11 Aralık 2020 04:10
Son Güncellenme Tarihi: 11 Aralık 2020 11:45

AB Zirvesinde Türkiye'ye ek yaptırım konusunda fikir birliği sağlandı

AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’ye ek yaptırım uygulanması konusunda fikir birliği sağlandı. Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetlerine katılanların yaptırım listesine eklenmesine karar verildi.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nin ilk gününden çıkan sonuç bildirgesinin Türkiye ve Doğu Akdeniz ile ilgili bölümleri üzerinde fikir birliği sağlandı. Kabul edilen sonuç bildirgesi bölümünde, AB Konseyi'nde 11 Kasım 2019 tarihinde kabul edilen kararlar çerçevesinde "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yetkisiz bir şekilde gerçekleştirdiği sondaj faaliyetleri nedeniyle yeni kısıtlayıcı önlemlerle ilgili ek listeler hazırlaması" istendi. Buna göre yaptırım listesi genişletilecek, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine katılan kişi ya da kuruluşlar listeye eklenecek. Sonuç bildirisine yönelik yapılan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "Yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz" denildi.

Sonuç bildirgesinde, Türkiye'nin tek taraflı adımlara ve provokasyonlara devam ettiği, AB'ye karşı söylemini yükselttiği belirtilerek Oruç Reis gemisinin Antalya Limanına dönmesinin not edildiği, Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin yeniden başlayabilmesi için gerginliğin düşürülmesinde AB tarafının ısrarcı olduğu ifade edildi.

AFP'ye konuşan bir diplomat, "Belirlenen önlemler bireylere yönelik yaptırımlar olacak ve Türkiye'nin faaliyetlerini sürdürmesi halinde ek önlemlerin alınmasına da karar verilebilecek" dedi.

TÜRKİYE'NİN TUTUMU MART AYINA KADAR DEĞERLENDİRİLECEK

Bildirgede, AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği ile Avrupa Komisyonu'ndan AB ile Türkiye arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin durumuyla ilgili rapor hazırlaması talep edildi. Buna göre AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, en geç mart ayına kadar Türkiye'ye karşı izlenecek yol konusunda seçenekler ve mevcut yaptırımların kapsamının genişletilmesinin de yer alacağı bir rapor hazırlayacak. Rapor, mart ayında yapılması planlanan AB liderler zirvesinde ele alınacak. Bu süreçte AB liderlerinin Türkiye konusunda ABD'nin yeni Başkanı Joe Biden ile istişare yapması bekleniyor.

AB Konseyi'nin Kasım 2019'da aldığı karar, Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine katılan kişi ya da kuruluşlara seyahat kısıtlaması ve varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor. 2020 Şubat ayında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) iki yöneticisi yaptırım listesine alınmıştı.

KAPALI MARAŞ'TA KISMİ AÇILMA KINANDI

Bildiride ayrıca kapalı Maraş'ın bir kısmının açılması kınandı ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına saygı gösterilmesi gerektiği belirtildi.

AB'nin Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde çözümüne yönelik müzakerelerin BM himayesinde yeniden hızla başlamasını desteklediği belirtilen bildiride, "aynısının Türkiye'den de beklendiği" ifade edildi.

KARAR ANKARA’YA YANIT

AB liderlerinin Türkiye'ye yönelik yeni kısıtlayıcı önlemler kararına ilişkin Reuters'a konuşan bir Fransız yetkili, "Karar, Ankara'yla gittikçe kötüleşmekte olan duruma bir yanıt" diye belirtti.

Bildiride ayrıca AB'nin Türkiye'deki Suriyelilere finansal yardım sağlamaya devam etmek için ve göç yönetimi konusunda hazır olacağı bildirildi.

Bildiride son olarak, "AB, Türkiye ve Doğu Akdeniz'deki durumla ilgili konularda ABD ile koordinasyon içinde olmayı amaçlayacaktır." denildi.

Zirve öncesi Yunanistan ve Fransa gibi ülkeler, Türkiye'ye daha sert ekonomik yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunuyordu.

ERDOĞAN: MARTTA DA BİR ŞEY ÇIKMAZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan kararları "Aklıselim ülkeler olumlu tavrı ortaya koyarak bu oyunu boşa çıkardılar" ifadeleri ile değerlendirdi. Erdoğan, Türkiye'nin tutumlarının mart ayına kadar değerlendirileceğine dair kararla ilgili de "Martta da bir şey çıkmaz" dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'ye yönelik yaptırımların "AB'nin kararlılığını gösterdiğini" ifade etti.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: HUKUKA AYKIRI TUTUMU REDDEDİYORUZ

Dışişleri Bakanlığı tarafından AB Zirvesi sonuçlarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB'nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz" denildi.

Açıklamada, AB'nin hiçbir yararı olmayan kısıtlayıcı önlem alma arayışından çıkamadığı ifade edilerek, "Bazı üye ülkelerin üyelik dayanışmasını ve veto haklarını kötüye kullanarak, Türkiye’ye karşı gündeme getirdikleri maksimalist talepleri ve haksız tutumları, Türkiye ile AB’yi bir kısır döngü içine sokmuştur. Bu durum, Türkiye ve AB’nin ortak çıkarları ile bölgemizin barış, güvenlik ve istikrarına zarar vermektedir. Özellikle Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB’nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz. Türkiye, bölgede istikrarın tesisi için, Yunanistan’la, kışkırtıcı adımlarına rağmen, önkoşulsuz olarak istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğunu her zaman ifade etmiştir" denildi.

"BU TUTUMUNDAN VAZGEÇMELİDİR"

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC), 2004’ten bugüne kadar, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının bir gerginlik değil, istikrar unsuru haline gelebilmesi için iyi niyetli bir biçimde çaba gösterdiği ifade edilerek, "AB bu kararında bir kez daha Kıbrıs Adasının ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkını ve iradesini görmezden gelmiş, kendisini Kıbrıs meselesi ve Kapalı Maraş konularında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) dayatmasına mahkûm etmiştir. AB artık, Kıbrıs meselesine Ada’daki gerçekler temelinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmasını engellemeye matuf bu tutumundan vazgeçmelidir. Kıbrıs Rumlarının Kıbrıs Türkleriyle bir şekilde bir araya gelerek Doğu Akdeniz’de gerginliğe neden olan hidrokarbon kaynakları ve bunların gelirlerinin paylaşımı konusunu ele almaya başlamaları ve çözüm yolunda somut adımlar atmaları en sağlıklı çıkış yoludur" ifadesine yer verildi.

Açıklamada, "AB artık, Kıbrıs meselesine Ada’daki gerçekler temelinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmasını engellemeye matuf bu tutumundan vazgeçmelidir" denildi. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Tüm Köy Sen Malatya Şubesi: Çiftçinin borcu neden yapılandırılmıyor?

SONRAKİ HABER

ABD Gıda ve İlaç Dairesi, Pfizer-BioNTech'in geliştirdiği Kovid-19 aşısına onay verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa