09 Aralık 2020 20:19

Hukuk reformu ve Kovid-19 önlemleri

Avukat Baran Can Kaya: İdarenin kanuniliğine hiçbir şekilde rastlayamadığımız ülkemizde hukuk reformundan bahsetmek ne yazık ki mümkün gözükmemektedir.

Fotoğraf: Tingey Injury Law Firm/Unsplash

Paylaş

Avukat Baran Can Kaya

Bilindiği üzere geçen ay Amerika’da gerçekleşen bir başkanlık seçimi oldu. Bu başkanlık seçimini Joe BIDEN’ın kazanmasının ardından siyasi iktidarda bir söylem değişikliği meydana geldi. Öncelikle Merkez Bankası başkanı Murat Uysal bir Cuma akşamı görevden alındı; aynı hafta sonu hazine ve maliye bakanı Berat Albayrak instagram üzerinde yayınlamış olduğu bir post ile görevinden istifa ettiğini açıkladı. Yaklaşık 2 veya 3 gün bu konu gündemde kaldı ve sonunda Bakan Albayrak’ın tarihte görülmemiş bir şekilde görevden affedildiği öğrenildi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hukuk reformu ifadeleri gündeme geldi.  Öncelikle hukuk reformunun neden gerektiğini sormak istiyorum? Hani ülkemiz hukuk ve ekonomi alanında muasır medeniyetler seviyesine ulaşmıştı? Neyse gelelim hukuk reformuna;

Bir ülkede hukuk devletinden bahsedebilmemiz için öncelikle o görevli olan mahkemlerin bağımsız olması gerekmektedir. Zaten Anayasamızın 138’inci maddesinde “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” şeklinde ifadelere yer vererek yargının bağımsız olması gerektiği vurgulanmıştır.  Ayrıca o ülkedeki kolluk dahil bütün idare personelinin Anayasaya ve kanunlara harfiyen uyması gerekmektedir. Bu husus da Anayasa’nın’123’üncü maddesinde “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir” şeklindeki ifadelerle düzenlenen idarenin kanuniliği ilkesiyle özetlenmiştir. Bunlar detaylandırılabilir. Ama en basit olarak bu hususların olması gerekmektedir. Peki ülkemizde bunlar var mı?

Bu konuyu COVİD 19 kapsamında alınan önlemler kapsamında değerlendirmek istiyorum. Biliyorsunuz ki COVİD 19 kapsamında alınmış olan önlemlerin büyük bir çoğunluğu içişleri bakanlığı tarafından düzenlenen genelgeler ile alınıyor. Peki bu önlemler genelge ile alınabilir mi? Anayasa’nn 13’üncü maddesi “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” hükmünü ihtiva etmektedir. Bu bağlamda ilgili Anayasa maddesinde Anayasa’da tanınmış olan temel hak ve hürriyetlerin yine Anayasa’da belirtilen sebeplere bağlı olarak, ölçülülük ilkesine ve Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak ve hakkın özüne dokunmayacak şekilde ancak ve ancak kanunla sınırlanabileceği ifade edilmiştir. Genelgede düzenlenmiş olan sokağa çıkma yasağı, maske takma zorunluluğu, şehirlerarası ulaşımın engellenmesi, insanların işyerlerinin kapatılması şeklinde düzenlenmiş olan yasaklar genelge ile düzenlenebilecek yasaklar değildir. Bahse konu yasaklar kişilerin Anayasa’nın 17’inci maddesinde yer alan Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı, 19’uncu maddesinde yer alan Kişi hürriyeti ve güvenliği, 23’üncü maddesinde düzenlenen Yerleşme ve seyahat hürriyeti maddelerinde düzenlenmiş olan temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin yasaklardır. Hal böyle iken bu yasakların genelge ile düzenlemeyeceği açıktır. Dolayısıyla, COVID 19 kapsamında alınmış olan neredeyse bütün tedbirlerin hukuka aykırı olduğu sonucuna varmak yanlış olmayacaktır. Bu yasaklarla İçişleri Bakanlığı kendini adeta Yasama organı yerine koymuş; tıpkı yasama organı gibi hem yasakları hem de bu yasaklar sonucunda oluşacak olan idari para cezalarını düzenlemiştir. İktidar tarafından COVID 19 döneminde yapılan hukuka aykırılıklar saymakla bitmemektedir. Mesela kanunla düzenlenmiş olan baro seçimleri yine genelgeyle ertelenmiştir.

Görüldüğü üzere COVID 19 kapsamında alınan önlemleri bile hukuka aykırı bir şekilde alan iktidarın hukuk reformu iddiaları gerçekçi değildir. Bu önlemlerle birlikte idarenin kanuniliği ilkesi adeta yerle bir edilmiştir. İdarenin bu düzenlemeleri kanımca yetki gaspı niteliği taşımaktadır. İdarenin kanuniliğine hiçbir şekilde rastlayamadığımız ülkemizde hukuk reformundan bahsetmek ne yazık ki mümkün gözükmemektedir. Neticeten, yasama, yürütme ve yargının tek bir kişide toplandığı partili cumhurbaşkanlığı sisteminden hukuk reformu beklemek gerçekten hayalcilikten başka bir şey değildir.

ÖNCEKİ HABER

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: Bir ülkede vesayet varsa, orada adalet yoktur

SONRAKİ HABER

BioNTech ve Pfizer’in Kovid-19 aşısı onay sunum belgelerine siber saldırı düzenlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa