La jeunesse est dans la rue*
Polis şiddetinin bu kadar arttığı bir dönemde, gençliğin talebi açık: Bu tür güvenlik ve otoriter önlemlerin geri çekilmesi.
Fotoğraf: Julien Mattia/AA
Diyar ÇOMAK
Fransa
Gelecek açısından bu kadar tehlikeler ve belirsizliklerle dolu bir dönem nadiren görülmüştür.
Ama süreç aynı zamanda, başka seçenekleri ifade etmenin ve geleceğe dair yeni talepleri öne süren bir hareketin doğuşunu görme imkânını sunuyor.
GLOBAL GÜVENLİK YASASIYLA BİRLİKTE
Geçtiğimiz günlerde sağlık krizinin risklerine rağmen ve çoğunlukla genç olmak üzere 500.000'den fazla insan “Global Güvenlik Yasasının” geri çekilmesini talep etmek için Fransa’nın her yerinde sokaklara döküldü. Hükümet tarafından sanki başka acil bir sorun yokmuş gibi sanki her gün on binlerce insana virüs hala bulaşmıyor ve yüzlerce insan can vermiyormuş gibi ortaya sürülen bu yasa tasarısı neredeyse sağlık krizinden faydalanarak büyük bir sessizlikle Ulusal Meclisten geçirildi.
Ulusal Meclis tarafından onaylanan yasa, polise var olandan daha fazla yetki tanıyan, ancak buna ek olarak, bilgi edinme ve bilgilendirilme özgürlüğü gibi temel özgürlükleri de çiğneyen, açıkça eylemcileri, gazetecileri veya polisin eylemlerini sorgulayan vatandaşları kriminalize eden, polis güçlerinin kameraya alınmasını ve videoların yayılmasını cezalandırarak polis şiddetini gizlemeyi ve özellikle gösteriler sırasında polis dronlarını kullanarak kitlesel gözetimi güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Geçtiğimiz haziran ayında Fransa'da ve birçok ülkede on binlerce insan polis şiddetine ve ırkçılığa karşı gösteri yapmıştı. Başta gençler olmak üzere, kitleler bu devlet ırkçılığını kınamak için eylemlerde aktif bir şekilde bulundu ve bugün polis şiddeti meselesini bir kez daha gündeme getiren bu süreçte seferber olmaya devam ediyor.
Vatandaş ve siyahi müzik prodüktörü olan Michel Zeclerc'in geçtiğimiz hafta Paris’te hiçbir geçerli neden olmadan polis tarafından gördüğü şiddet ve bu şiddetin kamerayla sosyal medyada yayılması üzerinden önemli tepkilere yol açması, bu tür polis yöntemlerini daha fazla görünmez hale getirmeyi ve polis cezasızlığını güçlendirmeyi hedefleyen bu yasa projesine neden daha fazla karşı çıkmamız gerektiğini bir kez daha gösterdi.
GENÇLİĞİN TALEBİ AÇIK: YASA TASARISI GERİ ÇEKİLSİN
Ondan birkaç gün önce başkent Paris’in ortasında çadırlarıyla eylem yapan sürgünlere polis güçleri baskı ile cevap vermişti ve şiddetli yöntemlerle nasıl Cumhuriyet meydanından (Place de le République) dövülerek kovulduklarının görüntüleri büyük tepkiler yaratmıştı.
Ayrıca hatırlanırsa “Sarı yelekliler” hareketi esnasında polislerin sıktığı “top mermi” nedeniyle onlarca vatandaşın gözü çıkmış, atılan ses bombasıyla birçok vatandaş elini ve ayağını kaybetmişti. Bunların önemli bir kısmı kameralara çekilmiş ve polis şiddeti açık bir şekilde gözler önüne serilmişti. Polis şiddetini engellemek yerine bu yasa tasarısıyla hükümet bu şiddetin görünür kılınmasını engellemek istiyor. Böylelikle şiddet faillerinin cezalandırmayıp, ödüllendirileceği aşikâr. Polis şiddetinin bu kadar arttığı bir dönemde, gençliğin talebi açık: Bu tür güvenlik ve otoriter önlemlerin geri çekilmesi.
Nitekim, Global Güvenlik Yasası önerisi, genel bir otoriter dönüşün parçasıdır. Aynı mantıkta, hükümet tarafından sunulan ve geçen hafta sessizce kabul edilen “Araştırma ve Programlama Yasası – LPR” (akademik araştırma ve üniversitelerle ilgili çeşitli hükümler içeren bir yasa) öğrencilerin üniversitelerde grev tarzı eylemlerin kriminalize edilmesini açıkça öngörüyor. Onaylanan yasaya göre "bir yüksek öğrenim kurumuna izin verilmeden [...] veya yetkilendirilmeden [...] kurumun huzurunu veya düzenini bozmak” amacıyla hareket eden herhangi şahıs 3 yıla kadar hapis ve 45.000 Euro para cezasına mahkum edilecek.
Bu yasa, sağlık ve ekonomik krizin en ağır yükünü çeken gençlerin ve içinde bulunan öğrencilerin gelecek hareketlerini susturmayı ve daha kolay yargılamanın zeminini hazırlamayı amaçlamaktadır. Bu reformlar gençlerin yaşanabilir bir gelecek taleplerine aykırı olmakla birlikte en çok onlara zarar veriyor ve verilen mesaj çok açık: “Genç olun, uslu durun ve sesinizi çıkarmayın!”
HÜKÜMETİN OTORİTESİ KARŞISINDA KİTLELER
LPR (Loi de Programmation et de Recherche) ve “Global Güvenlik” yasaları, hükümetin gelecekteki sosyal hareketleri daha iyi bastırmasını sağlamak için yasal hükümler koymayı amaçlamaktadır. Çok açıktır ki hükümet sağlık krizinin yarattığı öfkeye ve arkasından gelecek “sosyal dalgaya” karşı korunmak için açıkça otoriter bir rejimi seçiyor. Günümüz Fransa’sında, böyle otoriter bir adım görmemiz çok da şaşırtıcı olmaması gerek aslında; çünkü tüm çabasını sermaye güçlerine adayan bu önemli ekonomik güç Kovid-19 krizinin sonrasına hazırlanmakta. O yüzdendir ki Fransa tüm hesaplarını gözdağı ve korku üstüne kuruyor. Ama hesaplarında unuttukları bir şey var: kitleler, ülkenin tüm demokratları, ilericileri ve gençleri bu tür tuzağa boyun eğmeyecektir.
Bu hükümet, yasaların en çok tartışılan maddelerini “yeniden yazmayı” önererek protestoyu sakinleştirmeye çalışsa da halk ve gençler yüzeysel değişiklikler değil, hakları sorgulayan ve özgürlükle saldıran tüm yasaların geri çekilmesini istiyor!
Gençler bu yasaların yürürlükten kaldırmasında önemli bir rol alabilirler. Çok açıktır ki gençlerin mücadelesi bu hükümetin güvenlik projelerini ve anti-sosyal politikasını bozabilir.
Bu nedenle, tüm gençlerin, sendikaların, ilerici örgütlerin ve derneklerin bu hafta için planlanan ve sürecek olan eylemlere katılmaları büyük önem taşıyor.
*Gençlik sokaklarda