08 Aralık 2020 23:00

Bilkentli kadınlar güvende hissetmek istiyor

“Biz kulüp olarak herhangi bir siyasi görüşü savunmuyoruz ama hak mücadelesi içerisinde olduğumuz için politik bir mücadele içinde olduğumuzu biliyoruz.”

Fotoğraf: Dilara Açıkgöz/csgorselarsiv.org

Paylaş

Sıla ÇELİK

Bilkent Üniversitesi

Bilkent Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu’ndan öğrencilerle topluluğu, üniversitedeki kadın mücadelesini, kampüste yaşanılan taciz vakalarına karşı talep edilen cinsel tacizi önleme birimini konuştuk.

Bilkent Kadın Çalışmaları Topluluğu’nu Genç Hayat için tanıtabilir misiniz?

Biz Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak kampüste cinsiyet eşitliğini sağlama amacı ile etkinlikler yapıyoruz. Yaptığımız etkinliklerle birlikte dayanışmayı gördükçe mutlu oluyoruz ve kampüste bu dayanışma ortamını sağlamak hiçbirimizin yalnız olmadığını hatırlatmak istiyoruz. Her yıl çeşitli alanlardan çağırdığımız konuşmacılarla hafta sonunu kapsayan oturumlardan oluşan Kadın Zirvesi’ni düzenliyoruz. Bununla birlikte geçen sene başladığımız Fem101 (Feminizm 101) seminerlerini gerçekleştiriyoruz. Bu seminerlerde erkeklik, feminizmin tarihsel gelişimi, LGBTİ+ mücadelesi üzerine konuşuyoruz. Dayanışmanın bizim için öneminden söz etmiştik fakat bizim okulumuzda bir KASAUM ya da Cinsel Şiddetle Mücadele Birimi yok o nedenle bu konuda yalnız kalıyoruz. Sahip olduğumuz en önemli şeyin birbirimiz olduğunun farkındayız bu yüzden de dayanışmayı arttırmak istiyoruz.

OKUL YÖNETİMİ APOLİTİKLİĞİ DAYATIYOR

Bilkent Üniversitesi’nin 8 Mart sürecindeki etkinliklerindeki yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle kampüs içerisinde gerçekleştirdiğimiz yürüyüş konusunda okulun daha destekleyici bir halinin olmasını isterdim. Bir önceki 8 Mart yürüyüşü yerel seçim bahanesi ile yapılamamıştı. Flormar işçilerinin direnişi sırasında ise eğer siyasi bir döviziniz olursa buna izin vermeyiz yanıtını aldık. Okul apolitik bir tavır yürütmeye çalışıyor, bu 8 Mart’ta okul içerisinde izinli bir yürüyüş gerçekleştirdik fakat bu aşamada da taşınılan dövizler engellendi. “Medya ve devlet tecavüzcü sizsiniz” dövizinde “devlet” kısmını sansürlemek istediler. İzin verdikleri takdirde de bir sansür ile karşılaşıyoruz. Biz kulüp olarak herhangi bir siyasi görüşü savunmuyoruz ama hak mücadelesi içerisinde olduğumuz için politik bir mücadele içinde olduğumuzu biliyoruz.

Bilkent’te Cinsel Tacizi Önleme Birimi kurmak üzere bir mücadele gerçekleştirdiğiniz biliyoruz. Bu süreci aktarabilir misiniz?

Biz geçen yıl 25 Kasım için #MeToo etkinliği düzenleyerek katılımcılardan yaşadıkları olayları yazarak bir kutuya koymalarını istedik ve bu kağıtlarda ismi defalarca kez yazılan bir hocanın olduğunu fark ettik. Bu konuda bir şeyler yapmak istedik ve bu aşamada kampüste tacizle karşılaşan öğrencilerin gidebileceği bir yer olmadığı gözümüze çarptı. Gitsem de okul bir şey yapmayacak halinden çıkmak için bir şeyler yapmaya karar verdik. Yaşananları okuduğumuzda insanların neden bunları bir üniversite kulübüne anlatmak zorunda olduklarını düşündük. Bu birimin kurulması her şeyden önce insanların kendilerini güvende hissetmeleri için de gerekli. Dolayısı ile pek çok üniversite var olan Cinsel Tacizi önleme biriminin Bilkent gibi kendini prestijli üniversiteler arasında sayan bir üniversitede olmaması bizi de çok üzdü. Biz sosyal medya üzerinden sesimizi duyurmaya çalışsak da hala okuldan bizimle iletişime geçmek isteyen olmadı, bu isteğimiz hala yok sayılıyor.  Önümüzdeki dönem rektörlükle görüşmeyi hedefleyeceğiz. Cinsel tacizi önleme yönetmeliğinin Bilkent gibi bir üniversitede mutlaka olması gerekiyor.

“KAMPÜS GÜVENİLİR DİYE DÜŞÜNÜYORDUK”

#MeToo etkinliğinizle akademideki eril yaklaşımlar bir kez daha gün yüzüne çıktı. Burada tanık olduklarınız sizleri nasıl etkiledi?

Biz bu konuda geçtiğimiz günlerde bu konularda çalışan bir akademisyenle toplantı yaptık ve orada ikincil travmadan söz etti. 4-5 senedir kadın mücadelesi yürütüyoruz ve bu yazılanları okuduğumda çaresiz hissettim. Çünkü burada bir eğitim hayatımız devam ediyor ve “bu sokaktan geçmeyim” tercihine de bağlı değil çünkü o hocanın olduğu derslere devam etmek durumunda kalıyoruz. Bilkent’in kampüsünün de dışarıya oranla güvenli olduğunu, Türkiye’nin en özgür yerlerinden birinde olduğumuzu düşünüyorduk. Bunları gördükten sonra patriyarka gerçekliği ile bir kez daha karşılaştık.

Akademide karşılaşılan cinsiyetçilik örneklerinden söz edebilir misiniz?

Özellikle #MeToo etkinliğimizdeki sınıf ortamı da çok hassastı. Biri çıkıp yaşadığı tacizi anlatınca insanlar cesaret buldu. Ağlayanlar, gözleri dolanlar oldu. Şiddet sadece fiziksel olmak zorunda değil. İnsanlar fark etmedikleri bazı şeyleri o ortamda fark edip, birbirinden cesaret aldılar. Akran şiddeti, akademisyen şiddeti gibi bir çok olay öğrendik. Hayal kırıklığı da vardı ama feminist öfkemiz körüklenmişti. Bir şeyler yapmalıyız dedik. “Bunu da yapamıyorsan koca bul” deme cesaretini bulan bir çok erkek akademisyen var. Okulumuzda kadın akademisyenlere uygulanan mobbing örneklerinden de söz edebiliriz. Okulumuzdaki bir kadın akademisyen her yıl bölüm başkanının ona mobbing uyguladığını tweet atarak belirtiyor ama bölüm başkanı hala okulumuzda hatta mevkiisi bile yükseltildi. Okulun tavrı bu konuda yetersiz. CİTÖB sadece öğrenciler için değil akademisyenler için de çok önemli.

GÜVENLİ BİR ORTAM İÇİN DAHA FAZLA ETKİNLİK PLANLIYORUZ

Cinsel Tacizi Önleme birimi talebinin bilinirliğinin artması için düzenlemek istediğiniz etkinlikler var mı?

Özellikle oryantasyonda ilk feminizm eğitimi verilmesini sonra da cinsel tacizi önleme biriminin anlatılmasını planlamıştık. Dilekçe yazacağız ve buraya bu maddeleri eklemek istiyoruz. Özellikle daha adaletli ve güvenli bir ortamın olması için aramızdan bir temsilcinin de o birimde olmasını istiyoruz. Onun dışında eril akademiyle ilgili etkinliklerimizi görünür kılmak için daha fazla etkinlik yapmak istiyoruz.

Korona şartları yeni planlarız neler?

Sosyal mesafeli etkinliklere devam etmek isterdik. Çünkü evde olmaktan, dayanışmadan uzak olmaktan yorulduk. Ama okulumuz buna izin vermiyor. Zoom dışında instagramda canlı yayın da açamıyoruz. Zoom üzerinden Fem101 e devam etmek istiyoruz. Kadın zirvesini de bu yıl büyük ihtimalle zoom üzerinden yapacağız.

ÖNCEKİ HABER

EMEP Dersim İl Örgütü: Yok etmeye değil tüm canlıların yaşamına teşvik verilsin! 

SONRAKİ HABER

Bakan Ersoy: Geliri olmayan müzisyenlere destek olacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa