7 Aralık 2020 16:38
/
Güncelleme: 21:19

Eşitsizlik başarısızlıkta domino etkisi yaratıyor

İstanbul Üniversitesinden bir öğrenci yazdı: Üniversite hayatımda birçok işte çalışmak zorunda kaldım, bu ekonomik mücadele okuluma ve derslerime odaklanmamı engellemiş oldu.

Eşitsizlik başarısızlıkta domino etkisi yaratıyor

Fotoğraf: Twenty20

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi

Tıpkı bizden öncekiler gibi gerekli ve eşit koşullarda eğitim hakkını savunup her daim bunun için mücadele vermeye hazır olan biz İstanbul Üniversitesi öğrencilerine yönelik uygulamalar hemen hemen her sene gündem oluyor. Başta YÖK ve üniversite yönetimi olmak üzere, hocalar, okula bağlı vakıf vb. kuruluşlar zaman zaman öğrenci karşıtı birçok çalışma yürütüyor. Ülkemizde eğitimin nicelik ve ulaşılabilirlik anlamında iyileşmesi karşısında nitelik olarak aksi bir halin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Bizler üniversitemizin ve hocalarımızın akademik olarak ne kadar değerli olduğunun farkında olsak da bilindiği üzere başarılı bir üniversite hayatı geçirmek yalnızca bu etkenlere bağlı olarak gelişmiyor.. Çoğu zaman aynı üniversiteyi, kampüsü ve amfileri paylaşmak benzer koşullarda olmak anlamına gelmiyor.

Nitekim özellikle il dışından gelen öğrencileri ilk olarak barınma problemi karşılıyor. Neye göre seçtiklerini bilmediğimiz bir sistemle 4-6 kişilik odalarda kaldığınız yurtlara yönlendiriliyorsunuz, ancak çok “şanslıysanız” okula yakın bir yurtta kalabilirsiniz. Barınma ve yemek için belirli ücretler ödediğiniz bu ‘devlet’ yurtlarında özel olarak belirlenen koşullar altında kalabiliyorsunuz. Bu arada devlet kurumlarının sağlamış olduğu burs ve kredilerden yararlanabilirsiniz ancak bu burs/kredi miktarı yurtlara ödenen barınma ve yemek ücretlerine denk oluyor. Yani bir cepten çıkan diğer cebe giriyor diyebiliriz. Şehir dışından gelen öğrenciler için bir diğer problem ise memleketlerine yaptıkları zorunlu ulaşım masrafları, yalnız bulunduğumuz şartlarda bu problemin tartışılması dahi lüks sayılabilir. Bundan sonraki problemler biraz daha geniş bir gruba ait olsa da bu problemlere neden olan kurum ve kişiler aksini düşünüp yalnızca küçük bir grubun söz konusu problemler ile karşılaştığını düşünüyor.

İlk olarak her öğrencinin başarılı bir eğitim için kitap ve kırtasiye ihtiyacını eksiksiz gidermesi gerekir, üniversitemizin bu probleme ilişkin olarak birtakım çözümleri mevcut olsa da kesinlikle yeterli ve adil değil. Üniversiteye bağlı olan vakıf vb. kuruluşlarca sağlanan kitap ve ihtiyaç bursları bulunmakta yani bursun amacı kitap, kırtasiye ve diğer ihtiyaçlarını karşılayamayan öğrencilerin tespiti ve bu problemin giderilmesi olmasına karşın söz konusu bu burslara başvurmak için öncelikle tüm derslerde başarılı olmanız bekleniyor. Yani sırf aynı üniversiteyi, kampüsü ve amfileri kullandığınız için aynı koşullarda eğitim aldığınız varsayılarak diğer tüm koşullar göz ardı edilip amacın dışına çıkılıyor. Bu anlamsız ve mantıksız uygulama nedeniyle hem başarılı hem de ihtiyaç sahibi olmanız aranıyor. İhtiyaç amacıyla başlatılan burs uygulaması başarı sonucunda verilen bir ödüle dönüşüyor. Okul yönetimi ve bağlı kuruluşlar olumsuz koşullarda dahi başarılı olunabileceği mantığıyla hareket ederek gerçekçi olmayı reddediyor. Bu problemlerin neden olduğu olumsuz koşullar ile mücadele eden öğrencilerin eğitimine odaklanması ve başarılı olması beklenmemeli. Nitekim ben de üniversite hayatımın 2. yılından itibaren bazı dönemlerde birçok işte çalışmak suretiyle ekonomik bir mücadele vermek zorunda kaldım, bu ekonomik mücadele okuluma ve derslerime odaklanmamı engellemiş oldu. Bu dönemden sonra ise başarı koşulu aradıkları için hiçbir bursa başvuramaz hale geldim..

Genel olarak ekonomik temelde birleşen bu ve benzeri problemler sonucunda başarılı bir eğitim süreci geçiremeyen öğrencilerin meslek hayatına eşit koşullarda başlaması ve hayatının diğer kısmında başarılı olması da zor olacak. Tüm bu problemler çerçevesinde eğitimin eşit ve gerekli şartlarda sunulmadığı ve niteliğin aslında öğrencilere sunulan koşullara bağlı olduğu anlaşılıyor. Söz konusu bu koşullar altında yalnızca derslerde yüksek not elde ederek derece yapılmış ve başarılı olunmuş yönündeki kanı ise bu benzeri şekilde düşünen kişiler için önemini yitiriyor.

Sonuç olarak başarılı bir eğitim hayatı için öncelikle en azından benzer koşulların öğrencilere tahsis edilmesi şart olmalı. Yurtların sayısının artırılması yanında daha kaliteli bir barınma için iyileştirmeler yapılmalı, söz konusu yurtlar üniversitelere yakın ve tamamen ücretsiz olmalı.Bunun yanında öğrencilerin daha uygun şartlarda kiralayabilecekleri konutlar tahsis edilebilir. Öğrencilerin zorunlu olarak yaptığı şehirlerarası yolculuklar karşılanmalı. Tüm öğrencilerin kitap ve kırtasiye ihtiyacı üniversiteler tarafından karşılanmalı. Buna rağmen birtakım ihtiyaçlarını gideremeyen öğrenciler derslerde gösterdiği başarı göz ardı edilerek sadece ihtiyaç ölçütü bakımından ekonomik olarak desteklenmeli. Ancak bahsi geçen bu ve benzeri problemler aşıldıktan sonra tüm üniversite öğrencilerinin benzer koşullarda olacağı söylenebilir.

Bir cepten giren öbür cepten çıkıyor!

Evrensel'i Takip Et