09 Aralık 2020 17:56

Eğitime ve kütüphanelere uzaktan bakmak 

Kitapların pahalılığı ve evdeki ders çalışma ortamının her zaman mümkün olmaması kütüphaneleri bir zorunluluk haline geliyor. 

Görsel: Pixabay

Paylaş

Nurgül DENİZ 

Hacettepe Üniversitesi 

Uzaktan eğitim dönemi öğrenme sürecini yeniden şekillendirdi. Ekonomik krizin derinleşmesiyle basılı kaynaklara her geçen gün daha da az ulaşılabiliyorken, bu süreçle birlikte daha da zorlaştı.  Kütüphaneler öğrenciler için ders çalışacak alan, bilgiye ve ders kaynaklarına/kitaplara ulaşım bakımından oldukça önemli bir yer tutuyor. Kitapların pahalılığı ve evdeki ders çalışma ortamının her zaman mümkün olmaması da göz önüne alındığında, kütüphaneler öğrenciler için bir tercih olmaktan çıkıp bir zorunluluk haline geliyor. Eğitimin uzaktan devam etmesi ve kütüphanelere gitmenin mümkün olmadığı bu koşullar öğrencilerin basılı kaynaklara ulaşım için önlerindeki en ucuz ve ulaşılabilir seçeneği yok ediyor.  

Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi 1. Sınıf Öğrencisi Hilal: “Bir öğrenci olarak kütüphanede çalışarak aldığım verimi evden çalışarak alamıyorum. Kaynaklar ve ortam açısından ev eksik kalıyor. Evimin yakınında kütüphane olmasına rağmen bazen pandemiden dolayı gitmeye çekindiğim zamanlar oluyorki bunda öğrenci ekseriyetini baz alırsak kaynak ve verim açısından genel bir problem yaşadığımızı düşünüyorum” diyerek görüşlerini ifade ediyor. 

 Kaynaklara ulaşmak açısından yeni normalin zorluğuna ilişkin Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden bir 2. Sınıf öğrencisi: “Bence kütüphane ortamında çalışmak hem daha iyi odaklanmayı sağlıyor hem de dersler için lazım olan kaynaklara ya da okumak istediğimiz kitaplara erişim açısından çok iyi. Ama evde çalışmak açısından bazen uygun ortam olamıyor hem de kaynaklara ulaşmak zorlaşıyor” diyor. 

SANAL KÜTÜPHANELER HALA HERKESE AÇIK DEĞİL 

Basılı kaynakların pahalılığı öğrencileri kütüphanenin yerine yeni bir ulaşılabilir yöntem koymaya itmektedir. Bu süreçte ucuzluk ve ulaşılabilirlik bakımından e-kitaplara ve sanal kütüphanelere olan ihtiyaç artmıştır. Ancak sanal kütüphanelerin sayısının azlığı ve birçok kütüphanenin bu süreçte arşivlerinin sanal ortama taşınmaya başlanması hâlâ birçok kaynağa sanal ortamdan ulaşımı mümkün kılmamaktadır. 

Kütüphanelerin hayatlarımızdaki sosyal ve ekonomik yanını bir de ders çalışma ortamı olarak değil de iş alanı olarak seçmiş bir arkadaş üzerinden bakalım… Kendisi halihazırda Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla ilişkiler ve Tanıtım Bölümü son sınıf öğrencisi olan Kemal Atakan Emral, 2019 Mart ayında sınıf arkadaşı olan Umutcan Ören ile birlikte kitap cafe açmış. Fikrin nereden çıktığını sorduğumuzda “İlkokul ve Lise çağlarında bulunduğum şehirde bilgiye erişim ev dışında oldukça kısıtlıydı. Ev içerisinde ise kalabalık bir aile olduğumuz için sağlıklı bir ders çalışma ortamı bulmak da zorluk çekiyordum. O dönemde ileride üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler için bilgiye erişim ve ders çalışmak için uygun bir ortam oluşturma fikri oluşmuştu bende” diyerek bir mekân açmaktan ziyade bir imkân yaratmak amacında olduğunu söylüyor.  

SALGIN BURADA DEVLET DESTEĞİ NEREDE? 

Hayalinin gerçekleşmesinden hemen sonra yaşanan salgını sorduğumuzda, öncesinde talebin beklentilerinin üzerinde olduğunu ancak salgın ile birlikte olumsuz etkilendiklerini dile getiriyor. “Pandemiden dolayı artık bu süreci yürütemez hale geldik ekonomik olarak beklediğimiz desteği göremedik ve bu yıl haziran ayı içerisinde kütüphaneyi tamamen kapatmak zorunda kaldık. Uzaktan eğitimle birlikte öğrenciler mecburiyetten dolayı evde ders çalışma alışkanlığı edinmek durumunda kaldı” diyor. 

Herkesin bir şekilde etkilendiği, pek çok şeyin değiştiği bu süreçte, işlerini kaybetmemek için nelerin yapılması gerektiğini ve öngördükleri biçimiyle taleplerinin ne olduğunu soruyoruz son olarak, “Yasakların gelmesine karşı değiliz aslında fakat ayakta kalabilmek için gerekli desteğinde verilmesini istiyoruz. Bir çoğumuz kira ödüyoruz personellerimiz var faturalarımız, giderlerimiz var ve artık bunları karşılayamıyoruz. Devletin bu konuda gerekli destekleri sağlaması gerekiyor. Bu kira yardımı olabilir vergiden muaf tutulabilir, esnaflara kredi yerine belli bir oranda destek hibe verilebilir. Mart ayındaki yasaklarda esnafa destek olarak düşük faizli kredi verildi fakat bu çözüm değil esnaf borçlandırılarak bu süreç yönetilemez.”  

ÖNCEKİ HABER

Esnaf ya kepenk kapattı ya da işçi çıkardı: Destek istiyoruz çünkü batıyoruz

SONRAKİ HABER

Asgari ücreti belirleyen biz olmalıyız!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa