08 Aralık 2020 22:22

EMEP Dersim İl Örgütü: Yok etmeye değil tüm canlıların yaşamına teşvik verilsin! 

"Konu rant olunca özel yasalar bile çıkarırlar. Dersimlilerin tarihsel hafızasında önemli bir yer tutan dağ keçilerinin ta Amerikalı iş ‘insanının’ ihalesine bırakılmasında da bir kez da açığa çıktı."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hıdır DEMİR*

Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesinin UNESCO tarafından kabul edildiğini biliyoruz. Buna göre bu beyannameyi kabul eden bütün dünya devletlerinin buna uyması beklenir normalde. Ancak bunun böyle olmadığını her yıl belli aylarda ‘avcılık sezonu’ diye bir süreç işletildiğinden alenen görmekteyiz. Bu ne anlama gelmektedir; bir taraftan ulusal ve uluslararası metinlerin altına imza atacaksınız diğer taraftan ne kadar canlı yabanıl varsa onları avlattıracaksınız! UNESCO anlaşmasının kağıt üstünde kaldığını ve kocaman bir hile olduğunu uygulamalardan görüyoruz. Şimdi soralım, bu canlılara kıymayı kim ya da kimler niçin ister ya da yaptırmaktadır? Bu meseleyi ele alırken mevcut sistemi tartışmadan, üstünden atlayarak doğruya varacağımızı sanmıyorum. Nedir üstünden geçemeyeceğimiz bu sistem? Elbette ki kapitalist burjuva sistemidir… Bütün yaşamını aşırı kâra- üretime ve sömürüye dayandıran bir sistem… Kalıplaşmış bir söz vardır  ‘Gölgesinden faydalanmadığı ağacı bile keser’ diye. İşte konumuzun temel sorununu bu çarpık düzende, bu yaklaşımda aramak gerekir. Konu sermaye, onun temsilcileri olunca ‘avlanma süreçlerinden’ gelen para da olunca satamayacağı, yok etmeyeceği şey yoktur bunlar için!

Bu yok etme ve satma zihniyeti, yaptıklarını kulağa hoş gelsin diye canlıları öldürmenin ‘spor, hobi ya da turizm’ diye yutturmaya çalışmaktalar. Kısaca ortaya koyduğumuz bu yaklaşım için küçük ya da büyük rant ayrımı yapmadan her şeyi satmak mübahtır! Bunlar için yer, yurt mekan da fark etmez. Mesela, Hindular neye inanır ya da Dersimlilerin kültüründe önemli olan nedir veya Kızılderililerin inancına da saygı duyalım diye bir kaygı gütmezler! Oysa bu burjuva politikacıları yukarıda saydığım ve saymakla sayfalara sığdıramayacağım kültürlere, inançlara politika yaparken taa Orta Çağ gericiliğine bile sığınır sermayesinin yolunu açmak için. 

Mesela Tarım Orman Bakanı ya da Bakanlığı dağ keçisinin Dersimliler için önemli bir simge olduğunu bilmez mi bilirler elbet. Ancak söz konusu rant olunca Amerikalıya ‘aracı’ olunur, özel yasalar (ayrıcalık) bile çıkarıp inanç minanç dinlemezler! Dersimlilerin tarihsel hafızasında önemli bir yer tutan dağ keçilerinin ta Amerikalı iş ‘insanının’ ihalesine bırakılmasında da bir kez da açığa çıkmıştır. 

Sadece bu hayvanı katletmek değil esasında, Dersim halkının tarihsel hafızasını öldürmek inançlarını yok etmek istediklerini kim inkar edebilir? Sadece bu da değil peki ya doğanın ekosistemine ne demeli? Milyonlarca yılda meydana gelmiş bu ekosistemi siz hangi akılla yok etmeye çalışıyorsunuz bu, bir çevre ve doğa suçudur, yine bir insanlık suçudur da! Diğer taraftan hangi canlı türünün tehlike altında olduğu soyunun tükendiği hiç ilgilendirmemektedir bu bayları!

Bu anlayış da, ormanları da yakanlar da tarihi yerleri sular altında bırakanlar da 1. sınıf tarım arazilerini yapılaşmaya açanlar da aynı zihniyettir. Bakın: 1Temmuz 2020 tarihinde TBMM Tarım Orman ve Köy işleri Komisyonundan geçen kanun teklifinin 15. maddesine oy çokluğu ile getirilen bir ekle ‘Yabancı diplomat ve üst düzey misafirler diledikleri taktirde ücretsiz olarak avlanabilirler’ diye bir ülkenin bakanlığı oturup beylerin eğlenmesini bile gündemine alabilmektedir! Utanç verici. Sorunu doğru okuyacak olursak; ciddi mücadele birliklerini oluşturmak ve bu birlikleri ülke çapında sağlam bir oluşuma dönüştürmek gerekir.   

Tarihsel ve kültürel hafızanın korunmasını sağlamak, doğaya saygı, insana saygı ve inanca saygı ancak mücadeleyle kazanılır… 

*Emek Partisi Dersim İl Örgütü Doğa ve Çevre Komisyonu Üyesi

ÖNCEKİ HABER

Kameranın arkasındaki bizler

SONRAKİ HABER

Bilkentli kadınlar güvende hissetmek istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa