Avcılar tetikte
Avcılar tetikte gün boyu. Bir kuş uçmaya kalksa. Havalanıyorsa kuşlar. Tüfekler patlıyor ardından. Karartarak aydınlığı. Parçalanan ağacın dökülen yapraklarıyla. Yerde kalan kuşlarla. Gömülmeden.
SİS İÇİNDE
Kesilen her ağaç, yıkılan duvar beton bir dikite dönüşüyor. Gökyüzüne yükselen gökdelenlerle. Bulutlara karışıyor. Sisi, dumanı indirerek yere. Gözü göze göstermeyen.
BEKLENTİ
İnsanların sokağa çıkmasının yasaklandığı gün, boş sokakları inadına ısıtır oldu güneş. Güz sonu bir yazı başlatarak, yasaklara karşı. İnsanı bekleyen.
AVCILAR TETİKTE
Avcılar tetikte gün boyu. Bir kuş uçmaya kalksa. Havalanıyorsa kuşlar. Tüfekler patlıyor ardından. Karartarak aydınlığı. Parçalanan ağacın dökülen yapraklarıyla. Yerde kalan kuşlarla. Gömülmeden.
GECEDE
Karanlıksa gece. Işımıyorsa ay. Parıldamıyorsa yıldızlar. Aydınlatır yakılan ışıklar. Suyu, havayı, toprağı. Serilinceye kadar güneşe.
SÖZCÜKLER YANIYOR
Sözcükler yetersiz. Kavruluyorken topraklar, yanıyorken çiçekler otlar. Ateş yağdıkça/yağdırıldıkça göklerden. Ölenlerin/öldürülenlerin üstüne. Yağmur yerine. Sözcükler yanıyor.
ÖZLEM
Erkenden yatıyorum geceleri. Elemesi için karanlığı düşlerin aydınlığı. Uyanabilmek için rengarenk bir sabaha.
ÖLÜM
Ölüm kol geziyor. Boğazımızı sıkarak. Güneşi göstermeden. Elleriyle boğazımızı sıkanların.
ÖZGÜRCE
Kirlenmiş/kirletilmiş bütün sokaklar. Yasaklansa da yasaklanmasa da. Boş. Uzaklaşmış yaşamdan. Bütün gün işte yorgun argın. Uyurken yatağında. Düşü düşe bağla. Özgürce yaşamaktan.
AÇIKLIK
Denize açılan bir sokak olmazı. Üstünde masmavi göğün sonsuzluğuyla denizin uçsuzluğunda. Penceremden baktığımda. Sağırlaşan odamdan karşı evin duvarına.
Evrensel'i Takip Et