İskender Bayhan: Aşının etkin maddeleri sınıfsal değil ama aşılanmak tamamen sınıfsal
Gazeteci İskender Bayhan devam eden koronavirüs kısıtlamalarını ve aşı tartışmalarını Gündem Özel'de değerlendirdi.
Gazeteci İskender Bayhan devam eden koronavirüs kısıtlamalarını ve aşı tartışmalarını Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de değerlendirdi.
İskender Bayhan 'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:
Birincisi, Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamada kısıtlamada belli oranda da olsa virüsün yayılma hızı açısından, vaka sayıları açısından etkili olduğu söylendi.
İkincisi ise epey zamandır ısrar edilen ve gittikçe yaygınlaşan 14 ve 28 gün arasında tam kapanma çağrıları da yapıldı. Bu ikincisinin önemi artıyor ve kaçınılmaz hale geliyor. Sağlık Bakanlığı sosyal destek programıyla 21 günlük kapanma gerçekleştirecek mi önümüzdeki günlerde göreceğiz.
ERDOĞAN BİLİM KURULUNU DAHA FAZLA HEDEFE KOYABİLİR
Örgütlü tepkiler ve halk içindeki huzursuzluk artarsa kapanma önlemleri alabilirler. Halk tepkilerinin zaman zaman Bilim Kurulunda yankısı oluyor. Ama Bilim Kurulu sorumluluk sahibi ama yetkisiz bir kurul olduğu için kendisinin bir işlev üstlenmesi açısından bir sonuç doğurmayacaktır. Erdoğan da iyi kısmını kendine yontup problemler olduğunda topu Bilim Kuruluna atıyor. Bilim Kuruluna yedek lastik muamelesi yapıyor. Erdoğan Bilim Kurulunu daha fazla hedefe koyabilir.
AŞILAR, PATENTLER HALKIN OLMALI
Aşı tartışmaları salgın ve salgınla mücadele konusunda yeni bir aşamaya geldiğimizi gösteriyor. Aşıları ülke isimleriyle ansak da bu aşılar tekellerin aşıları. Aşıların sahibi, patent sahipleri tekeller. Bu aşıların bir çoğu kamu kaynakları kullanılarak aşı çalışmaları sürdürülüyor. Aşı kimin, patent kimin olmalı diye sormalı. Aşılar, patentler halkın olmalı. Tekellerin aşılar konusundaki tutumu, salgınla mücadelede ve halk sağlığı konusunda sınıfsallık gerçeğini daha da ağır hale getiriyor. Aşının bileşimi, etkin maddeleri prospektüsü sınıfsal değil ama aşılanmak ve halk sağlığı açısından aşı tamamen sınıfsal. Ülkeler dünya kapitalizmindeki sıralamalarına göre aşı siparişleri veriyorlar ve ona göre bir kavga sürüyor. Halkın sağlığı açısından düşündüğümüzde bütün dünya halkları için olduğu gibi Türkiye’de de işçi ve emekçiler açısından patentin halk olması lazım. Aşılar prospektüsü ile birlikte halkla paylaşılmalı, bütün özellikleri tüm bilim çevreleri açısından görünür olmalı, halk için ücretsiz olmalı ve birinci derece risk gruplarından başlayarak aşı yapılmalı.
YARIN AŞI İÇİN PARA İSTEYEBİLİRLER
Sağlık Bakanı salgının başında maske ücretsiz dedi, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Herkes parayla alır oldu. Testlere fiyat koydular. Grip ve zatürre aşıları da doğru şekilde yönetilemedi. Aşı da bedava diye başlayıp yarın tanesi 500 lira bin lira diyebilir.
TÜRKİYE'DE YAŞAYAN 87 MİLYON İNSANIN AŞILANMASI GEREKİR
DSÖ’nün, Bilim Kurulunun ve Türkiye’deki bilim örgütlerinin ortak onayını kazanmış herhangi bir aşının yapılıp yapılmamasını tercihe bırakmak, Türkiye’de tek adam hükümetinin halkın sağlığı söz konusu olunca ne kadar ‘demokrat’ olduğunu göstermekten başka bir anlam ifade etmez. Aşılar onaydan geçtikten sonra serbestlik değil zorunluluktur gerekli olan. Bütün toplumun aşılanmasının gereği yapılmalı. Halkın sağlığı söz konusu olunca pek demokratik oluyorlar. Ama konu hak aramaya gelince yasaklar dayanıyor. Maskede zorunluluk koyuyorsun, ceza uyguluyorsun da aşı söz konusu olunca yapmıyorsun bunu?
Türkiye’de yaşayan 87 milyon insanın aşılanması gerekir. başka türlüsüne ‘hükümet top sektiriyor’ denir. (Evrensel WebTV)