9 Aralık 2020 17:30
/
Güncelleme: 22:02

Bir lira farkla zindan olan hayatlarımız 

Mustafa ARTIK 

Antalya 

Ben Akdeniz Üniversitesi'nde okuyan bir öğrenciyim. Benim zorlu sürecim uzaktan eğitim ile başladı. Bu süreç bazı acı gerçekleri de yüzüme vurdu. Bu yıl uzaktan eğitim olacağını öğrendikten sonra aklıma ilk gelen şey uzaktan eğitim materyallerine nasıl ulaşacağımdı. Dersleri takip edebileceğim ve ödevleri yapabileceğim bilgisayarım yoktu. Ailemin de bana bilgisayar alacak maddi gücü olmadığını bildiğimden bu süreçte bilgisayar, internet vb. ihtiyaçlarım için çalışmam gerekecekti. Hem çalışıp hem dersleri takip etmenin benim için verimli olmayacağını bildiğim halde iş aramaya başladım. Çünkü bizlere sunulan çözüm okulu dondurmaktan başka bir şey olmadı. Bilgisayar ihtiyacımı akraba ve arkadaşlarımdan aldığım borçlar ile karşıladım ve artık işin zor kısmına gelmiştim. Hem çalışıp hem derslere girmek.

“GÜNDE 10 KİŞİ İŞ İÇİN GELİYOR”

Antalya'da okuduğum ve bölümümün turizm sektörüyle ilişkili olduğu için burada iş aramaya karar verdim. Bir süre sonra arkadaşlarım vasıtasıyla bir eğlence mekanında garson olarak işe başladım. Böyle bir dönemde iş bulabilmenin sevinciyle başladım çalışmaya fakat benim gibi binlerce genç gibi esnek ve güvencesiz şartlar altında. İşim gereği kısıtlama olmadığı dönemlerde gece geç saatlere kadar çalışıyordum. Bu süreçte beni en çok zorlayan şeylerden biri uykusuzluk olmuştu. Gece geç saatte eve geliyordum ve günün yorgunluğundan çok geçmeden uyuyordum. Çok sevmeme rağmen kitap okumaya bile vakit bulamıyor, sabahları uyanıp derse girmekte zorluk yaşıyordum.

Bir süre sonra hem gece geç saatlere kadar çalışıp hem de dersleri bir arada götüremeyeceğimi anladım. Sonrasında aklıma restoranları tek tek gezmek ve elemana ihtiyaç duyup duymadıklarını sormak geldi. Fakat olumlu geri dönüşler ile karşılaşmadım. Zaten hali hazırda çalıştığım eğlence mekanına bile günde 10 kişi “Personele ihtiyacınız var mı?​” diye geliyordu. Kim bilir fast food zincirlerine kaç kişi geliyordur?

Pandemiden önce bizler okullarımızda arkadaşlarımızla yan yana işsizlik ve geleceksizliğe itilişimizin acı mizahını yaparken üniversiteden mezun olunca marketler veya fast food zincirlerinde çalışacağımızı ve “bir lira farkla” hayatımızın zindan olacağını söylerdik. Artık bu bile gerçekliğini korumuyor. Milyonlarca genç işsizlik ile yüz yüze. Bugün bizler fiziksel anlamda bir arada olmasak bile sorunlarımız bir, dertlerimiz bir, bize dayatılanlar bir. Bunlara karşı bir arada mücadele etmeliyiz. Gençliğimizden de geleceğimizden vazgeçmemeliyiz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime  6 liralık ücret

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime 6 liralık ücret

Saray iktidarının “Milletimiz zenginleşecek” propagandasını yaptığı Gabar petrolünün arkasında ağır bir işçi sömürüsü var. Günde 12 saat çalışma, taşeronlaştırma, sendikasızlık, yoksulluk sınırının yarısı bile etmeyen ücretler… Öyle ki sadece 12.5 saatlik üretim tüm işçilerin ücretini karşılıyor, geri kalan patronların kasasına akıyor.

Şırnak’ta bir günde çıkarılan petrol, Batman’da çıkarılanın yüzde 87 fazlası.

Serbest piyasada ham petrolün varil fiyatı yaklaşık 75 dolar.

İşçiler iki günde çıkarılan petrol kadar ücret alsaydı aylık ücret 160 bin lira olurdu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et