardından gittikleri çadır alanlarında da ayrımcılığa maruz kaldı.
Türkiye’nin mülteci anlaşmalarına uygun davranmadığını ifade eden Halkların Köprüsü Derneği Başkan Yardımcısı Can Tülük, geçici koruma altındaki mültecilerin dahi pek çok haktan yararlanamadığını ifade etti. Tülük, mültecilere hukuki statü sağlanmasını istedi.
"YETKİLİLER DE AYRIMCILIK UYGULADI"
Mezopotamya Ajansından Esra Solin Dal'ın haberine göre İzmir'deki depremin ardından yürüttükleri saha çalışmalarında mülteci depremzedelerle görüşmeler yaptıklarını ifade eden Tülük, bazı mültecilerin ayrımcılıktan kaçmak için çadır alanına gidemediğini ifade etti. Çadır alanındaki yetkililerin de depremzede mültecilere karşı ayrımcılık uyguladığını ifade eden Tülük, “Depremden etkilediklerine dair yetkilileri ikna etmek zorunda bırakıldılar ve maalesef seçici vicdanın ayrımcılığına uğradılar” dedi.
“STATÜ YOK, HAKLARINDAN YARARLANAMIYORLAR”
Türkiye’de bulunanlara resmi olarak mülteci statüsü tanınmadığını ifade eden Tülük, “Eğer hukuki statü olarak mülteci diye adlandırırsınız belli hakları vermek zorunda kalırsınız. Ama Türkiye, anayasada bulunan ‘coğrafi çekince’ başlığını öne sürerek mülteci anlaşmalarına uygun hareket etmiyor. Avrupa’da zaten böyle bir durum söz konusu değildir. En başta mültecilere hukuki statü sağlanmalıdır. Çünkü hukuki statüleri beli olmaması demek hak ve hizmetlerden faydalanmalarının engellenmesi demektir. Hukuki bir statüleri olmadığı için resmi kurumlar açısından bir bağlayıcılığı yok” dedi.
Statü sağlanamadığı için mültecilerin kayıtsız çalıştırıldığını vurgulayan Tülük, “Sigortalı olarak var olmadıkları için ilk işten çıkarılan kişiler mülteciler oluyor. Yurttaş sayılmıyorlar veya çalışma izinlerini almaları çok zor. Çoğunluğu zaten sigortasız olarak çalışıyor. Çok büyük bir kısmı işsizlikle yüzleşti, ciddi bir yoksullukla başa başa kaldı” dedi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et